Ekonomi

Mermer Sektörü Zor Durumda

Sivas’ta ihracata büyük katkı sağlayan mermer firmaları zor günlerden geçiyor. Koronavirüs sonrasında yaşanan sektördeki daralmanın ciddi sıkıntılara yol açtığını belirten Kam-Mer Maden Dış Ticaret İnşaat İzolasyon Ltd. Şti. sahibi Abdulkadir Demirel, yeni maden ocaklarının da açılmamasının sektörü zora soktuğunu ifade etti.

Mermer Sektörü Zor Durumda
10-03-2023 13:11
SİVAS

Uğur YİĞİT

Kam-Mer Maden Dış Ticaret İnşaat İzolasyon Ltd. Şti. sahibi Abdulkadir Demirel, mermer sektöründeki yaşanan sıkıntıları anlattı. Sivas’ta 13 mermer firmasının bulunduğunu ve organize sanayide çalışanların yaklaşık yüzde 30’unun mermer firmalarında çalıştığının altını çizerek, “Sivas biliyorsunuz bir mermer şehri. Sivas'ta yaklaşık olarak 13 tane mermer firmamız var. Organize sanayimizde de zaten mermer firmalarımızın faaliyetleri ortada. Organize sanayide yüzde 30’una yakını çalışanlar mermer firmalarında bulunuyor. Mermer sektörünün aslında sadece bu yıla has değil, yaklaşık olarak bir 3,5-4 yıldır bir sıkıntı yaşıyoruz. Tabii bu sıkıntının ana nedeni pandemi ve pandemi sonrasındaki gelişen olaylar. Pandemiyle birlikte biliyorsunuz dünya ticaretinde genel olarak bir daralma, sıkıntı oldu. Bu daralmayla birlikte konteyner fiyatlarında çok ciddi manada artışlar oldu. Tabii bizim şimdi ihracatını yaptığımız ülkeler genel olarak doğu ülkeleri, Çin, Endonezya, Hindistan gibi ülkeler. Tabii buralar olunca konteyner fiyatlarındaki yaklaşık olarak işte yüzde iki yüzlük, yüzde üç yüzlük artışlar, maliyetleri etkiledi. Tabii bu maliyetler sonrasında da ister istemez müşterilerimiz farklı pazarlara kaymaya başladılar. Aynı zamanda tabii tedarik konusunda da bazı sıkıntılarımız oldu. Tedarik konusundan kastettiğim şey nedir? Pandemiyle birlikte çalışma saatleri değişti. İş yerlerinde, fabrikalarda çalışanların sayıları değişti. Dolayısıyla bu da üretim noktasında bizi daralttı. Fakat daha sonraki yıllarda mermer sektörü bu konuya ve açıkçası biraz hızlı bir reaksiyon göstererek toparlanma sürecinin içerisine girdi” dedi.

ÇED DAVALARI SIKINTILARA YOL AÇIYOR

Mermer sektöründe yaşanan sorunları özetleyen Demirel, madenlerin bittiğini ve bittiğinde yeni ocaklar açılması gerektiğini ancak son 10 yıldır ÇED davaları ve bu süreçlerde büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirterek şöyle konuştu:

