Uğur YİĞİT
Büyük ozanın müzeye çevrilen evini ve hemen yanına yapılan ek binadaki müzeyi gezenler, ünlü ozanın hayatından kesitleri görüp adeta ‘uzun ince bir yolculuğa’ çıkıyor. Aşığın gözlerini çiçek hastalığına kurban verdiği, sonra tabiat makamında çalıp söylemeyi öğrendiği Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyündeki evini ve müzeyi gezenler duygu dolu anlar yaşıyor. 2012 yılında uluslararası bir projeyle yeniden düzenlenen ek binadaki müzede çok sayıda bilgi, belge, eşya ve doküman bulunuyor. Avrupa Birliği-Türkiye Kültürlerarası Diyalog-Müzeler Hibe Programı kapsamında Sivas Müze Müdürlüğü tarafından yürütülen Müzeler Arası Kültür İttifakı Projesi’yle yenilenen müzedeki "Karanlık Oda" da engelliler için braille alfabesiyle yazılan ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ sözü yer alırken, diğer ziyaretçiler için ise karanlıkta 2-3 saniye, enstalasyon sanatı (yerleştirme sanatı) sayesinde Âşık Veysel heykeli görülüyor.
Âşık Veysel'in yatağı, radyosu, kıyafetleri ve birçok kişisel eşyası ile sazları ve bal mumundan yapılan heykelinin de bulunduğu müzede ziyaretçiler, Âşık Veysel'in kendi sesinden bir televizyon kanalının yaptığı röportajı da dinleyebiliyor. Daha önce hiç görülmemiş radyo ve televizyon kayıtlarıyla ünlü ozanın İngilizce alt yazılı ve işitme engelliler için özel olarak hazırlanan belgeseli de müzede yer alıyor. Aynı belgesel İsveç’teki Synkadades Riksförbund SRF/Synskadades Müzesi’nde de düzenli olarak gösteriliyor.
1894’te Sivas ili Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde doğan Âşık Veysel, henüz yedi yaşında iken çiçek hastalığı nedeniyle sol gözünü kaybetti. Geçirdiği bir kaza sonucu ise sağ gözünü de yitiren ünlü ozan, babasının hediye ettiği bir bağlama sayesinde genç yaşında müzikle tanıştı. Âşık Ali tarafından eğitilen Veysel, bu eğitim esnasında Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Dertli gibi büyük halk ozanlarının eserlerini öğrendi. 1931 yılında Sivas’ta düzenlen Âşıklar Bayramı’nda Ahmet Kutsi Tecer tarafından keşfedilen Veysel’in pek çok eseri türkü formunda dilden dile gönülden gönüle yayıldı. Ünlü ozan, sağlığında kırk vilayeti gezdikten sonra “Ben zaten gözlerimden mahrumum. Bütün hislerim kulaklarımda. Şehirde o gürültüler kulağımı kapatıyor…” deyip köyüne dönmüş, 21 Mart 1973 tarihinde ise hayata gözlerini yummuştu.
Editor : Haberpanelim