Uğur YİĞİT
İlimizde 3- 4 Eylül tarihlerinde, Türkiye genelindeki 600 civarında İmam Hatip Derneği'nin katılımıyla Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) 4 Eylül Kültür Merkezi Keykavus Konferans Salonu'nda 19'uncu ÖNDER İmam Hatipliler Kurultayı düzenlendi. Kurultay Şiarı ve Sonuç Bildirgesi'nin açıklandığı kurultaya TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Vali Yılmaz Şimşek, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Sağlık Bakan Yardımcısı Halil Eldemir, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Osman Sezgin, AK Parti Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, İslam Düşünce Enstitüsü ve Uluslararası İslam Düşünce Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve çok sayıda dernek üyesi katıldı. Kurultay, İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından kurultayın tarihini anlatan sinevizyon gösterisi sunuldu.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop Kurultayda Genel Değerlendirme ve Geleceğe Bakışlar temalı konuşma yaptı. Şentop, "İmam hatip okulları ve liseleri aslında tek bir okul olarak değil bir okullar zinciri, topluluğu olarak kurulmuştur. Dolayısıyla bir eğitim kurumuyla beraber bu eğitim kurumunun kurucusundan, yöneticisinden, öğreticisine ve öğrencisine kadar büyük bir camiayı kuşatan ve kapsayan bir kurum olarak yüzüncü yılını idrak edecek. Önemli bir yıl dönümü olduğunu Türkiye'de ifade etmek, anlatmak isterim. Üstelik bu kuruluşun üzerinden yüzyıl geçtiği halde milletimizin teveccühüne mazhar olmaya artarak devam etmek bu kurumun önemini göstermesi açısından çok ayrı dikkat çekicidir. İmam hatipler milletimizin ihtiyacından doğmuştur" dedi.
İmam hatip okulları sayesinde ülkede yüzbinlerce kişinin eğitimlerini farklı alanlarda devam ettirerek ülkedeki sosyal ve siyasi sisteme dahil olduklarını söyleyen Şentop, "Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak bendeniz ve birçok mevkide bulunan arkadaşlarımız imam hatip lisesi mezunlarımızdır. Milletimizin gayreti ve istikbaliyle yükselen bu okulların başarısını ortaya koymaktadır. Aslında bu başarı milletimizin başarısıdır. Çünkü imam hatip liselerini kuran milletimizdir. Az önce bir ihtiyaçtan doğduğunu ifade etmiştim. Esasen imam hatip liseleri sadece milletimizin bazı dini pratiklerini karşılayacak onlara cevap verecek din adamları yetiştirilmesi meselesiyle ortaya çıkmamıştır. Nitekim bu düşünce ve ifadeler milli eğitim temel kanunlarına işlenmiştir. İmam hatip okulları ve liseleri sadece bir mesleğe yönelik eğitim veren, öğrenci yetiştiren kurumlar değildir. Kanunda diyor ki, 'mesleğe ve yüksek öğrenime öğrenci yetiştiren kurumlardır' diyor" diye konuştu.
