Uğur YİĞİT
İlçe merkezinde yaşayan Cüneyt Çaylak, 2002 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Kazanın ardından psikolojik olarak zor günler geçiren ve evden hiç dışarıya çıkmayan Çaylak, çocukluktan beri özenle baktığı ve en iyi arkadaşı olan Kangal köpekleri ile hayata bağlandı. Anadolu aslanı olarak bilinen ve sahibine sadık olmasıyla da dikkat çeken Kangal köpeklerinin bakımını yapan Çaylak, onlarla yakından ilgileniyor. Gün içerisinde zamanının neredeyse tamamını Kangal köpeklerine ayıran Çaylak, hayvanların kendisine bir terapi gibi geldiğini söyledi. Çaylak, yetiştirdiği köpekleri ise sadece kendisi gibi özveriyle ilgilenecek olanlara veriyor.
´GÜNÜM VE GECEM ONLARLA GEÇİYOR´
Çocukluğundan itibaren kangal köpeği sevgisiyle büyüdüğünü ifade eden Cüneyt Çaylak, "Bu hayvanlara çok meraklıyım. 18 yaşında trafik kazası geçirdim. Kazadan sonra kangallarla olan bağım daha çok güçlendi. Bütün günüm ve gecem onlarla geçiyor. Allah ömür verdikçe onlarla ömrümü tamamlayacağım. Onlardan vazgeçemiyorum, bir ömür boyu da vazgeçmem onlardan. Kangal köpeklerini üretip, yetiştiriyorum. Onlara değer verenlere, köpeklerimi veriyorum. Herkese vermiyorum. Benim kadar ilgilenecek, onlara bakabilecek kişileri seçiyorum. Ona göre veriyorum. Bunlar ilgiyi çok isteyen canlılar. O yüzden seçiciyim. Kazadan sonra bunlara daha çok bağlandım. Önceden 3- 5 tane köpeğim vardı. Kazadan sonra kendime ait bir çiftlik yaptım. 50- 60 tane köpek yetiştiriyordum. Şimdi fazlasına bakamıyorum. Çünkü onlarla ilgilenmek, onlarla gezmek, onlarla doğaya çıkmak bambaşka bir şey. Fazlası oldu mu istediklerimi yapamıyorum, ilgilenmesi zor oluyor. Şimdi ilgileneceğim kadar köpeğim var. Onlarla zaman geçiriyorum" dedi.
´KAZADAN SONRA DIŞARIYA ÇIKMIYORDUM´
Yaşadığı kaza sonrası evden dışarıya çıkmadığını ve psikolojik olarak zor günler geçirdiğini ifade eden Çaylak, "Kangal köpekleri çok sadık hayvanlar, iç güdüleri çok gelişmiş, hisli ve duygusal hayvanlar. Gözüne baktığımda her şeyi anlıyorum. Ben onu, o beni anlıyor. Sadık canlılar bunlar, birbirimizden vazgeçemiyoruz. Kazadan sonra tekerlekli sandalyeye oturduktan sonra dışarıya bile çıkamıyordum. Psikolojik destek almam gerekiyordu. Bahçeye çıktığımda köpeklerimi gördükten sonra toparlanmaya başladım. Gün geçtikte köpeklerimi görmek istedim. Bahçeye çıktım. Zaman geçtikte de en sadık dostlarım onlar oldu, şimdi zamanım onlarla geçiyor" diye konuştu.
Editor : Haberpanelim