“Bizim asıl sorunlarımızdan bir tanesi de şu. Bir tanesi değil aslında en büyük sorunlarımızdan başında geliyor. Mermer sonuçta tükenen bir ürün. Bir doğal ürün. Bu tükendiği zaman yeni mermer ocakları açmamız gerekiyor. Ham maddeyi sağlayabilmemiz için. Fakat yeni ocakların açılmasıyla alakalı olarak maalesef son 10 yıldır ÇED davalarında, ÇED süreçlerinde çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Vatandaşımızın mermer ocaklarına ve madenlere karşı aslında bir bilinçsizliği söz konusu. Ve kanundaki bazı eksik ya da yarım kalan konulardan veya noktalardan dolayı bunu art niyetli olarak kullanmak isteyen kişiler oldukça fazla. Oysaki madencilik aslında doğaya vermiş olduğu zarar bir tarıma göre çok çok az bir şey. Yani bunu şöyle örnekleyebiliriz. Örneğin insanların tarım arazileri açmak üzere ne kadar orman yok ettiğine baktığımızda bunu 2B yasasını biliyorsunuz işte tarım ormanlardaki mahvedilen tarım arazilerinin tekrardan tarım arazisi vasfına işte katılmasıyla alakalı olarak. Madenciler öyle değil. Madenciler bir yerden bir ürünü aldıklarında orayı tekrardan rehabilite edip ağaçlandırıyor. Bunun en güzel örneğini bizim Kangal termik santralinde görebiliriz. Kangal termik santralinde bizler oradan kömürü aldık aldıktan sonra orayı rehabilite ettik ve şu anda orada bir orman var. Etyemez köyüne eğer gittiyseniz orayı bir gezin. Yani jeolojik olarak son işte elli ya da yüz bin yıldır ağaç olmayan bir noktaya Madenciler oradaki kömürü aldıktan sonra, orayı orman haline getirdiler. Kömürü aldık, o kömürle santral kurduk. O santralle oradan Sivas'ta yüzlerce kişi, binlerce kişi ekmek yedi. Daha sonrasında da işte o kişilerle beraber elektrik ürettik. Bu memleketin elektriğine katkıda bulundu maden sektörü. Onla sanayimiz kalkındı ve daha sonra işi biten noktayı da ağaçlandırdık. Şimdi burada ÇED davalarının bu kadar uzun sürmesi her türlü işte vatandaşın itirazı sonrasında ruhsatların iptal edilmesi, ruhsatların durması ister istemez maden sektöründe yeni ham maddeye ulaşmayı bizleri zorluyor. Ulaşamıyoruz artık. Ve bu da İster istemez şuna yansıyor. Elimizde hep aynı ürünleri üretmeye daraldığımız için aynı ürünlerle müşterilerimizin karşısına çıktığımız için yeni ürünlerle çıkamıyoruz. Dolayısıyla müşterilerimiz de bizim müşterilerimizden kast ettiğimiz işte dünyadaki bütün inşaat sektörüyle uğraşan kişiler farklı ülkelere gidiyorlar. İşte son dönemde Şili, Arjantin gibi ülkelere müşterilerimiz gitmeye başladı.”

MADEN KONUSUNDA VATANDAŞLAR BİLİNÇLENDİRİLMELİ

“Burada üç ana başlıktı aslında bu daralmayı özetleyebiliriz” diyen Demirel, “ Birincisi pandemi ve pandeminin etkileri ama artık bundan bir şekilde çıktık. Çünkü 2023 senesinin işte ilk aylarında, ocak aylarında Çin artık salgın ile alakalı olan durumu belli bir noktada kapatacağını söyledi. İkincisi nedir? İkincisi maden sektörü üzerindeki özellikle çevresel etki değerlendirme raporlarıyla beraber çıkan kanunların baskısı, bunun azaltılması gerekiyor. Üçüncüsü ise ne? Maden sektörünün aslında diğer sektörlere göre biraz daha devlet tarafından desteğini biz rica ediyoruz. Çünkü bize destek verilirse biz üretiyoruz. Başarıyoruz ki bunun işte Sivas en güzel örneği. Afyon en güzel örneği. Bursa işte en güzel örneğin. Biz memleketin taşını alıp onu bir değer haline getirip ihraç ediyoruz. İhracat sonuçları memleketimize dolar kazandırıyoruz. Bu da ülkenin genel olarak gelişmesinde çok büyük yerleri var. Doğrudan bir ihracat yapmış oluyoruz. Bu konuda da biz özellikle kanun koyuculardan, milletvekillerimizden, bakanlarımızdan buna özel dikkat edilmesini istiyoruz. İnşallah ilerleyen zamanlarda ilerleyen günlerde Ben eminim ki maden sektörünün daha ileriye gideceğini düşünüyorum. Ki şöyle, bugün dünyadaki bütün gelişmiş ülkelere baktığınızda Kanada bir maden ülkesidir. Gayrisafi milli hasılasına baktığınızda çok yüksektir. Almanya yine hakeza Almanya'daki kömür madenlerinin Türkiye'den fazla olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazladır. Ama onlar hem doğayla hem de vatandaşın kabulüyle yan yana gelerekten madencilik işi yapmasını bir kültür haline getirmişler. Yani hem doğaya saygılı hem insana saygılı madencilik. Biz Türkiye'de elhamdülillah bunu artık başarıyoruz, bunu yapabiliyoruz. Türk insanı bu güce sahip. Bu potansiyele sahip. Bu bilgi birikimine sahip ki Sivas'ta işte bunun şu anda örneğini veriyor” şeklinde konuştu.

MADENCİLER KURULTAYI YAPILMALI

Yaşanan sorunları çözümleri noktasında da konuşan Demirel, “Şu anda ciddi manada ihracat yapan firmalarımız var. Bunlar Sivas Organize Sanayi'nde şu an aktif halde çalışıyor. Sivas'ın bu sorunu çözmede belki şunu yapabiliriz ilerleyen yıllarda. Sivas Mermerciler ve Doğal Taş Derneği olarak çevre illerdeki diğer mermer ve madenle uğraşan kişilerle beraber her yıl düzenli olarak eğer bir maden kurultayı, şurası gibi bir düzenlemeler yapıp yani bir araya gelip birlikte sesimizi duyurabilir, insanlarımıza madenler hakkında bilgiler verir, Madenciliğin doğaya çok da saygılı bir anlatabilir. Aslında o söylenilen, anlatılan şeylerin doğru olmadığını, birebir canlı örnekleriyle anlatabilirsek eğer biz maden sektörünün önündeki bu engelleri kaldırmış oluruz diye düşünüyorum.  Şöyle sağ olsunlar bizim milletvekillerimiz nezdinde işte İsmet Bey, Habib Bey Semiha Hanım, Ahmet Bey. Onlar zaten bu konuda bize ellerinden gelen yardımı yapıyorlar. Sivas'ta bu bununla alakalı da olarak sektördeki bütün temsilcileri kendileri tanıdıkları için yardım konusunda hiçbir şekilde bir esirgemeleri yok. Destek noktasında aslında şöyle: Madenlere karşı insanların bir ön yargısı olduğundan bahsettim ya. O ön yargının kırılmasıyla alakalı olarak bir toplumsal mutabakat, bir toplumsal anlatıya ihtiyacımız olduğunu aslında destekten benim kastettiğim şey o. Bir de maden kanunu içerisindeki gerekli düzenlemelerde bu işi bilen kişilerle birlikte yan yana gelerek, oradan çıkacak olan fikirler üzerine kanunların düzenlenmesinin ben daha doğru olacağını düşünüyorum. Yani son dönemde bu çevresel etki raporlarındaki şeylerde mahkemeler tarafından aslında biz sürekli engelleniyoruz. Yani mahkemenin bir tanesinde atıyorum, biz haklı bulunurken bir sonrasında hiç o köyle o yaşam yerleşim yeriyle alakalı olmayan birinin itirazı sonrasında bir maden durdurulabiliyor maalesef. Yani bu bu şekilde olmamalı diyoruz biz. Yardım desteği istediğimiz nokta o. Yani bunun bir toplumsal mutabakatta bir adı konmalı. Madenlerin aslında doğaya zararlı değil. Tam tersine az önceki söylediğim gibi Kanada, Almanya örneğini verdiğim gibi, İtalya örneğindeki gibi Oradaki madenciliği bizim yapabilecek güce sahip olduğumuzu, hem onlardan alacağımız bilgiler hem de kendi bilgim birikimimizi har harmanlayıp ortaya yeni bir maden kanunu modeli çıkartılması gerektiği konusunda söylemlerimiz var. Burada onlar bize anlık olarak problemlerimizde çözümler sunuyorlar. Doğru vekillerimiz Allah razı olsun. Yardım ediyorlar. Ama onların da mecliste bunları dile getirmesi gerektiğini düşünüyorum ben. Çünkü maden gerçeği ortada. Çalışan insanlarımız ortada kazanılan paralar, yapılan ihracatlar ortada. Memlekete faydası ortada. Bu biraz daha dillendirilir, halk nezdinde biraz daha anlatılırsa sanki bunu kıracağız gibi.” şeklinde konuştu.

 


Editor : Uğur Yİğit
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER