Sivas Numune Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. İbrahim Karaduman, D vitaminin hormon olduğuna dair süren tartışmalara açıklama getirdi. D Vitamininin çok önemli olduğunu vurgulayan Karaduman, Mayıs ve Kasım ayları arasında 10.00 ile 15.00 saatlerinde direk güneşle temas edilmesinin cilt kanseri riskini artırdığını belirtti. Vücudun büyük geresinim duyduğu D vitamininin yumurta ve somon tüketilerek veya tablet ya da damla formlarıyla desteklenmesi öneriliyor.
D vitamininin diğer vitaminlerden ayrılma sebebinin vücuttan direkt alınabilmesi olduğunu belirten Dahiliye Uzmanı İbrahim Karaduman, “Aslında D vitamini bir hormondur. Steroid yapılı bir hormondur ve vücudumuzda üretilmektedir. Ama ilk tanım olarak, vitamin şeklinde tanımlandığı için ismi vitamin olarak kalmıştır. Ama normalde vücudumuzun üretmiş olduğu bir hormondur. D vitamini diğer vitaminlerden ayrılma sebebi şudur. D vitamininin yüzde 10- 20’lik bir kısmı besinlerle emilirken yüzde 80-90’lık bir kısmı güneş ışınlarından derimiz tarafından sentezlenmektedir. Ama bu sentezlenme için de güneş ışınlarının belli bir açıyla gelmesi lazım. Ülkemiz için bu açı Mayıs, Kasım aylarında saat 10.00 ile 15.00 arasında gelebilmektedir. Ama şöyle de bir handikapı var. Hiçbir doktor bu aylarda, bu saatlerde güneşe çıkmanızı ve doğrudan güneşle temas etmenizi önermez. Çünkü cilt kanserlerinin riskini arttırıyor. D vitamini alırken cilt kanseri olma riskini de almak çok mantıklı olmadığı için önermeyiz. Daha çok bu tarz hastalarda besin yoluyla alımını daha çok öneriyoruz. Her ne kadar güneşten alınıyor olsa da çok önermiyoruz. Bu şekliyle de vitamin olarak daha çok alınıyor” diye konuştu.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ KANSER RİSKİNİ ARTIYOR MU?
Vitamin mi hormon mu tartışmasının nedeninin hem besinlerden hem derimizden alınması olduğu belirten Karaduman, “Bu tarz tartışmanın sebebi, vücudumuzun sentezlenmesi için gerekli koşulları fazla olduğu için oral yolla aldığımız zaman vitamin oluyor. Ancak tam vitamin sayamayız. Sadece takviye olarak almamız gereken bir hormon olarak adlandırmak belki daha doğru olabilir. Vücudumuzun üretmesindense dışarıdan da almamız gereken bir hormon olarak adlandırmak daha doğru olur. Normalde D vitaminin bilimsel kanata dayalı neden sonuç ilişkisinin kurulduğu tek bir şey var, o da kırık riskinin engellenmesi. Ama yapılan çalışmalar ve gözlemsel çalışmalar şunu göstermiş ki, D vitamini eksik olan kişilerde kolon kanseri başta olmak üzere, meme kanseri, prostat kanseri, bağışıklık sisteminin baskılanması, üst solunum yolu enfeksiyonlarının sık görülmesi ki son iki yılda korona gibi bir pandemi geçirdik. Koronavirüs D vitamini eksik kişilerde daha fazla görüldü. Onun haricinde şeker hastalığı olma ihtimali, demans gibi beyin hastalıkları, alzheimer gibi hastalıklara, kalp hastalıklarına neden olma ihtimalinin arttığı gösteriliyoruz. Aslında D vitamini bunlara baktığımız zaman tek bir kemik koruyuculuğundan ziyade diğer organlarda da etki ettiği ve ileri çalışmaların gerektiği görülüyor. Yani belki bundan bir 5 yıl sonra veya 2-3 yıl sonra bu çalışmalar daha detaylı olduğunda biz burada D vitamini herkese vermeliyiz. Çünkü kanserden koruyor gibi iddialı bir cümle de kurabiliriz. Ama her ne kadar bunu söylesek bile çok iyiymiş. Ben o zaman bunu sürekli alayım gibi bir şey olmamalı. Bunun dozajları var. Toksik doz dediğimiz dozlara çıktığı zamanda ters etki yaparak hem kırık riskini artırıp hem de sağlığın bozulmasına neden olabiliyor” ifadelerini kullandı.
KEMİK SAĞLIĞI İÇİN GÜNDE YAKLAŞIK 800 ÜNİTE D VİTAMİNİ ALINMALI
D vitamininin ne kadar alınması gerektiğini de ekleyen Dahiliye Uzmanı Karaduman, “Normalde bizim Dünya Sağlık Örgütü ve diğer tüm bu konuyla ilgilenen derneklerin hepsinin şöyle bir önerisi var. Kemik sağlığını korumak için günde 600-800 ünite D vitamini almamız lazım. Peki, D vitaminini güneşten alamıyoruz. Mesela bir yumurtada 20 ünite D vitamini var. O zaman benim günlük 600 ünite almam için 30 yumurta yemem lazım. Veya 300 gram somondaki ki d vitamini olan besinler. Somonda 300 ünite D vitamini var. O zaman benim 600 gram günlük somon yemem lazım. Bu çok mümkün değil açıkçası. Bu durumda bizim bunu tablet formlarıyla desteklememiz gerekiyor. D vitamini taraması yapılmaksızın her bireye en az Bir 600-800 ünite D vitamini sağlayacak kadar dışarıdan tablet formuyla veya damla formuyla D vitamini deplasmanı yapmamız lazım. D vitaminim düşük mü, değil mi diye bakmadan bile bunu kişinin alıp kullanmasında hiçbir zarar yok. İlk önce vücuttaki depoları doldurmamız lazım ki sonra onların düşmesini engellemek için sabit tutarak tedaviyi vermemiz lazım” dedi.
