Uğur YİĞİT
Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu’na (YESİDEF) bağlı olarak faaliyet gösteren SOYSADER, yereldeki üyelerinin sorunlarını tespit ederek ilgili kurum ve kuruluşlarla görüşüp sorunları yerinde çözüme kavuşturmayı hedefliyor. Geçtiğimiz aylarda kurulan SOYSADER, aynı zaman da Sivas’ta YESİDEF’in bu yılki çalıştayına ev sahipliği yaparak açılışını yapmış, sadece Sivas’taki değil tüm Orta Anadolu’da yemek firmalarının sorunlarıyla ilgileniyor.
Derneğin çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunan SOYSADER Başkanı Serdar Dağlar, sektörde yaşanan sıkıntılar nedeniyle böyle bir derneğin zaruri olduğunu ifade etti. Dağlar, dernek çalışmalarının önemine değinerek, “Dernekçilik olarak eski bir geçmişimiz var ama SOYSADER’i yeni kurduk. Yaklaşık 4 ay oldu. SOYSADER’i kurmamızdaki amaç sadece buradaki yemekçi arkadaşlarımızı değil tüm Orta Anadolu’daki arkadaşlarımızı bir araya getirip sektörün sıkıntılarını, dertlerini bir noktada çözüme götürebilmek. Aynı zamanda YESİDEF (Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu) var ve üst birim olarak oraya bağlıyız. SOYSADER’in Sivas’ta olması bizim için bir artı… Amacımız sadece tabela üzerindeki bir dernekten ziyade daha aktifleşmiş üyelerimizin Tarım Bakanlığında ve Tarım Müdürlüğü’ndeki problemlerini belli bir noktada toplayıp sonuca götürmek. En büyük amaç bu. Aynı zamanda diğer STK’lar ile bir araya gelip ortak bir çalışma yapabilmek. Mesela şuanda lokantacılar odası ile birlikte yürüttüğümüz bir çalışma var. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğümüz önderliğinde sıfır atık projesi. İnşallah üyelerimize gerekli konteynırları dağıtıp, atıkları daha sağlıklı doğaya minimum zararlı şekilde bırakmayı amaçlıyoruz. İnşallah güzel bir yol alacağız” ifadelerini kullandı.
Özellikle pandemi sürecinde sektörde yaşanan sorunların arttığını belirten Dağlar, bu süreçte ciddi mali kayıplar ortaya çıktığını söyledi. Dağlar, dernek olarak üyelerin yaşamış olduğu bu sorunlara çözüm aradıklarını kaydederek “Tabi sektörün ciddi sıkıntıları var. Arkadaşlarımız çok ciddi sıkıntılar büyük problemler yaşadılar. Artan fahiş fiyatlar arkadaşlarımızın çoğunu batma belki de iş yerini kapatma noktasına getirdi. Tabi pandeminin bize gıdada yapmış olduğu darbenin dışında da artı tafraları oldu. İnsanlar artık daha doğal bir yaşantıya özenmeye başladı. Köy hayatını insanlar artık doğal bulduğundan köylere bahçelere gitmeye başladılar. Ve bunun beraberinde kendi gıdalarını kendileri üretmeye başladılar. Burada da sağlıklı beslenme organik beslenme dediğimiz olaylar ortaya çıkıyor. Daha çok doğal yetişmiş sebzeler meyveler bu tür şeyler tabi ki oldu. Türkiye’de yemek sektörü 5 milyar dolar bir ciroya sahip. Ama geçenlerde derneğimizde açıklama yaptı pandemide bu ciro 1.20’lere kadar geriledi. Tabi bu ciro kaybı arkadaşlarımızı maddi olarak ciddi sıkıntıya soktu. Derneğimizin en büyük avantajı gerek bankalar konusunda olsun gerek kamu kurumları bazında olsun üyelerimizle bunlarla ilgili anlaşmalar yapabilmek devletimiz den sektörümüze özel üyelerimizin kullanabilecekleri imkânları talep etmek sunmak. Onlara daha rahat daha sağlıklı hizmetler yapabilmelerinin önünü açmakta büyük amaçlarımızdan bir tanesi. Az önce gıda fiyatlarına değindiğim gibi çok ciddi fiyat artışları ile karşılaştık. Pandemi döneminde gıda fiyatları 2 kat 3 kat arttı bizler bir taraf tan kendi işimizi yapmaya çalışıp ayakta kalmak için mücadele etmenin yanı sıra bir taraftan da maalesef enflasyon ve görünmeyen gıda fiyatlarıyla mücadele etmek zorun da kaldık. Mesela pandemiden önce bir kuruma bin kişilik yemek alırken 100 kişilik yemekler göndermeye başladık. Tabi bu durum arkadaşlarımızı ciddi anlamda bir ciro kaybına soktu. Bununla birlikte artan gıda fiyatları arkadaşlarımızı zora soktu. Maalesef çok ciddi sıkıntılara soktu. Yağ, bakliyata bununla beraber sebze ve meyvede ve et fiyatlarında çok ciddi fiyat artışları var. Özellikle ihale ile iş yapan arkadaşlarımız yıllık ya da iki yıllık ihalelere girdikleri için gıdaya bağlı fiyat artışlarında çok ciddi zarar etmekteler ihalelerimizde enflasyona bağlı fiyat farkı olmadığından dolayı o dönemde vermiş olduğu fiyatta şu anki yapmış olduğu fiyat aynı olduğundan imalatta çok ciddi fiyat farkları ve zarar var. Tabi burada federasyonumuz ile birlikte yapmış olduğumuz çalışmada kamu ihale kurumun ile görüşüp özellikle mücbir sebep kapsamında ya da mücbir sebepten çıktıktan sonra ülkemiz inşallah bu pandemi belasından kurtulmuş olur. Ondan sonraki süreçlerde gıda da enflasyona bağlı ciddi fiyat artışları olduğu zaman bu artışları sözleşmede yazdırıp en azında belli bir kısmını dahi olsa talep etme hakkını elde etmektir” dedi.
Editor : Haberpanelim