Burcu CELLAT
Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Serap Şahin Bölükbaşı´nın yürütücülüğünü yaptığı, 992 bin TL bütçeye sahip, ?Hipertrigliseridemi Tedavisinde ApoC-III Hedefli Terapötik DNA Aptameri Geliştirilmesi? başlıklı projede Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Ada, Eczacılık Fakültesi Farmasötik Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Pakize Cantürk Kılıçkaya ile Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kılıçkaya da araştırmacı olarak görev alacaklar.
Projeye ilişkin açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Bölükbaşı, ?Batı dünyasında lipit metabolizma bozuklukları ile ilgili hastalıkların yaygınlığı endişe verici bir şekilde artmaktadır. Bu hastalıklar, sağlıksız yaşam tarzı veya kalıtsal risk faktörleri gibi birincil nedenlerden veya ilaçlar ve diğer hastalıklar gibi ikincil nedenler sonucunda oluşmaktadırlar. Lipoprotein partiküllerinin sentezinde, işlenmesinde ve katabolizmasındaki tipik değişiklikler ciddi hiperkolesterolemi, hipertrigliseridemi veya yüksek lipoprotein(a) (Lp(a)) ´ya yol açabilmektedir. Her ne kadar kolesterol düşürücü ilaçlar en çok reçete edilen ilaçlar olsa da bu ilaçların kullanımıyla tüm hastalar normal kolesterol seviyelerine ulaşamamaktadırlar. Tedavi edilmeyen lipid bozuklukları olan hastalar, ciddi kardiyovasküler hastalık, diyabet, alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı ve pankreatit riski taşımaktadırlar. Lipid ve lipoprotein metabolizması bozuklukları, aterosklerotik kardiyovasküler hastalıkların (KVH´ler) patogenezinde merkezi bir rol oynamaktadır. Hipertrigliseridemi (HTG), birçok metabolik bozukluğun ortak bir özelliğidir ve kardiyovasküler hastalık için risk faktörü olarak tanımlanmıştır. ApoC-III, hipertrigliseridemi ile kardiyovasküler hastalık (CVD) arasında bağlantı kuran önemli bir hedeftir.? dedi.
Bölükbaşı, ?ApoC-III´teki mutasyonlar, artmış kardiyovasküler hastalık ve hipertrigliseridemi insidansı ile ilişkilendirmiştir. ApoC-III´ün sadece trigliserit metabolizmasını düzenlemekle kalmayıp aynı zamanda aterosklerotik lezyon oluşumuna ve aterosklerozda yer alan diğer bazı patolojik süreçlere katılan çok yönlü bir protein olduğunu gösterilmiştir. Geçtiğimiz on yıllar boyunca, KVH ilerlemesinden sorumlu birincil risk faktörünün hem genetik hem de değiştirilebilir faktörler tarafından üretilen LDL-C´nin kronik yükselmeleri olduğu düşünülmüştür. Bu nedenle, ilaç endüstrisinin ana odağı, ateroskleroz ve kardiyak oranlarını azaltmak için daha güçlü LDL- C düşürücü ajanların geliştirilmesi olmuştur. FDA 2016 yılı raporuna göre hiperlipidemi ilaçlarının pazarı 19,3 milyar dolar iken bu rakamın 2022 yılında 22,6 milyar dolar olması beklenmektedir. Çalışmamızda, apoC-III için DNA temelli aptamer tasarlanarak, apoC-III kaynaklı oluşan HTG ve KVH hastalıkları için yeni bir terapötik ajan geliştirmeyi planlamaktayız.? ifadelerini kullandı.
Editor : Haberpanelim