İçişleri Bakanlığının açıkladığı seçim sonuçlarına göre, aşırı sağcı Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Birlik (RN) partisi ve ittifaka dahil diğer aşırı sağ partiler yüzde 33,15 oyla birinci, sol partilerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi İttifakı ise yüzde 28 ile ikinci sıraya yerleşti.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Cumhuriyet İçin Hep Birlikte" ittifakı ise yüzde 20 oyla üçüncü sırayı aldı.
Seçimin en büyük kaybedenleri, Macron ittifakına ilaveten, oy oranı yüzde 6,6'ya gerileyen merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisi oldu.
2022'de düzenlenen bir önceki genel seçime göre aşırı sağın oyu 14 puan ve sol ittifakın oyu 2 puan artarken oy kaybı Macron ittifakında 6 puan ve Cumhuriyetçilerde 4 puan oldu.
Seçimde parti ve ittifakların kazanmak için yarıştığı Temsilciler Meclisindeki 577 sandalyeden 76'sı ilk turda sahiplerini bulurken kalan 501 sandalyenin kazananları, 7 Temmuz'da düzenlenecek ikinci turda belli olacak.
İlk turda seçim bölgelerinde yüzde 50 oy oranına ulaşarak belirlenen 76 milletvekilinden 38'inin aşırı sağ, 32'sinin sol ittifak, 2'sinin Macron ittifakı ve kalan 3'ünün merkez sağdaki Cumhuriyetçiler ve diğer sağ partilere ait olduğu açıklandı.
Kalan 501 seçim bölgesinde düzenlenecek ikinci turda, ilk turda minimum yüzde 12,5 oy oranına sahip adaylar yarışabilecek ve en çok oyu alan aday milletvekili seçilecek.
İkinci turda diğer partilerin aşırı sağa karşı işbirliği yapmaları bekleniyor
Merkez ve sol partilerden "ikinci turda aşırı sağa karşı işbirliği" sinyali
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından merkez sağ ve soldaki partiler adına yapılan ilk değerlendirmeler, 7 Temmuz'da düzenlenecek ikinci turda aşırı sağa karşı işbirliği yapma isteğini ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Macron, sonuçların açıklanmasının hemen ardından yaptığı açıklamada, yüksek katılımın "siyasi durumu netleştirme" arzusunun göstergesi olduğunu söyledi.
Macron, aşırı sağcı RN'ye karşı "geniş, açıkça demokratik ve cumhuriyetçi bir miting" düzenlenmesi çağrısında bulundu.
Seçime dair değerlendirmelerde bulunan aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) lideri Jean-Luc Melenchon ise bu sonucun "Emmanuel Macron'a ağır ve tartışılmaz bir yenilgiyi tattırdığına" inandığını ifade etti.
“İlkelerimize uygun olarak, hiçbir yerde RN'nin kazanmasına izin vermeyeceğiz." diyen Melenchon, ikinci turda RN’nin birinci, sol ittifakın ise üçüncü çıktığı her seçim bölgesinde adaylarını geri çekeceklerini belirtti.
Bu seçimde kesin tek şeyin, Başbakan Gabriel Attal’ın görevinden ayrılacağı olduğunu kaydeden Melenchon, "Mutlak çoğunluğu Yeni Halk Cephesine (sol koalisyon) vermeliyiz çünkü tek alternatif bu." diye konuştu.
Eski Başbakan ve Macron ittifakına dahil Ufuklar Partisinin lideri Edouard Philippe de ikinci tur için işbirliği çağrısı yaptı.
Aşırı sağcı RN ve aşırı solcu LFI partilerini kastederek ikinci turda radikal partilere karşı işbirliği yapacaklarını belirten Philippe, "RN ya da LFI adaylarına oy verilmemelidir. Sağda ve merkezde her şeyin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Ben buna hazırım." dedi.
RN lideri Marine Le Pen ise seçmenin şüpheye yer bırakmayan bir oylamayla "Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 7 yıllık aşağılayıcı ve yıpratıcı gücünün ardından yeni bir sayfa açma isteğini gösterdiğini" belirtti.
Le Pen, "Hiçbir şey kazanılmış değil ve ülkenin şiddete meyilli aşırı solcu Nupes koalisyonunun (sol ittifak) eline düşmesini engellemek için ikinci tur belirleyici olacak." ifadelerini kullandı.
Fransız basınına göre Macron'un erken seçim kararı kendi sonunu getirdi
Fransız basını Macron'un Meclisi feshetme kararının kendi görevi ve partisinin geleceği üzerindeki etkilerine değindi.
Challenges dergisinin "2024 genel seçimleri: Kral Macron'un saltanatının sonu" başlıklı haberinde, Macron'un Meclisi feshederek kendi düşüşünü tetiklediği belirtildi.
Haberde, Macron'un eski Başbakanı Edouard Philippe, mevcut Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire ve İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'in Macron'un düşüşünü daha da hızlandırdığı ifade edilerek, "Bu genel seçimler, Macronculuk saltanatının sonunu imzalayabilir." değerlendirmesine yer verildi.
Le Monde gazetesi, ilk sonuçlara göre seçimin ilk turunda iktidarın, rakipleri aşırı sağ ve solcuların gerisinde kalmasını "Mağlup olan Macron cephesi, üçüncü sıraya yerleşti" başlığıyla duyurdu.
