Yunus BUDAKTAŞ
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Sivas Temsilciliği 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir toplantı gerçekleştirdi. Her yıl düzenlenen farkındalık kampanyalarının duyurusunun yapıldığı toplantıya AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Toy, Vali Yılmaz Şimşek’in eşi Çiğdem Olgun Şimşek KADEM İl Temsilcisi Av. Esra Canyiğit Kocaman ile dernek üyeleri katıldı.
14 DİZİDEN 34 SAYFALIK RAPOR
‘Şiddete seyirci kalma’ temasıyla başlatılan kampanya ile ilgili bir konuşma yapan KADEM İl Temsilcisi Kocaman, derneğin faaliyetlerinden bahsederek, “Bu seneki kampanyamız bir akademik araştırma sonucu ortaya çıktı. Bu televizyon ve dijital platformlardaki geçen sene izlenen 14 adet diziyi ele alarak bizim akademik kurulumuz bununla ilgili bir araştırma yaptı. 15 odak grubuyla çalışıldı. Ve ortaya 34 sayfalık bir rapor çıktı” dedi.
MEDYA UZUN SÜREDİK GÜNDEMİMİZDE
KADEM’in 11 yıldır kadına yönelik şiddetin her türüyle mücadele eden bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade eden Kocaman, “Bütün çabamız öncelikle şiddet ortaya çıkmadan önünü alabilmek ve kadınları korumak. Bu doğrultuda şiddetin bütün türlerini öncülleri belirtileri aşamaları korunma yolları ile birlikte ele alan çalışmalar yapıyoruz. Kadınlara sahip oldukları haklarını yasal güvencelerinin şiddetlerin korunmanın yollarını şiddet karşısında neler yapabileceklerini tek tek anlatıyoruz. Ailelere öğretmenlere ve hatta anaokulundan başlayarak tüm öğrencilere yönelik programlar gelişiyor materyaller hazırlıyoruz. Yine bu bağlamda her yıl 25 Kasımda kamuoyunda karşılık bulan kampanyalar düzenliyoruz. Bu yıl ki kampanyamızın sloganı ‘şiddete seyirci kalma’ Medyada kadına yönelik şiddet konusu uzun zamandır gündemimizde” diye konuştu.
DİZİLERDE ŞİDDET NORMALLEŞTİRİLİYOR
Medyada kadına yönelik şiddet ve izleyici farkındalığı yerli diziler üzerine inceleme başlıklı önemli bir araştırmayı hayata geçirdiklerine dikkat çeken KADEM İl Temsilcisi Kocaman şöyle devam etti:
“Bu araştırmalarla dizilerde işlenen şiddet türlerini bu türlerin oranlarını yaygınlığını izleyicilerin dizilerdeki kadına yönelik şiddete yönelik farkındalıklarını ve şiddet sahnelerinden etkilenme durumlarını ölçtük. Şu bir gerçek ki televizyon dizileri makbul kadın modelini kadının ailedeki rolünü ve toplumdaki konumunu belirlemede çok etkili bir güce sahip. Ve ne yazık ki kadının insanlık onurunu hiçe sayan kadın temsilleri kadına şiddet örnekleri bugün pek çok dizinin ana teması. Dizilerin içine serpiştirilen şiddet türleri çoğu zaman estetize ve romantize edilerek normalleştirilerek yansıtılıyor. Seyirci önceleri maruz kaldığı şiddet sahnelerini bir zaman sonra taraf olmaya başlıyor. Ve kadına yönelik şiddetin bütün türleri diziler aracılığıyla evimizin içine sızıyor. Bu sebeple bizler kampanya boyunca ‘Şiddete seyirci kalma diyeceğiz.’ TV dizilerindeki kadına yönelik şiddet türlerine ve etkilerine dikkat edeceğiz. Şunu unutmayalım ki kadını ve aileyi şiddetten korumak sadece kadın derneklerinin değil tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Dizi yapımcıları, senaristler, kanallar, reklam verenler de bu sorumluluğa ortak olmalıdırlar. Kampanyamızın kadına yönelik şiddete karşı bireysel ve toplumsal farkındalık oluşturmasını ve bu kampanyayla birlikte televizyon dizilerine olan bakış açımızın değişeceğini ümit ediyoruz.”
