Gündem

Erken tanı tedavide çok önemli

Erken tanı tedavide çok önemli

Erken tanı tedavide çok önemli
12-01-2022 07:00

Hatice KOYUNCU YİĞİT

Uzm. Dr. Hatice Başaran Gökşen, prostat kanserindeki risk gruplarını anlatarak, “Prostat Kanseri her erkeğin özellikle 40 yaşından itibaren yaşamında karşılaşma ihtimali çok yüksek olan bir kanser tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. 40 yaşlarında başlamakla birlikte 90 yaşlarına kadar da risk devam etmektedir. Prostat Kanseri genetik yatkınlığı bünyesinde barındıran ama herhangi bir genetik yatkınlık olmaksızın ortaya çıkma ihtimali olan bir kanser türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Meme kanserinde de olduğu gibi genetik mutasyonlar karşımıza çıkar, bu genetik yatkınlığı ardından getirir, ailesel yatkınlıkta bir kişinin babasında, amcasında, dedesinde prostat kanseri var ise kendisi yüksek riskli olarak adledilmektedir. Bu kişilere 40’lı yaşlardan itibaren taramalar yapılması tavsiye edilmektedir.  Bunun dışında herhangi bir şekilde risk faktörü olmayan insanlarda ise 50 yaşı aşmamak suretiyle tarama programlarına başlamasını tavsiye etmekteyiz” dedi.

Tarama programları hakkında bilgi veren Gökşen, “Tarama programları çok basit şeyler içermektedir. Kanda bakılan prostat spesifik antijen testiyle birlikte Üroloji uzmanının yaptığı prostat muayenesi çok büyük bir önem arz etmektedir. Hastanın da kendisini düzenli olarak takip etmesi gerekmektedir. Erkekler herhangi bir işemede sorun, kanama, zorlanma gibi sıkıntılar yaşadığından ihmal etmemeliler. Mutlak surette ilk olarak bir üroloğa danışılması tavsiye edilmektedir. Çünkü prostat kanseri erken tanıda çok büyük tedavi avantajımızın olduğu bir kanser tipidir” diye konuştu.

Radyasyon Onkolojisinin prostat kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını belirten Uzm. Dr. Gökşen, “Radyasyon Onkolojisi prostat kanseri tedavisinin her yerinde yer almaktadır. En erken evresinden tutun; en geç evresinde terminal dönem dediğimiz hastanın vefat etmesine ortalama 3 ay kalacak döneme kadar Radyasyon Onkolojisinin definitif dediğimiz tümden prostat kanserinin tedavi etmeden, palyatif dediğimiz hastaların semptomlarını azaltmaya kadar devam eden hastanın kanserle olan tüm hayatı boyunca olan büyük bir yeri vardır. Prostat kanserli hastalarla baştan sona kadar birlikte oluyoruz. Erken tanıya geldiğimizde de evre 1, evre 2 grupta olan hastalarımız tamamen kanseri yenme ihtimali çok yüksek şansa sahip olan hasta grubudur ve bu hasta grupları radyotedavi aldıklarında iyi bir şekilde cevap vermektedir.  Hastaların yaşam ömrü etkilenmeksizin, tümör tamamen yok olarak hayatlarına devam etmektedir. Bunun dışında evre 4 dediğimiz metastatik evrede de radyoterapi büyük bir önem arz etmektedir. Literatürde şöyle bir durumda var, prostatta hastalık var ve 3-4 yerde metastazı varsa bunlar dahi radyasyonla tedavi edilip hasta tamamen bu kanserden kurtarılma safhasına getirilebiliyor. Sağ kalımı belirgin bir şekilde uzatılabiliyor. Bu da hastalarımız açısında çok değerli bir literatür bilgisidir” ifadelerini kullandı.

Radyoterapinin diğer etkilerini de anlatan Uzm. Dr. Hatice Başaran Gökşen sözlerini şöyle tamamladı; “Radyoterapi alan hastalarımızda genellikle cinsel aktivitede düzensizlik durumu ve işemede fonksiyonlarında ilk dönemlerde sıkıntı oluşabiliyor. Yayınlanan makalelere baktığımızda ürolojide yapılan ameliyatlara kıyasla bunların anlamlı olarak düşük düzeyde olduğu gözlemlenmiş ve radyoterapinin aslında o fonksiyonları korumada istatistiksel olarak daha başarılı olduğu ortaya konmuştur.” dedi.


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER