Diyarbakır’dan Sivas’a gelen aile, çadırlarda konaklayıp kestikleri meşe odunlarından ateş, duman ve kavurucu sıcağın altında gün boyu ter dökerek mangal kömürü üretiyor. Bozkırdan toplanıp getirilen meşe odunları yıkandıktan sonra boylarına göre günlerce süren çatma işleminden sonra koni şeklinde dizilip üstü saman ve toprakla kapatılarak "ocak" adı verilen alan oluşturuluyor. Tepesinde açılan delikten koninin içine atılan közlerle kontrollü olarak yakılmaya başlanan odunlar, 20 ila 25 gün süresince içten içe yanarak mangal kömürüne dönüşüyor. Yanma sürecinde ocağın herhangi bir yerinde oluşacak kaçakları önlemek için işçiler gece gündüz nöbet tutup müdahalelerde bulunarak kontrollü bir şekilde süreci takip ediyor. Böylece odunların içten yanarak kaliteli bir kömür oluşması sağlanıyor.
“Başında gece gündüz nöbet tutuyoruz”
Diyarbakır’dan Sivas’a meşe odunu yapmak için ailesiyle birlikte gelen, Muzaffer Akkeçi, ateşin kontrolünü sağlamak için gece gündüz nöbet tutuklarından bahsederek, “Meşe odunlarını dağdan kesip budamasını yaptıktan sonra buraya getirip yıkıyoruz. Daha sonrasında dizip kurumaya bırakıyoruz. Kuruduktan sonra saman ve toprağı atıp üst tarafından yakıyoruz. Daha sonrasında başında gece gündüz nöbet tutuyoruz. Bunu yapmak 3-4 ay sürüyor. Üst üste dizdikten sonra üzerine saman ve toprak atıyoruz. Ateşi üsten bırakıyoruz ki yanarak aşağı insin diye” dedi.
“Bir tepeden 200-300 çuval çıkıyor, 6-7 ton çıkıyor”
Akkeçi, bir tepeden yaklaşık 7 top meşe kömürü çıktığından bahsederek, “Bu işin zorluğu, gece gündüz çalışıyoruz. Hiç durmak yok bu işte ve sürekli çalışmak insanı biraz yoruyor. Nöbet tutmazsak yanar gider bu yüzden sürekli nöbet tutmamız lazım başında, aynı askerlik gibi. Biz burada gece gündüz hep bekçiyiz. Sıcak soğuk fark etmez, ister kar olsun isterse yağmur olsun bunların başında beklememiz lazım. Burada ürettiğimiz kömürleri marketler, lokantalar kullanıyor, vatandaşlar piknikte de kullanıyor. Bir tepeden 200-300 çuval çıkıyor, 6-7 ton çıkıyor” diye konuştu.
(İHA)
Editor : Haberpanelim