Gündem

PİRANA TEDİRGİNLİĞİ

PİRANA TEDİRGİNLİĞİ

PİRANA TEDİRGİNLİĞİ
03-08-2017 07:40

Kızılırmak´ın şehir merkezinden geçen bölümünde 20 günde balıkçıların 3 kez pirana yakalaması kentte tedirginliğe neden oldu.

Konuyla ilgili inceleme başlatan Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Bülent Ünver, piranaların genellikle tehlikeli hayvanlar olduğunu hatırlatırken, şöyle dedi:

"Bunlar; saldırgan, predatör, karnivor olarak tanımlanıyor. Ancak her türlü tehlikeli değil. Bunlar Amerikan kökenli balıklar, akarsularda yaşıyorlar. Bazıları akvaryumda besleniyor. Buradakiler muhtemelen pet shoptan alınmış bir balık. Akvaryumda bir süre beslenmiş, ardından ölmesin diye getirilmiş ve bilinçsiz bir şekilde akarsuya bırakılmış. Bu tür egzotik hayvanları doğal yaşam koşullarından başka yerlere bırakılmaması gerekiyor. Şu an Kızılırmak ya da başka bir akarsudaki mevcut balık faunası ya da diğer canlılara zarar verir mi vermez mi bunu değerlendirmek için öncelikle yakalanan pirana türünün tür teşhisinin yapılması gerekiyor. Gerçekten predatör bir tür mü yoksa otçul bir tür mü? Tabii bu balığın kaç tane olduğunu bilmiyoruz ama 15 gün içerisinde birkaç tane yakalanmış olması Kızılırmak büyük bir akarsuda tesadüf olsa bile sayısının fazla olduğunu gösteriyor. Buradaki balıklara zarar verir mi vermez mi diye düşündüğümüzde sayısını bilmiyoruz. Eğer fazlaysa kısmi olarak ve predatörse tabii ki balıkları besin olarak kullanacağı için sayısal bir azalmaya sebep olabilir. Bitkisel ise bir sorun olmaz."

´EKOLOJİ UYGUN DEĞİL´

Pirananın bu sularda çoğalma ihtimali olmadığını ifade eden Doç.Dr. Ünver, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü bunlar sıcak su seven balıklar, akarsu balıkları. Kızılırmak´ın ekolojik özellikleri bu balığa uygun değil. Yaşaması için de uygun değil. Özellikle iklimsel açıdan çoğalma olasılığı yok denecek kadar az. Çoğalabilmesi için de fiziksel, kimyasal koşulların da uygun olması gerekiyor. Onun dışında da belli bir populasyon yoğunluğunun olması gerekiyor. Dişi, erkek bireylerin olması gerekiyor."

"İNSANLARA SALDIRABİLİR"

İnsanların bilinçsizce akvaryum canlılarını akarsu ve göllere bırakma alışkanlığı edindiğini ifade eden Ünver, şunları ekledi:
"Bu tür hayvanları doğal olarak yaşamadığı yerlere taşımaması bilincinin insanlara aşılanması gerekiyor. Her canlı kendi yaşam alanında yaşamını sürdürmelidir, taşınmamalıdır. İnsanlar genellikle işte bir kurbağa, kaplumbağa ya da bir balık alıp akvaryumda besledikten sonra doğal ortamlara salıveriyor. Bu hayvanlar yabancı bir ortama bırakıldığında o bölgedeki canlılar için ekstra bir rekabet sorunu ortaya getiriyor. Bu balıklar için özellikle çok fazla oluyor. Bu anlamda bunun önlenmesi gerekiyor. Bunların doğrudan insanlara saldırdığı çok bilinen bir şey değil. Ama üreme zamanlarında ve balık aç olduğunda besin bulmak amacıyla insanların üzerine gelmiş. Suya düşmüş bir yabani hayvanı yedikleri belirlenmiş. Kızılırmak´tan yakalanan örneklerin hangi tür olduğunu bilmiyoruz. Eğer öyle olursa ve sayısal yoğunluğu da fazlaysa su içerisinde herhangi bir gerekçe ile bulunan insanlara zarar verebilir, ısırabilir." 


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER