Uğur YİĞİT
Bireysel silahlanmanın önlenmesi için çalışmalar yürüten Umut Vakfı, 2021 yılında basına yansıyan silahlı şiddet olaylarını derledi. Silahlı şiddet haberlerinin derlenmeye başlandığı 2015’ten bu yana geçen son 7 yılda silahla işlenen şiddet olayları yüzde 75 arttı. 2021’de, 2020 yılından 119 daha fazla şiddet olayı yaşandı. Araştırmada Türkiye’de silahlı şiddetin en çok yaşandığı bölgelere de yer verildi. Her yıl olduğu gibi nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu Marmara Bölgesi, 985 silahlı şiddet olayıyla başı çekti. Bir yılda silahlı şiddetin yüzde 21 ile en çok arttığı bölge ise 551 şiddet olayıyla Akdeniz oldu. Ege (492) ve İç Anadolu’da (507) ise bir önceki yıla göre yüzde 6’lık düşüş yaşandı. 2021’de Güneydoğu Anadolu’da 526 ve Karadeniz’de 524 silahlı şiddet olayı görüldü. Olayların en çok yaşandığı iller ise sırasıyla, İstanbul (4497), Adana (228), Samsun (222), İzmir (154), Bursa (149), Şanlıurfa (148), Antalya (135), Kocaeli (133), Konya (117) ve Diyarbakır (110) oldu.
Umut Vakfı'nın hazırladığı Türkiye Silahlı Şiddet Haritası’na göre yıl içinde 3 bin 801 silahlı şiddet olayı yaşanırken, bu olaylarda 2 bin 145 kişi öldü, 3 bin 896 kişi yaralandı. Olayların 3 bin 172’sinde (yüzde 85) ateşli silahlar, 629’unda (yüzde 15) ise kesici aletler kullanıldı.
Vakıftan yapılan açıklamada, “Bireysel silahlanmayı arttırıcı değil, azaltıcı yasal düzenlemeler yapın. Adam öldürenlerin, yaralayan canilerin elini kolunu sallayarak dışarıda gezmelerini önleyin. Cezasızlığın önüne geçin. Şehir eşkıyalarının düğün, asker uğurlaması ve çeşitli eğlencelerde silah kullanmasının önüne geçin. Bu şehir eşkıyaları, silahı eline aldığında sadece ufak bir para cezasıyla kurtulamayacağını, cezaevini boylayacağını bilmeli. Bireysel silahlarla ölen ve yaralananların yanı sıra mağdur olan yüzlerce ailenin mağduriyetini önlemek için adaleti ve hukuku üstün kılın, mağduriyetleri önleyin. Magandaların kurbanı olan insan ve hayvanların ‘huzur ve güven içinde’ yaşamalarını sağlayın” denildi.
9 KİŞİ ÖLDÜ, 12 KİŞİ YARALANDI
2020 yılında en çok şiddet olayının yaşandığı bölge sıralamasında ikinci sırada olan İç Anadolu Bölgesi 2021 yılında bölgeler bazında beşinci sıraya geriledi. Bir önceki yıl yaşanan 539 şiddet olayının basına yansıdığı İç Anadolu Bölgesi’nde 2021 yılında 310 ölü, 464 yaralamalı 507 olay yaşandı. Bölgede; 76 ölü, 130 yaralamalı 117 olayla Konya, şiddet olayları sıralamasında liderliği bu yıl da işgal ediyor. 74 ölü, 46 yaralamalı 84 olayla ikinci sırada başkent Ankara onu izlerken 42 ölü, 63 yaralamalı 69 olayla Kayseri en çok olayın olduğu üçüncü il. Niğde 54 olayla dördüncü, Eskişehir 44 olayla beşinci, Aksaray 35 olayla altıncı, Karaman 31 olayla yedinci en çok silahlı şiddetin yaşandığı il. Onları; 21 olayla Kırıkkale, 15 olayla Nevşehir, 14 olayla Kırşehir, 12 olayla Sivas, 7 olayla Yozgat, 4 olayla Çankırı izledi. Sivas’ta meydana gelen 12 olayda; 9 kişi ölürken 11 kişi de yaralandı.
Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve psikiyatri uzmanı Dr. Ayhan Akcan, 1990 yılından bu yana bireysel silahlanmanın kolaylaşarak artması sonucunda silahlı şiddet olaylarının yüzde 20’den yüzde 85’e yükseldiğini söyledi. Akcan, “Cinayetlerde silah kullanım oranı, özellikle intiharda silah kullanımı ve silahla soygun, gasp, hırsızlık gibi hadiselerde artış yüzde 400, yüzde 500 oldu. Buradaki kullanılan silah türlerine baktığımızda da maalesef yüzde 70'inde tabanca, yüzde 30'unda da tüfek görüyoruz” dedi.
Akcan, vakıf olarak en temel taleplerinin, Türkiye'de polis ve jandarma dışında tüm vatandaşların silah edinmesinin yasaklanması olduğunu vurguladı. Bireysel silahlanmanın azaltılması için hayata geçmesini istedikleri önerileriyse şöyle sıraladı: “Hem jandarma hem de polis bölgesindeki verilerin ortak bir veri tabanıyla her an ulaşılabilir olması gerekiyor. İkincisi, aile içi şiddette yapıldığı gibi mutlaka kamu spotu yapılması lazım. Türkiye'de her yıl 600-800'e yakın kişi havaya ateş edilen maganda kurşunuyla ölüyor. Havaya ateş etmeyi yasaklamak lazım. En azından bilgilendirmek lazım. Üçüncüsü mutlaka ihbar hattı gerekiyor. Bu ihbar hattı lokal değil, mutlaka 112 içine alınmalı ve kayıt altına alınmalı. Dördüncüsü de olmazsa olmaz en önemli kural. Kadına yönelik şiddette, yüzde 20 civarında bu olaylarda silah kullanılıyor. Aile içi şiddette kullanıldığı için erkek eve silah alırken yani bulundurma silah ruhsatı için başvurduğunda mutlaka eş rızası istenmeli. Özellikle ailelerin boşanma aşamasında, iflas aşamasında belli bir süre beylik tabancalarına el konulduğunda en azından intihar riski veya cinayet riskini de önlediğini biliyoruz. Bütün gelişmiş ülkelerde bu yapılıyor.”
Ruhsatlı silah almanın yasal tedbirlerle daha fazla zorlaştırılmasını isteyen Akcan, “Kişi silah ruhsatı talebi bulunduğunda dilekçesinin belli bir süre bekletilmesi gerekiyor. Çünkü kişi durup dururken silah ruhsatı talebinde bulunmuyor. Bir olay yaşıyor, çözüm üretemiyor. Silahla çözme doğrultusunda bir düşünce gelişiyor. O öfkeyle beraber başvuruyor. Onun için birçok ülkede 15 gün, 30 gün hatta 45 gün bekleme süreleri var. O süre bittikten sonra dilekçesinin işleme konulması bizim ülkemizde maalesef yok. Kişi başvurduğunda hemen ruhsat veriliyor. Nerede satılıyorsa silah alıyor, ardından işlemler başlatılıyor. Bu son derece sakıncalı” dedi.
Editor : Haberpanelim