Sağlık

'Ağızdaki kırmızı ve beyaz lekeler o hastalığın işareti!

YAŞLANMA, sigara ve alkol kullanımı, zayıf bağışıklık sistemi, kötü beslenme ve genetik yatkınlık gibi faktörlerin ağız kanseri riskini artırdığını belirten Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman, “Ağız içinde oluşan bazı lezyonlar (örneğin, beyaz veya kırmızı lekeler) kansere dönüşebilir. Sigara ve alkol; özellikle ikisinin aynı anda tüketimi, ağız kanserinin en yaygın sebeplerindendir” dedi.

'Ağızdaki kırmızı ve beyaz lekeler o hastalığın işareti!
20-01-2025 10:45
SİVAS

YAŞLANMA, sigara ve alkol kullanımı, zayıf bağışıklık sistemi, kötü beslenme ve genetik yatkınlık gibi faktörlerin ağız kanseri riskini artırdığını belirten Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman, “Ağız içinde oluşan bazı lezyonlar (örneğin, beyaz veya kırmızı lekeler) kansere dönüşebilir. Sigara ve alkol; özellikle ikisinin aynı anda tüketimi, ağız kanserinin en yaygın sebeplerindendir” dedi.

Ağız kanserini, ‘ağız içinde veya boğazda bulunan dokularda başlayan kötü huylu hücrelerin anormal büyümesi ve çoğalması’ şeklinde tanımlayan İstinye Dent Hospital Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman, hastalığın teşhisi ve tedavisinde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgilendirmede bulundu.

AĞIZDAKİ BEYAZ VE KIRMIZI LEKELERE DİKKAT

‘Ağız kanseri’ teriminin, kansere dönüşme riski taşıyan lezyonları (örneğin, beyaz veya kırmızı lekeler) ve doğrudan kanserli hücreleri kapsadığını işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman, en yaygın türünün ise ağız içindeki yüzeysel skuamöz hücrelerden kaynaklanan oral skuamöz hücreli karsinom olduğunu ifade etti.

SİGARA VE ALKOLÜN AYNI ANDA TÜKETİMİ RİSKİ ARTIRIYOR!

Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman, ağız kanserinin neden olduğu ve risk faktörleri hakkında ise şu bilgileri paylaştı:

“Ağızda kötü huylu hücrelerin anormal büyümesi ve çoğalmasının başlıca nedenleri yaşlanma, sigara ve alkol kullanımı, zayıf bağışıklık sistemi, kötü beslenme ve genetik yatkınlık gibi faktörlerdir. Ayrıca, ağız içinde oluşan bazı lezyonlar (örneğin, beyaz veya kırmızı lekeler) kansere dönüşebilir. Sigara ve alkol; özellikle ikisinin aynı anda tüketimi ağız kanserinin en yaygın sebeplerindendir.

‘ERKEKLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

ABD’deki Ulusal Kanser Enstitüsü (National Cancer Institute) verilerine göre, ağız boşluğu ve yutak kanseri, tüm yeni kanser vakalarının yüzde 2,9 'unu ve kanser ölümlerinin yüzde 2'sini oluşturduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, “Türkiye'de ise Sağlık Bakanlığı’nın 2018 verilerine göre, ağız ve yutak kanserleri erkeklerde 2.263 vaka ile 100.000 kişide 4,9 oranında, kadınlarda ise 1.103 vaka ile 100.000 kişide 2,2 oranında görülmüştür” dedi.

‘DUDAKLAR, YANAKLAR VE DİLDE AŞIRI SERTLİK YA DA YUMUŞAKLIK RİSKLİ’

Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, ağız kanserlerinin belirtilerini ise şöyle sıraladı:

“Ağız kanserinin belirtileri arasında ağız içi dokularda uzun süre geçmeyen beyaz veya kırmızı lekeler, iyileşmeyen yaralar, uzun süre devam eden lenf bezi şişlikleri yer alır. Ayrıca, dudaklarda, yanaklarda, damakta veya dildeki dokularda meydana gelen kıvam değişiklikleri; aşırı sertlik ya da aşırı yumuşaklık gibi durumlar da ağız kanserine işaret edebilir. Bu belirtilerin fark edilmesi halinde derhal bir uzmana başvurulması önemlidir.”

SÜREKLİ DUDAK VE DİLİ ISIRMAK AĞIZ KANSERİNİ TETİKLEYEBİLİR’

Şüpheli bir lezyon görüldüğünde kesin tanı için biyopsi yapılmasının en önemli adım olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, “Biyopsi sırasında alınan doku örneği laboratuvarda incelenerek, kanserli hücreler olup olmadığı belirlenir. Eğer hasta biyopsiyi reddederse veya biyopsi imkânı yoksa, sitolojik testler de geçici bir çözüm olarak kullanılabilir, ancak bu testlerin doğruluk oranı biyopsiye göre düşüktür” ifadelerini kullandı.

Ağız sağlığı için ağız bakımında nelere dikkat edilmedi gerektiğini aktaran Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, “Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımıyla ağız hijyenine dikkat edilmesi, düzenli diş hekimi kontrollerine gidilmesi büyük önem taşır. Keskin kenarlara sahip eski dolgular, kaplamalar, kırık dişler; sürekli yanak içini, dudakları, dili ısırmak- çiğnemek gibi alışkanlıklar ağız mukozasında kronik bir hasara sebep olarak kanser riskini arttırabilir” şeklinde konuştu.

‘ERKEN TEŞHİS EDİLEN VAKALARDA CERRAHİ YETERLİ OLABİLİR’

Son olarak ağız kanserinde tedavi yolları hakkında bilgiler paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, “Ağız kanseri tedavisinde temel yöntem, kanserli lezyonların cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Cerrahi işlemlerin yanı sıra, kanserin evresine göre radyoterapi ve kemoterapi de tedavi seçenekleri arasında yer alır. Tedavi planı tümörün boyutu, yayılım durumu ve hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlere göre belirlenir. Erken teşhis edilmiş vakalarda cerrahi genellikle yeterli olurken, ileri evre vakalarda cerrahiyi radyoterapi ve kemoterapi ile desteklemek gerekebilir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

(DAHA)

 

Editor : Demirören Haber Ajansı
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER