Demet KARAKUŞ
Dünyada kalp hastalıklarından sonra ölüme sebep olan ikinci sıradaki hastalık, Dünya Sağlık Örgütü´nün verilerine göre kanser olarak görülüyor.
Kanserin tedavisi için birçok ilaç olmasına rağmen, bu ilaçların yan etkileri ve ilaca karşı direncin ortaya çıkması ise ciddi bir sağlık problemi ortaya koyuyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Bilim Kadınları Derneği Başkanı, Prof. Dr. Birnur bu noktada ilaçların yan etkilerini ortadan kaldırmak adına, mevcut kullanılan kemoterapötik ilaçların haricinde yeni anti-kanser molekül dizayn edilmesi için çalışma başlattı.
ÇALIŞMANIN PATENTİ ALINDI
Prof. Dr. Birnur Akkaya, kanser hastalıklarında ölüme neden olan en önemli etkenlerinden kanser hücrelerinin yayılmasının önlenmesine yönelik başlattığı çalışmada ise sonuca ulaştı. Prof. Dr. Akkaya, kanser ve kötü huylu hücrelerin damar yüzeylerine tutunmasını engelleyerek, yayılmasını önleyen sülfatit benzeri kitosan türevi bir bileşik molekül sentezledi. Prof. Dr. Akkaya, Türk Patent ve Marka Kurumu´na başvurarak ´Sülfatit Benzeri Kitosan Türevi Bileşik´ ismini verdiği buluşunun ulusal alanda belgesini de aldı. Çalışma ulusal alanda ‘İnternational Journal Of Biological Macromolecules’ dergisinde de yayımlandı.
KANSER ÖLÜMLERDE İKİNCİ SIRADA
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birnur Akkaya, "Dünya sağlık örgütünün verilerine göre kanser ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almakta şimdiye kadar günümüze kadar kanser tedavisiyle ilgili birçok ilaç geliştirilmiş olmasına ciddi gelişmeler kat edilmiş olmasına rağmen ilaçların yan etkileri sağlığa zarar vermesi, sağlıklı hücrelere zarar vermesi kanser hücrelerinin ilaçlara karşı direnç geliştirmesi gibi nedenlerden dolayı ilaç arayışı hala devam ediyor. Kanserin ölümle sonuçlanmasının en önemli nedenlerinden biri metazdaz olayıdır. Metatdaz olayı tabi moleküler mekanizması aydınlatıldıkça metazdazı hedef alacak ilaç da geliştirilmeye başlandı. Metazdaz kısacası kanserli hücrenin bulunduğu yerde vücudun diğer bölgelerine yayılmasına deniyor. Damarlanma inivazyon, migrasyon gibi birçok aşamadan meydana geliyor. İnivazyon aşamasında selektin dediğimiz bir adezyon molekülümüz var. Bu molekül özellikle kanserli hücrenin yüzeyinde fazla ifadelenen sülfasit molekülü ile etkileşiyor. Tutunuyor onlarla bağlanıyor. Böylece kanserli hücrelerin yayılmasına inivazyonuna göç etmesine kolaylık sağlamış oluyor. Bir nevi metazdazı kolaylaştırmış oluyor. Bizde literatürde var olan bu bilgilere dayanarak sülfatide benzeyen bir molekül sentezledik bu molekülü sentezlememizdeki amaç sülfatit ve selektik arasındaki bu etkileşimi bloklamaktı. Bu çalışmanın özgün olmasının bir nedeni sülfatiti mimikleyen bir molekülün ilk kez sentezlenmiş olmasıdır. Bunun metazdaza yönelik sentezlenmiş olmasıdır. Bunu uluslararası bir dergide güzel bir makaleye dönüştürdük. Patentimizi aldık. Patentimizi alma aşamasında Cumhuriyet Üniversitesi rektörlüğümüze teşekkür ederim.” dedi.
ÇALIŞMALARIMIZ FAZ AŞAMASIYLA DEVAM EDECEK
Patenti aldıktan sonra çalışmaların deney hayvanları ve faz çalışmalarıyla devam etmeyi düşündüklerini ifade eden Kaya, “İnşallah devletimize ve milletimize hayırlı, uğurlu olur güzel çalışmalarla devam edebiliriz. Projenin de desteklenmesini bekliyoruz. Engellemeye yönelik bir ilaç etken maddesi araştırmalarımız devam ediyor. Kullanıma hazır değil şuanda çalışmalara devam ediyoruz. Bunun için proje için ve bütçe için destek bekliyoruz. Birçok yerde önemli rolü var. Dolayısıyla kanser değil diğer birçok hastalığında tedavisinde umut vaat ettiğini düşünüyoruz. Bunların hepsi araştırmayı bekleyen bilgiler bizim de patentimizde yer alan bilgiler bunların hepsini inşallah sırasıyla araştırmayı düşünüyoruz. Bir ilaç haline dönüşmesi için birçok aşamadan geçmesi gerekiyor. O aşamalar zaman ve bütçe gerektiriyor. Sabırla çalışmaya devam edeceğiz. İnşallah hayırlı ve güzel sonuçlar alırız.” şeklinde konuştu.
sivas son dakika sivas ekspres, ekspres.com ekspres haberler ekspres son dakika
Editor : Haber Merkezi