İmam hatip liselerinin ne kadar önemli kurumlar olduğunu iyi anlamak ve tahlil etmek gerektiğini söyleyen Şentop, şöyle konuştu:
"Terör ve küreselleşmenin yaygınlaştırdığı ve Türkiye'nin de ağır bedeller ödemesine yol açan önemli bir sorun. Bu okulların teröre karşı ne kadar etkili kurumlar olduğu görülecektir. Sadece Türkiye için söylemiyorum. Bu anlayışın etrafımızdaki ülkeler ve birçok bölge açısından imam hatiplilerin temsil etmiş olduğu anlayışın ve dinin temel kaynaklarından öğrenilmesine dayanan yaklaşımın ne kadar önemli olduğunu dünyadaki gelişmeler çerçevesinde uygulamak gereklidir. Tabii zaman zaman imam hatip liselerinin siyasetin bir malzemesi haline geldiğini de gördük. Sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak değil, hukuk okumuş bir sosyal bilimci olarak, bir eğitimci olarak, bu okullarda eğitim görmüş birisi olarak şunu açıklıkla ifade etmek isterim. İmam hatipliler siyasetin konusu, siyasetçilerin malzemesi, zaman zaman da akıl almaz söylemlerin, ifadelerin, yasakların, muhatabı olmayı kendileri tercih etmediler. Hatta imam hatipliler ve çocuklarını bu okullara gönderen aileleri bu tartışmaların dışında kalmak için daima azami bir titizlik, dikkat ve gayret göstermişlerdir. Fakat maalesef inancı ve inanç hassasiyetini eğitimi konusu olamayacak kadar önemsiz gören bazıları sürekli insani olan değerleri yok sayan bağnazlıkla imam hatiplileri siyasi tartışmaların konusu haline getirmişlerdir. İşte hepinizin hatırlayacağı bir kat sayı mağduriyeti böyle bir bağnazlığın ve uygulamanın sonucuydu. Şükür ki artık böyle bir durum ortadan kalkmış. Devlet kendi kurumları özellikle de eğitim kurumları arasında ne ayrımcılık yapmalıdır ne de onlardan bir kısmını ayrıcalıklı görmelidir. Kanaatim budur."
'CEHALET OLARAK İFADE EDİYORUM'
İmam hatip okullarından rahatsız olan çevrelerin olduğunu söyleyen Şentop, "Onların esas rahatsızlığı imam hatip liseliler değildir. İmam hatip liselerinin muhtevasıyla ilgili bir rahatsızlık var. Dine karşı, dindarlığa karşı, Türkiye'deki milletin temel değerlerine karşı olan, husumetlerini, düşmanlıklarını açıkça ifade edemeyenler imam hatip liselerine, imam hatip liselerinden mezun olan öğrencilere karşı bunu ifade ediyorlar. Tabii bunun bir kısmı bilinçlidir. Bir kısım insanlar neyin ne olduğunu bilerek ve kasten bunu yapıyorlar. Ama büyük bir kısmı da cehalet sebebiyledir. Çünkü Türkiye'de yüzünü batıya çeviren, batıdaki insanlar gibi giyinenler, yüzünü, gözünü, saçını, kaşını batılı insanlar gibi yapanlar kendilerini modern, bilgili, zeki, kültürlü insanlar olarak zannediyorlar. Bunlar önemli ölçüde sadece kendi içinde bir araya geldiklerinde ve hep birbirlerinin görüşlerini teyit eden konuşmalar yaptıkları için de kendileri dışındaki dünyadan çok büyük ölçüde habersizler. Neler olup bittiğini farklı dünya görüşüne sahip olanların yaşayış tarzına sahip olanların neler bildiğini, bilgi, kültür ve zeka derecesini ölçmekten, anlamaktan, takdir etmekten acizler. Bunu büyük anlamda cehalet olarak ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.
Selamlama bölümünde konuşan Sağlık Bakanı Yardımcısı Halil Eldemir, kurultayın Anadolu'nun kadim şehri Sivas'ta yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kendisinin de zamanında bir İmam Hatip derneğinde yöneticilik yaptığını hatırlatan Eldemir, "İmam Hatip mezunları derneklerinin önemi büyüktür. Bu nedenle derneklerimize sahip çıkmalıyız ve çıkmaya da devam etmeliyiz. Bu üniversitenin bahçesi, salonu 28 Şubat döneminde mezun olan başarılı öğrencilerin, başörtülerinden dolayı mezuniyet törenlerinden ağızları kapatılarak dışarıya atıldığı yerdi. Şimdi bu kurultayı rektörümüzün ev sahipliğinde yapmanın sevincini yaşıyoruz" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Osman Sezgin ise konuşmasında, 'selam' ve 'teşekkür' kavramlarına vurgu yaparak, "Teşekkür eden insan, gerçeklik algısı oluşmuş insandır, adımlarını doğru ve yerinde atar. Dolayısıyla bu nimetleri, güzellikleri bize veren, sizlerle burada bizi bir araya getiren Yüce Allah'a sonsuz şükürler olsun" dedi.
