
Barışık, "Alınan önlemlerle, dövize yönelik geçici talep kırıldı ve hisse senedi piyasası 9000 puan seviyesinde dengelenerek toparlanma sürecine girdi. Bu süreç yatırımcı psikolojisinin dağılmasını önleyerek güveni yeniden tesis etti. Açığa satış yasağının 28 Nisan'a kadar kaldırılması, şirketlerin hisse geri alım programlarının kolaylaştırılması, bankalara getirilen istisnalar, kredili hisse pozisyonları için teminat oranının yüzde 35'ten yüzde 20'ye düşürülmesi gibi önlemler etkili oldu" diye konuştu.
Önümüzdeki süreçte bu desteklerin kalıcılığının izlenmesi gerektiğini söyleyen Barışık, "Piyasada oluşabilecek volatilite artışı durumunda ekstra önlemler alınabilir. Ayrıca, kurumlar piyasayı yakından takip ediyor ve oldukça proaktif davranıyor. Bundan sonraki süreçte etkilerin kalıcılığı izlenmeli. Eğer yeni bir baskı dalgası gelirse, özellikle yatırım fonlarına yönelik vergisel teşviklerle yeni destek adımları atılabilir. Üçüncü aşamada ise halka açık şirketlerin Kurumlar Vergisi'nde sağlanacak muafiyetlerle hisse geri alımlarına özendirici bir ortam yaratılabilir. Ayrıca BES fonlarında hisse senedi oranının artırılmasını teşvik edecek şekilde devlet katkısı artırılabilir. Bu hem uzun vadeli fon girişi sağlar hem de yerli yatırımcıyı borsa sistemine daha fazla entegre eder. Ayrıca tahvil ve bono piyasasına likidite sağlanması da önem arzediyor" ifadelerini kullandı.
Murat Barışık, "Bu önlemler uzun vadeli fon girişini destekleyerek yerli yatırımcıların borsa sistemine daha fazla entegre olmasını sağlayacak. Tahvil ve bono piyasasına likidite sağlanması da kritik öneme sahiptir. Yatırımcılar bu tür dönemlerde panikle hareket etmek yerine daha temkinli olmalıdır. Özellikle sert tepki hareketlerinde kredili pozisyonların kademeli olarak azaltılması daha sağlıklı bir strateji olabilir. Unutmamak gerekir ki borsalar ölmez, dönemsel krizlerle sadece hastalanır. Bu tür volatil dönemlerde, kısa vadeli dalgalanmalar yerine orta ve uzun vadeli değer yatırımlara odaklanmak daha sağlıklı bir strateji olabilir" dedi.
Barışık, "Aracı kurumların araştırma departmanları tarafından hazırlanan raporlar detaylı bir şekilde incelenmelidir. Yatırımcıların temeli sağlam, güçlü bir hikayesi olan ihracat kapasitesini artırabilen ve kârlı büyümesini sürdürebilen şirketleri portföylerinde daha fazla bulundurmaları önemlidir. Mevcut ekonomik koşullar ve gelecekteki olası gelişmeleri göz önünde bulundurarak bazı sektörler yatırımcılar için daha avantajlı olabilir. Bu süreçte kur riski düşük, güçlü nakit pozisyonuna sahip ve talep esnekliği düşük sektörler öne çıkabilir" diye konuştu.
Murat Barışık son olarak, yatırımcılara sektör bazlı değerlendirmeler yaparak kararlarını bilinçli bir şekilde vermeleri gerektiğini hatırlatarak, sektörlerdeki gelişmeleri yakından takip etmelerini önerdi.
DHA
Editor : Demirören Haber Ajansı