Gökhan KARA /
Kekemelik, konuşma esnasında konuşmanın akıcılığını bozan duraklama, bazı ses ve sözcükleri tekrarlama ya da bir heceyi uzatarak söyleme ile kendini gösteren bir bozukluk olarak tanımlanıyor.
Kekemeliğin çok yönlü, çok boyutlu bir sorun olduğunu belirten Çocuk Gelişim Uzmanı Yıldız Karakaya, kekemeliğin genetik alt yapı ve nörofizyolojik etmenler özellikle kontrolsüz farkındalığın ortaya çıkmasıyla birlikte eşlik eden psikolojik faktörler ile ilişkili olduğunu söyledi.
Karakaya, ?Kekemelik küçük çocuklarda ortaya çıkan çoğunlukla geçici olabilen ve dalgalı seyreden normal akıcılık bozukluklarından ayırt edilmelidir. Bu çocuklar çoğunlukla tam kelime veya cümlecik tekrarı gösterirken kekeme olan bireylerde genellikle kelimenin tamamı veya bir parçasında tekrarlama, uzatma ve bölme görülür? diye konuştu.
AİLE EĞİTİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Kekemeliğin tedavisinde çoğunlukla davranışçı yaklaşımlar kullanıldığını vurgulayan Karakaya, ?Dil pratiğini henüz kazanmış çocuklar için erken müdahale olumlu sonuçlar vermektedir. Okul öncesi dönemde görülen kekemelikler çoğunlukla geçici olduğu için yoğun bir müdahaleden ziyade aile eğitimi önemlidir. Çocuğa doğru konuşması konusunda baskı yapılmaması, cümlelerinin düzeltilmemesi, rahat konuşma imkanı ve ortamı sağlanması, konuşurken sabırla dinlenmesi gerekir. Bu yaklaşımlar yetersiz kaldığında veya daha büyük çocuklarda ise konuşma terapisine başvurulur. Konuşma terapisinde konuşmanın akıcılığını şekillendirmeye ve oturtmaya yönelik çeşitli yöntemler kullanılır. Kekemeliğe özgü bir ilaç tedavisi yoktur. Ancak korku, kaygı bozukluğu sonrasında ortaya çıkan kekemelik durumlarında psikiyatrik ilaçlar kullanılabilmektedir? dedi.
ERKEN TANI ÖNLEMİ
Kekemelikte erken müdahalenin önemine dikkat çeken Karakaya, ?Kekemeliğin yönetimi çok önemlidir. Tedavi yerine yönetim terimini daha uygun buluyorum çünkü kekemelik bir hastalık değildir. Terapi süreci ve süresi kişinin yaşına, koşullarına, kişilik özelliklerine, kişinin iletişim-dil-konuşma performansının değerlendirilmesi sonucunda çıkan tabloya, bu tabloya eşlik eden başka sorunların olup olmadığına göre değişir. Kekemelik terapisinin temel amacı, kişide akıcı konuşma davranışını geliştirmek, her türlü ortama genellemek ve yerleştirmek için yönetsel düzenlemeler yapmaktır. Mümkün olan en erken yaşta başlanmasında yarar vardır. Çünkü erken müdahalenin gerekçesi, inatçı kekemeliği önlemektir? ifadelerine yer verdi.
AİLE ve ÖĞRETMENLER DİKKAT
Karakaya, kekemelik durumunda aile ve öğretmenlere birçok iş düştüğünü belirterek ?Çocuğa kekeme olmasıyla ilgili bir şey sorulmamalı ya da onun yanındayken kekemelikten bahsedilmemelidir. Çocuk sakin bir şekilde dinlenilmeli, konuşması üzerine aşırı titizlik gösterilememelidir. Çocuk konuşmaya başladığı zaman acele edilmemeli, sakin ve telaşa kapılmadan çocuğun konuşmasını sürdürmesi beklenmelidir. Çocuğa yüz ifadesiyle ya da konuşarak üzerinde baskı kurulmamalıdır. Çocuğun en az kekelediği ortamlar saptanmalı (bebekle konuşurken, telefonda konuşurken, oyun ortamında konuşurken gibi) ve ortamların süresini ile sayısı arttırılmalı. Çocuğa sürekli emirler yağdırmaktan vazgeçilmelidir. Alaycı ve şaka maksadıyla konuşmasına müdahale edilmemelidir. Çocuğa sınıfta şiir şarkı okuması gerektiği zaman onun kendini en rahat hissettiği özel önlemler alınmalıdır. Koro çalışmaları, marşlar, şarkılar ritmik etkinlikler olduğundan bu tür çalışmalara daha fazla yer verilmelidir? şeklinde konuştu.
Editor : Haberpanelim