Gündem

HER 5 ÖLÜMDEN BİRİ KANSER

HER 5 ÖLÜMDEN BİRİ KANSER

HER 5 ÖLÜMDEN BİRİ KANSER
04-02-2020 07:00

Uğur YİĞİT

4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada kanser hastalıklarına dikkat çekildi. Kanserden ölümlerin yaklaşık üçte birinin tütün kullanımı, obez olma, meyve ve sebzeden fakir beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol tüketimi gibi nedenlerin olduğunun belirtildiği açıklamada, ?Beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanmaktadır. Oysa günümüzde kanserlerin yüzde 30-50´ye yakınının, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerinin uygulanması yoluyla önlenebilir durumda olduğu bilinmektedir. Ayrıca, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse birçok kanserin iyileşme olasılığı da yüksektir. Dünya Kanser Günü ilk kez 2005 yılında, ülkemizin de yakın işbirliği içerisinde olduğu Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) tarafından düzenlenmiştir. Her yıl 4 Şubat Dünya Kanser Gününde Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) ve ortak kuruluşların birlikte yürüttüğü, milyonlarca ölüme neden olan ve pek çoğu önlenebilir olan bir hastalığa karşı toplumsal bilinci artırmak amacıyla tüm dünyada kampanyalar düzenlenmektedir. UICC´nin yeni üç yıllık teması ?Kararlıyım ve yapacağım´ olarak belirlenmiş olup 2018´de başlatılmıştır. 3 yıl sürecek kampanyanın orta noktası olan 2020 yılı, bireysel kararlılığı güçlendirici bir eylem çağrısıdır ve geleceği etkilemede bugünden eyleme geçmenin önemini vurgular. Dünya Kanser Günü; yankı uyandırmayı, değişim aşılamayı ve farkındalık gününün geçmesinden çok sonraları da sürdürülecek bir eylemi harekete geçirmeyi amaçlayan bir kampanyadır. ? ifadelerine yer verildi.

Kanseri önlemek için yapılması gerekenlerin anlattığın açıklamada şunlar kaydedildi:

?Sigara ve dumansız tütün ürünlerini de içeren tütün kullanımı, fazla kilolu veya obez olmak, düşük meyve ve sebze alımını içeren sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite eksikliği, alkol kullanımı, cinsel yolla bulaşan HPV enfeksiyonu, hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet, iyonlaştırıcı ve ultraviyole radyasyon maruziyeti, kentsel hava kirliliği, katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekan dumanı. Ülkemizde DSÖ önerileri ile kayıt, önleme, tarama ve tedavi çalışmalarını bir arada barındıran Ulusal Kanser Kontrol Programı 2008 yılından itibaren yürütülmektedir.?

KANSERE BAĞLI ÖLÜMLERİN YÜZDE 22´Sİ TÜTÜN KULLANIMI

Açıklamada tütün kullanımı, kanser gelişimi yönünden en önemli risk faktörü olup kansere bağlı ölümlerin yüzde 22´sini oluşturduğu ifade edilerek, ?Akciğer kanserinin yanı sıra özefagus, mesane, böbrek, pankreas, mide, serviks rahim ağzı kanserlerinden de sorumlu olduğu bilinen tütün kullanımı, hangi yaşta olursa olsun terk edildiğinde kişinin yaşam kalitesi ve yaşam süresi üzerinde anlamlı bir fark yaratmaktadır.  Bu risk faktöründen kaçınmada en önemli stratejiler; özellikle genç yaştaki bireylerin maruziyetinin engellenmesi, hangi yaşta olunursa olunsun bırakma yönünde irade beyanında bulunanların ilgili sigara bırakma merkezlerine yönlendirilmesi, dumansız olması nedeniyle herhangi bir risk içermediği gibi yanlış algıya neden olan elektronik sigara gibi ürünlerin riskinin anlatılarak toplumda bilincin yükseltilmesine yönelik eğitsel faaliyetlerin gerçekleştirilmesi olacaktır.

 

Obezite ve kanser ilişkisine dair yapılmış çok sayıda epidemiyolojik çalışma obezitenin kansere neden olmasının yanı sıra kanser tedavisine yanıtın azalmasına, hastalık seyrinin bozulmasına ve artmış ölüm oranlarına neden olduğunu da ortaya koymaktadır. Dünya Sağlık Örgütü´ne göre, sağlıklı bir kiloyu korumak ve fiziksel olarak aktif olmakla bağırsak, meme, rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, safra kesesi kanserlerinin gelişim riski önemli ölçüde azaltılabilmektedir. Yaşam tarzı değişiklikleri ile kansere karşı anlamlı risk azaltımı sağlanması mümkündür.  Sindirim ve boşaltım sisteminin farklı türde kanserleri ile ilişkisi olduğu ispatlanmış olan alkol tüketimi, kanser gelişim riskini azaltmada bireysel farkındalık ve çaba ile önemli oranda önlenme şansına sahiptir.

KANSERDE ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ

Kanserde erken teşhisin önemli olduğu ve ülkemizde de yürütülen kanserde erken teşhis programlarının olduğu ifade edilerek açıklamada şunlar kaydedildi:

?Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü tarafınca taranması önerilen; meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için, toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Ülke genelinde kanser taramaları; kanser erken teşhis, tarama ve eğitim merkezleri (KETEM) , Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) de ücretsiz olarak yapılmaktadır. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Erken tanı için aşağıdaki yöntemler uygulanmaktadır. Meme kanseri tarama programında; 20-40 yaş arası kadınlara; verilen eğitimlerle ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapmaları, meme kanseri belirtilerden biri görüldüğünde ise vakit geçirmeden doktora başvurmaları gerektiği öğretilmektedir. Ayrıca iki-üç yılda bir sağlık kuruluşlarında meme muayenesi olunmalıdır 40-69 yaş arası kadınlar ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalı, yılda bir sağlık kuruluşlarında meme muayenesi olunmalı  ve iki yılda bir mamografi çektirilmelidir. Kalın bağırsak kanseri taramaları, 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi (GGT) yapılmakta, 10 yılda bir kolonoskopi önerilmektedir. Ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü olanlarda ise tarama 40 yaşından itibaren yapılmaktadır.  Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi, kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları azaltılmaktadır. Rahim ağzı kanserleri taramaları, 30 - 65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi yapılmaktadır. Tüm bu tarama programlarımızda tarama sonrası pozitif çıkan kişilerin tanı ve tedavisi için Kanser Dairesi Başkanlığı´nca 81 ile yönelik hastaların yönlendirileceği ve tanıdan tedaviye Avrupa Birliği kriterleri çerçevesinde hizmetler veren merkezlere gönderilmektedir.?


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER