İlknur ÖZDEMİR
Sivas’ın Divriği ilçesinde Mengücek Beyliği döneminde 1228-1242 yılları arasında Süleyman Şah oğlu Ahmet Şah ile onun eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda devam eden restorasyon çalışmalarında, cami kubbesinde 1940 yılında yapıldığı düşünülen sıvanın kaldırılmasının ardından tuğlalarla örülü desen ortaya çıktı. Çalışmalar esnasında kubbe yüzeyindeki sıvanın kaldırılması sonucunda ortaya çıkan kubbe örgüsünün Osmanlı döneminde eseri restore ettiği iddia edilen Mimar Sinan'ın parmak izini yansıttığı düşünülüyordu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mimarlık, Güzel Sanatlar Ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Bina Bilgisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Uğur Tuztaşı, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
ÖRGÜ BİÇİMİ MİMAR SİNAN’IN PARMAK İZİNE BENZETİLDİ
Osmanlı döneminde eseri restore ettirdiği bilinen Mimar Sinan'ın parmak izini Kubbe örtüsüne işlediği iddia edilmişti. Ortaya çıkan görüntü sosyal medyada paylaşılırken konuyla ilgili çeşitli yorumlar da yapıldı. SCÜ Mimarlık, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Tuztaşı bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
İDDİALAR ASILSIZ
Doç. Dr. Tuztaşı, "Mimar Sinan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda restorasyon aşamasında elimizdeki verilere göre bir hizmette bulunmuştur. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman'ın İran Seferi sırasında Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda özellikle minare güçlendirmesinde önemli katkılar sağladığını biliyoruz. Aynı şekilde iç kısımlarında da kendisi ya da çıraklarının restorasyonda katkısı olduğuna dair kayıtlar var. Ancak Mimar Sinan'ın eserlerinde parmak izi kullandığına dair bir belge yoktur. Ayrıca bu bir bilimsel tabana dayanmamaktadır. Böyle önemli mimarların yaptığı bir esere Mimar Sinan'ın bu şekilde dahil olduğunu düşünmüyorum. Bunun dışında da hiçbir eserinde parmak izi kullandığını görmüyoruz. O dönemde tuğlaların kubbelerde kullanıldığını biliyoruz. Bu eğik, yatay, dikey, sırlı, ya da sırsız olarak öne çıkıyor. Ortaya çıkan kubbeyi değerlendirdiğimizde parmak izine benzetebiliriz ama Malatya Ulu Cami ve Konya İnce Minareli Medrese ve Karatay Medresesi gibi Selçuklu eserlerinde de benzer kubbe örgülerini görüyoruz. Kısacası Mimar Sinan'ın parmak izi ile ilgili bir mühür bırakılıp bırakılmadığı bilimsel bir tabana dayanmamaktadır” diye konuştu.
İDDİALARIN BİLİMSEL KARŞILIĞI YOK
Mimar Sinan'ın yaptığı eserlerde de buna benzer bir uygulamanın görülmediği ifade eden Doç. Dr. Tuztaşı, “Aynı zamanda Mimar Sinan kendi eserlerinde tasarımlara önem veriyor, ancak kendisinden önce yapılan eserin onarımlarında nezaketli olduğunu düşünüyorum. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde tuğla bu tip yapıların kubbelerinde kullanılıyor. Mimar Sinan'ın böylesine değerli bir esere gizli de olsa böyle bir müdahale de gönderme yaptığının bilimsel bir karşılığı yoktur. Bu teknik merkeze doğru bir hat sunduğu için doğrudan parmak izi formuna benzeyebilir. Bunda sakınca yok. Ancak ne Mimar Sinan'ın ne de çıraklarının böyle bir sistemi kendi insan doğasındaki bir şeyle ilişkilendirerek kullandığını düşünmüyorum. Doğrudan orada kullanılan tekniğin göstergesidir. Mimar Sinan'ın onların kitabesine doğrudan müdahil olduğunu gösteren bir belge yok. Böyle bir söylentiye rağmen, kesinlikle o kubbe formundaki kullanılan desenin parmak izi ile ya da mühürsel olarak bir işaretle ilişkili olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.
SivasEkspres- Sivas Ekspres Gazetesi - Sivas Haberleri - Haberler - Sivas
Editor : Haberpanelim