Fransız Le Figaro gazetesi de "Genel seçimler: Macron'un kaybettiği kumar" başlığıyla geçtiği haberde, Macron'un merkezdeki "blokunun" yok olma riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.
Haberde, "Avrupa (Parlamentosu) seçimleri tokadından 3 hafta sonra Elysee'de yine bir mağlubiyet gecesi." ifadesi kullanıldı.
Aşırı sağın vaatleri
Aşırı sağın Ulusal Mecliste oy çoğunluğu sağlaması halinde RN liderlerinden Jordan Bardella, başbakan olacak. Bu durumda Fransa, Bardella ve Macron tarafından birlikte temsil edilecek.
RN’nin çoğunluğu elde etmesinin Fransa’nın Ukrayna’ya yönelik mali destek taahhütlerini riske atabileceği ve göçmenler meselesinde farklı bir tutum izlenebileceği ihtimaller arasında yer alıyor.
Seçim kampanyası sırasında taraflar, kazanacakları olası zafer sonrası vaatlerine yönelik açıklamalarda bulundu.
RN partisinin genç lideri Jordan Bardella, Fransa'ya göç akışlarını büyük ölçüde azaltacağını söyledi.
Seçimlerde galip çıkması halinde 30 yaş altı vatandaşların vergi vermeyeceğini duyuran Bardella, Ukrayna'ya Fransız askeri birlik gönderilmesine karşı olduğunu da aktardı.
Sol ittifakın vaatleri
Solcu ve çevrecilerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi ittifakı da seçim kampanyası kapsamında birçok vaatte bulundu.
İttifak, seçimi kazanmaları halinde, vatandaşlar için gıda, enerji ve akaryakıt fiyatlarını donduracaklarını ve asgari ücreti 1600 avroya yükselteceklerini duyurdu.
Filistin'i resmi olarak tanıyacağını açıklayan Yeni Halk Cephesi, Macron'un cumhurbaşkanlığı döneminde yürürlüğe giren ve emeklilik yaşını kademeli olarak 62'den 64'e çıkaran tartışmalı reformu da yürürlükten kaldıracaklarını taahhüt etti.
İkinci turdan ne sonuç çıkarsa çıksın Macron'un görevi devam edecek
Yapılan erken seçimlerin parlamento seçimleri olması dolayısıyla yeni bir cumhurbaşkanı seçilmesi durumu söz konusu değil.
Kazanan ittifakın hangi taraftan olduğu fark etmeksizin Macron, cumhurbaşkanlığı görevine devam edecek.
Ancak buna rağmen, Meclisteki çoğunluğu sağ ya da sol ittifakların elde etmesi durumunda Macron'un istifa edip etmeyeceği sorusu gündeme geldi.
Görev süresi 2027'de dolacak Macron, AP seçim sonuçlarının ardından "durumu açıklığa kavuşturmak için" kararlaştırdığı erken genel seçimlerin sonucunda hangi taraf kazanırsa kazansın istifa etmeyeceğini bildirdi.
Ulusal Meclisi feshederek erken seçime gitme kararı almasından kısa süre sonra basına açıklamalarda bulunan Macron, "Sonuç ne olursa olsun kurumlar bellidir ve cumhurbaşkanının yeri de bellidir." sözleriyle istifa seçeneğinin söz konusu olmadığını vurguladı.
Macron'un kendi ittifakı dışında bir başbakanla çalışma ihtimali
Fransa'da 1958'de kabul edilen anayasaya göre, cumhurbaşkanının Meclisi feshedip erken seçim düzenledikten sonra aynı kararı alabilmesi için 1 yıl beklemesi gerekiyor.
Partisi Rönesans'ın iktidar ortaklarıyla kurduğu ittifak dışında bir ittifak ya da aşırı sağın salt çoğunluğu elde ettiği bir m
Meclis sandıktan çıkarsa Macron, seçimi kazanan siyasi partiden bir başbakan atamak zorunda kalacak. Bu, Macron'un cumhurbaşkanı olarak kendi partisinden farklı politikalar izleyen bir başbakanla çalışması anlamına gelen "kohabitasyona" sebebiyet verecek.
Cumhurbaşkanının diplomatik alandaki yetkisi daha kısıtlı olduğu için hükümetin aldığı bazı kararlar cumhurbaşkanının politikalarıyla çelişebilecek.
Siyasi istikrarsızlık Fransa ekonomisine zarar veriyor
Cumhurbaşkanı ve başbakanın farklı partilerden olmaları halinde ülke ekonomisinin de bu durumdan olumsuz etkilenmesi muhtemel.
Macron'un 9 Haziran'da erken seçim kararı almasından bu yana Fransız borsası CAC 40 endeksindeki değer kaybı yaklaşık yüzde 5 oldu.
Siyasi istikrarsızlık korkusuyla uluslararası piyasalarda Fransa'nın risk primi de 2012'de Avro Bölgesi'ndeki borç krizinden bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Fransa'da siyasi krizin, 26 Temmuz – 11 Ağustos 2024 tarihlerinde düzenlenecek Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları'nı da olumsuz etkilemesinden endişe ediliyor.
Ulaştırma Bakanı ve İçişleri Bakanı gibi olimpiyat organizasyonlarında önemli roller üstlenen isimlerin seçim sonuçlarına bağlı değişecek olması ya da olimpiyatlar sırasında bu koltukların boş kalma ihtimali endişeleri artırıyor.
(AA)
Editor : Anadolu Ajansı