KANUNLA ÖNEMLİ KAZANIMLAR ELDE EDİLDİ
Daha sonra konuşan Milletvekili Toy ise hükümet olarak şiddetle mücadelenin kurumsal düzeydeki karşılığının 2011 yılında kurdukları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olduğunu belirterek, “Bakanlığımızın kurulmasıyla hız kazanan reform ve düzenlemelerle son 21 yılda elde ettiğimiz kazanımları saymakla bitirimeyiz. Fakat bu kazanımların en temelinde 2012 yılında çıkardığımız 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu olduğunu belirtmeliyim. Kanunla kadın hakları ve ailenin korunması hususunda çok önemli kazanımlar elde edilmiştir. Sonuç olarak çok fazla spekülasyona konu olan ve bazı sapkın akımların ve marjinal grupların imtiyaz ve istismar alanı haline gelmiş İstanbul Sözleşmesinden çekilmemizin bu mücadeleyi için hiçbir etkisi olmamıştır” ifadelerini kullandı.
ENGELLEMELERE RAĞMEN ÇALIŞIYORUZ
Tüm engellemelere karşı kadın yönelik şiddetin önlenebilmesi için çalışmalara aralıksız bir şekilde devam ettiklerine vurgu yapan Toy, şunları söyledi:
“81 ilimizin tamamında faaliyet gösteren kadın konuk evleri, ŞÖNİM’ler ve sosyal hizmet merkezleriyle şiddete maruz kalan kadınları devlet güvencesi altına alıyor, 4 milyonun üzerinde kişiye verilen eğitimler ve seminerlerle kadına yönelik şiddete karşı halkımızı destekliyoruz. Sonuç olarak uygulanan doğru politikalar ile birçok kazanımla birlikte kadınların iş gücüne katılım oranlarında önemli oranda yükseldi. Mesela 2002 yılında yüzde 27,9 olan kadınların iş gücüne katılım oranı 2024 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 37,3’e çıktı. Kadın istihdam oranı yüzde 25,3’ten yüzde 33’e yükseldi. İnşallah amacımız, 2028 yılı sonuna kadar kadın iş gücüne katılım oranını yüzde 40’ın, istihdamı da yüzde 36’ın üzerine çıkarmaktır. Böylece kadınlar ile erkekler arasındaki eşitsizliği gidermeye her geçen gün daha da yaklaşmış oluyoruz.”
ÇARPICI SONUÇLAR ÇIKAN ARAŞTIRMADAKİ RAKAMLAR:
Medya içeriği alanında uzman 10 kişilik ekip tarafından yürütülen araştırmada, 14 dizide toplam 3013 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit edildi.
İncelenen dizilerde yüzde 51 oranında kadına yönelik psikolojik şiddet, yüzde 24 sözlü şiddet, yüzde 11 çok boyutlu şiddet, yüzde 8 fiziksel şiddet, yüzde 4 cinsel şiddet ve yüzde 1 oranında siber şiddet sahnesinin yer aldığı belirlendi. Aynı araştırmada televizyon dizilerinde bölüm başına ortalama 834 saniye (13.9 dakika), dijital platformalarda ise ortalama 358 saniye (5.9 dakika) kadına yönelik şiddet sahnesi tespit edildi. (Aradaki fark dijital mecralarda dizi bölümlerinin daha kısa süreli olmasından kaynaklanıyor.)
Araştırma, dizilerdeki şiddetin bağlamını da ortaya koydu. Kadına yönelik şiddet sahnelerinin 1523’ünün (%51) aile içi şiddet, 364’ünün (%12) sosyal grup ve topluluk şiddeti, 359’unun (%12) iş hayatında şiddet, 317’sinin (%10) ise flört şiddeti içerdiği tespit edildi.
Editor : Yunus BUDAKTAŞ