'AYASOFYA'NIN ŞÜKRÜNÜ YERİNE GETİREMEDİK'
Konuşmasında, kurultayın bu yılki teması 'Ahde Vefa'ya dikkat çeken Bilal Erdoğan, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasını örnek göstererek, "Seçilen tema her zaman çok güzel olmuştu. Bu sene de 'Ahde Vefa' tercih edilmiş. Ayasofya'nın açılışıyla ilgili sözlerimden bahsedildi. Ahde Vefa'yı konuşacaksak eğer o zaman Ayasofya meselesinden açalım. Ben Ayasofya açıldığı zaman salgın şartlarında İstanbul'da cuma günü namazdan sonra bir buluşma yaptık. Salgın şartlarına çok uygun bir buluşma da değildi. Salonu doldurmuştuk, mesafe maske falan çok dikkat edilmemişti. Hamdolsun bu salgın belası da geride kalıyor. Ama o gün orada aslında bunu tertip ederken demiştik ki; Anadolu'nun dört bir yanından insanlar salgın demeyecek Ayasofya'nın açılışı için gelecek. Bir yemek ikram edelim, kutlama şeklinde olsun. Ama o gün orada sorular ve eleştiriler falan gelmeye başladı. Ben de sıra bana gelince bu anın ruhu şu anda bunun keyfini çıkarmak, bunu kutlamak, şükrünü eda etmek olduğu için, biraz bunu kınamıştım. Ama biz o gün bugündür Ayasofya'nın açılışının şükrünü yerine getiremedik. Bunu da söylemeye devam ediyorum. Biz Ayasofya'nın yeniden Müslümanlığın ibadetine iade edilmesini zaten hak etmedik diyorum. Daha da başka yerden bakmaya çalışıyorum. Ne Sultan Ahmet'i doldurduk, ne Süleymaniye'yi doldurduk, ne vakit namazlarımızı camilerde kılar olduk. Ama Allah bize Ayasofya mükafatını verdi. İstanbul'un fethinin sembol camisi olan Ayasofya Camisi bunun şükrünü eda etmek için bizim namazlarımızda daha dikkatli olmamız, namazlarımızı mümkün olduğunca cemaatle camilerde kılmamız gerekiyor" dedi.
İmam Hatip okullarının tercihinde çocuklara yol gösterilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Cumhurbaşkanı İmam Hatipli. 4 çocuğunu da İmam Hatip'e göndermiş. Ben şimdi oğlumu İmam Hatip'e gönderdim, ortaokulu bitirdi liseye başladı. Buna da sahip çıkmamız bir 'Ahde Vefa'dır. İmam Hatip okullarının binaları neden bu kadar güzel? Devlet bunları daha güzel yaptığı için değil. Buna sahip çıkan hayırseverler, vakıflar, dernekler olduğu için. Çocuklara bunları anlattığınız zaman gösterdiğiniz zaman arada 'dağlar kadar fark var' diyor. O zaman çocuğun İmam Hatip'i tercih etmesi de çocuklarımızı ikna etmemiz de çok zor değil. O zaman Ahde Vefa ise İmam Hatipliler Kurultayı'nda çevremizdeki arkadaşlarımızın ve kendi çocuklarımızın İmam Hatip'e gitmesi konusunda da ayağımızın sekmemesi lazım. Bunu da önemsiyorum" ifadelerini kullandı.
Kurultayda ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan, 'Ahde Vefa' temalı kurultayın şiarını okudu. Son olarak ise İslam Düşünce Enstitüsü ve Uluslararası İslam Düşünce Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez açılış dersini verdi. Kurultay Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kapanış dersiyle sona erdi.
Editor : Haberpanelim