Değerli Okuyucular;
Hepinizce malum olduğu üzere yerel yönetimlerin önemi hususunda ülkemizin dönüm noktası olan 31 Mart 2019 tarihli Mahalli İdareler seçimleri öncesinde birçok farklı bakış açısı ile görüş ve önerilerimi içeren yazıları kaleme alarak sizler ile paylaşmış idim.
Öncelikle yerel seçimlere giden süreçte seçim uygulamaları üzerinde oldukça fazla yazı metnini siz değerli okuyucular ile paylaşmış idim.
Takdir edileceği üzere 16 Nisan 2017 referandumu sonrasında ilk kez kanuni zeminde yürürlüğe girmiş bulunan ittifak uygulamaları, Mahalli İdareler Seçimleri manasında da bir ilke konu olan uygulama olarak karşımıza çıkmış ve bugüne kadar kanuni düzenleme dahilinde ittifakın ilk kez uygulandığı yerel seçimler bu seçimler olarak tarihe geçmiştir.
Her iki ittifak cephesince izlenen politikalar, 31 Mart 2019 tarihli mahalli idareler seçimlerinde vatandaşımızın reyi ile sonuçlarını ortaya koydu.
Özellikle Ankara ve İstanbul düzeyinde yoğunlaşan ittifak bloklarının faaliyetleri, izledikleri siyasi politikalar sonuçlar üzerinde etkin olarak karşımıza çıktı.
Yerel Yönetimlerin teşekkül ettiği bu süreç esasen bizlere uygulama manasında birçok sıkıntının mevcut olduğunu, bu uygulamalarda yaşanılan aksaklıklar her ne kadar bu seçimlerde tespit edilmiş ise de yasal düzenleme yapılmasının mümkün olamaması karşısında daha doğru bir ifade ile buna ilişkin kanuni düzenleme yapabilecek zaman genişliğinin mevcut olamaması ile neticeler yine aksaklıkların yansımaları ile dolu bir şekilde karşımıza çıkmıştır.
Nedir bu aksaklıklar ve yazımız bütününde yerel yönetimlerde nasıl düzenlemeler yapılması yerel yönetimlerdeki tıkanıklıkların önünü açar bu konudaki görüş ve önerilerimizi sizler ile paylaşacağım.
İlk ve en önemli konu hatta olmaz ise olmaz diyebileceğimiz gerçeklik muhtarlık seçimlerinde toplanmaktadır.
Şu hususu hiç çekinmeden beyan ederim ki, özellikle nüfus yoğunluğu ve buna bağlı seçmen sayısının az olduğu yörelerde her yerel seçimin kaderi muhtarlık seçimlerine doğrudan bağlı kalmıştır.
Birçok mahalle yada köy muhtarlıkları karşılıklı anlaşma ile belediye başkanını, belediye ve il genel meclisi üyelerini doğrudan belirler olmuş, belki de birçok fonksiyonu Nüfus Müdürlükleri, Kaymakamlık İlçe Özel İdare Müdürlükleri, İl Merkezlerinde Valilik Özel İdareleri tarafından yani kamu kurum ve kuruluşlarınca yerine getirilmekte olan, dijital otomasyon ağları ile çözüme kavuşabilen muhtarlıklar her seçimin kaderinde etkin olmuştur.
Tabi daha da büyük bir perspektifte özellikle büyükşehirlerden oy kırsalda oy taşıma amaçlı göçlerinin engellenemez oluşu, adeta bu seçim büyükşehirlerin dahi tam ve sağlıklı seçim sonuçlarına ulaşamamasına açıkça sebebiyet vermiştir. Bu sebepler ile öncelikle gerçek ikamet esası korunmalı, muhtarlıkların öncelikle mahallelerden başlamak üzere fonksiyonları sonlandırılmalı, sırası ile de köylerde muhtarlıklar kaldırılarak faydasından çok zararı olan bu sıkıntı artık bertaraf edilmelidir.
Diğer bir husus ise Belediyeler nezdinde ciddi manada kamusal düzenlemeler ve revizyonların gerçekleştirilmesi yerel yönetimleri daha etkin ve bilinçli kılacaktır. Zira, bu hususta 31 Mart 2019 seçimleri için tüm siyasi partilerden ilk beklentim her belediye için üniversite mezuniyeti şartı getirilmesi konusunda yasal düzenleme getirilerek adayların belirlenmesi olmuş idi. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki bu konu hiçbir siyasi partinin gündemine dahi gelmedi.
Bundan sonraki süreçte özellikle kamu tecrübesi olan üniversite mezunu bireylerin aday olarak değerlendirmesinin yapılması, aynı yoğunluğun meclisler nezdinde de yaşatılması kanaatimce bu reformun önemli parçalarından bir tanesi olacaktır. Yine, özellikle belediyeler nezdinde yapılan hesapsız ve çıkmaza sokan harcamaların sonlandırılması ve belediyecilik iş ve işlemlerinin belediyecilikten hiç haberi olmayan, sadece siyasi popülarite gereği o makamları tercih edip salt toplum içerisindeki hatipliği ile bu makamlara getirilen bireylerden uzak durulması da elzemdir.
Belediyecilik tüm esasları ile en geniş detayda hazırlığı ile bu işin gerçek ehilleri ile yapılmalı, tercihler buna göre yapılmalı, halkımızın tercihlerini en sağlıklı sunulanlar ( adaylar ) üzerinden yapması en doğru olandır. Bu nedenler ile aday olmak kriterleri de belirttiğim şekilde yasal düzenleme ile bir zemine kavuşturularak sonuca ulaştırılmalıdır.
Belediyecilik borçlanmaları, aktifleri ve pasifleri ile çıkmazdan kurtarılmalı, belediye çalışanlarının maaş almak konusundaki bitmek bilmeyen telaşı ortadan kaldırılmalıdır. Bu hususta memur ve kamu işçileri gibi belediye işçileri de garantör duruşu hissetmek hakkına sahiptir. Belediyeler üzerinde liyakat ve gerçek manada ehil olarak gelmemiş bulunanlar maalesef belediyelerin bütçelerini içinden çıkılmaz hale getirmişlerdir. Bu husus darboğaza giren belediyeler ciheti ile başlamak üzere tüm borçlanmalar hesap edilerek devlet garantörlüğü ile çözülebilir. Birçok noktada belediyelerce yapılabilecek bir kaynak yada imkan bulunmadığı maddi gerçekliği karşısında devletimizce artık belirttiğimiz hassasiyetler ( ki bu durumlar esasen herkesçe bilinmekte ancak çözüm noktasında artık ciddi bir sıkışma kendisini göstermektedir..) çerçevesinde yerel yönetimler açısından ortak akıl ile yasal zemine kavuşturulmuş revizyonların yapılması yatırımlar noktasında da kanaatimizce etkin olacaktır?