Tarihinin en kapsamlı restorasyonunu geçiren Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda çalışmalara yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dolayısıyla yaklaşık 1,5 yıl önce ara verildi. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın restorasyonu için yeniden düzenlenen ihale sonuçlanarak ilgili firmaya yer teslimi yapıldı. Ulu Cami'nin 2015-2019 yıllarında restorasyonu sırasında yapılan geçici koruma çatısının sürekli bakımının yapıldığını söyleyen Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Rifat Türker, "Restorasyon kapsamında daha önce çatı açılmıştı, çatı tamamen kapatılacak ve güçlendirme projesi yapılacak. Taş kaplamalar yeniden düzenlenecek. Betonarme tonoz darbesiz aletler kullanılarak sökülecek ve proje doğrultusunda yeniden tonoz yapılacak. Cami içinden minareye çıkan merdiven basamaklarından gerekli olanlar yenilenecek. Tüm duvarlarda başlanmış olan çimento temizliği ve tuz temizliğine devam edilecek, derzlerde yapılacak temizlik çalışmaları sonrasında derzler kireç esaslı harçla tamamlanacak. Mevcut ahşap kapılarda ve şah mahfilindeki ahşap elemanların konservasyonu yapılacak. Ahşap pencere doğramaları projede belirtildiği şekliyle yenilenecek. Yapı içinde korunabilecek sıvalar sağlamlaştırılacak. Şifahane giriş kısmının kapısı yeniden düzenlenecek. Taç kapıların detay projeleri hazırlanarak konservasyonu yapılacak. Minarede gerekli onarım yapılacak. Çevre düzenlemesi proje doğrultusunda tamamlanacak. İnşallah 800 gün sonra camimiz cemaatiyle buluşacak."
Türker, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın etrafında herhangi bir kamulaştırma sorunu kalmadığını da ifade etti.
Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde Hükümdar Süleyman Şah'ın oğlu Ahmed Şah tarafından 1228 yılında yaptırılan Divriği Ulu Cami, 1280 metrekarelik, caminin bitişiğinde Behram Şah'ın kızı Melike Turan Melek'in de aynı yıl yaptırdığı darüşşifa da 768 metrekarelik alana sahip bulunuyor. İnanç ve tarih turizmi açısından önemli bir eser olarak gösterilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, mimari üslubuyla dikkati çekiyor. İspanya'nın Granada kentindeki İslam mimarisinin en önemli eserleri arasında yer alan El Hamra Sarayı'na benzediği için Avrupalı bilim insanlarınca "Anadolu'nun El Hamra'sı" olarak görülen tarihi yapı, mimari yapısı ile başta sanat tarihçileri olmak üzere mimar ve mühendisleri etkiliyor.
