Son 50 yıldır Sivas´ta kalaycılık sektöründe çırak yetişmediğini de vurgulayan Ödül, ?Sivas´ta bu mesleği sürüden iki kişiden biri benim. Sanırım bizimle birlikte ilimizde kalaycılık mesleği de son bulacak? dedi.
Erhan CEYLAN/
Kalaycılık sektörüne babası ile birlikte 10 yaşında başlayan İbrahim Ödül (65), eski dönemlerin en popüler meslekleri arasında yer alan kalaycılığında teknolojiye yenildiğini söyledi.
Özellikle sağlık açısından risk taşıyan ucuz ürünlerin piyasaya sunulmasıyla yüzyıllardır kullanılan bakır kapların artık süs eşyası olduğuna işaret eden Ödül, teknolojinin hem gençleri hem de meslekleri yok ettiğini savundu.
?GENÇLER ZAHMETLİ İŞTEN KAÇINIYOR?
Son yıllarda semerci, nalbant, keçeci, hallaç ve mahalle terzileri derken şimdi de kalaycıların teknolojiye yenik düştüğünü bildiren Ödül, ?Sektörde çıkarak yetişmediği için Sivas´ta mesleği sürdüren sadece iki kişi kaldı. Sanırım 5 ya da 10 yıl sonra yeni nesil ?kalaycılık´ terimini dahi unutacak. Eskiler sanatın, ustalığın değerini altın bileziğe benzetirlerdi. Çocuklarını dönemin gözde meslekleri sayılan küçük atölyelerde göndererek meslek edinmeleri sağlanırdı. Bugün ise yeni nesil zahmetli işlerden kaçınır oldu. Bu nedenle çok sayıda sektör çırak bulamıyor. Aslında teknoloji hem gençlerimizi hem de meslekleri yok ediyor. 1990 yılına kadar babam ile çalıştım. 1993 yılında ise kendi dükkanımı açtım. O gün bugündür bu mesleğe devam ediyorum. Yıllar önce her evde bakır kaplar bulunurdu. Bu kaplardan yapılan yemeklerin tadı çok güzel olurdu. Artık bakır kaplar yeni nesil tarafından kullanılmıyor. Sadece tadını bilenler kalay için getiriyor. Sivas´ta bakır kap yapan usta da kalmadı. Yeni nesil değerini bilmeyip bakır kapları hurdacı veya bakırcıya satıyor. Bazıları ise şark köşelerinde süs amaçlı kullanıyor. Kalaycı ustası olmak zor bir zanaattır. Her gün ateş altında çalışır, dumanından etkilenir, kalayın kokusundan rahatsız olursun. Şimdi gençler bu tür zahmetli işlere girmek istemiyor. İşte bu nedenle sayısız sektör çıkarak bulamıyor? diye konuştu.
