Hakan KALELİ
BASK Sivas Temsilcisi Ahmet Başkan, haziran ayı enflasyon rakamlarını ve memur ile emeklilere yapılacak olan zammı değerlendirdi.
TÜİK in açıkladığı verilere göre Haziran ayında enflasyonun yüzde 1,64 arttığını yıllık enflasyonun ise yüzde 71,60 olduğunu söyleyen Başlan, “Bağımsız araştırma şirketi ENAG’a göre ise Haziran ayında enflasyon yüzde 4,27, yıllık enflasyon ise yüzde 113,08 olarak açıklanmıştır. Ocak ayında toplu sözleşme gereği alınan artış sadece yüzde 15 iken, sadece Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını içeren altı aylık enflasyon TÜİK’e göre yüzde 24,72 olmuş ve alınan artış ilk üç aydan eridiği gibi memur ve emeklileri diğer ayların artışlarını cepten yemiş, Haziran enflasyonu ile birlikte alacaklı konuma gelmiştir. Altı ayda bir alınan artışlar daha ilk aylardan enflasyon altında kalmakta ve sabit gelirlilerin alım gücü düşmektedir. Altı ay sonra verilen enflasyon farkı geçmiş dönemleri kapsamadığından o ana kadar oluşan farklar sabit gelirlilerin cebinden çıkmaktadır. Öncelikle yıllardır oluşan kayıplar karşılanmalı, sonrasında ise aylık olarak enflasyon kayıpları maaşlara yansıtılmalıdır.” dedi.
AÇLIK SINIRI 18 BİN 969 LİRA OLDU
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2024 Haziran ayı sonucuna göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının 18 bin 978 lira olduğunu ifade eden Başlan, “Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 61 bin 820 liraya, bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 24 bin 614 bin liraya yükseldi.
Asgari ücretin 17 bin TL, ortalama emekli sandığı aylığının 15 bin TL, BAĞKUR-SSK emekli aylığının 10 bin TL ve ortalama memur maaşının 34 bin TL olduğu günümüzde sabit gelirliler için yapsın? Ortalama memur maaşı yoksulluk sınırının neredeyse yarısına gelmiştir. Sabit gelirlilerin artışları her daim enflasyon altında kaldığı ve enflasyon altında artışlara imza atıldığı için bu duruma gelinmiştir. 2024 enflasyon beklentisi bile yüzde 33 iken, güncellenerek yüzde 38'e yükseldi. Göz göre göre memur ve emeklilerine yüzde 15+yüzde 10 artış verilmiş ve enflasyon altında kalmaya devam edin denilmiştir.” diye konuştu.
ÇALIŞANLARIN VERGİ DİLİMİ SABİTLENMELİDİR
Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün yüksek olması olduğunun altını çizen Başlan, “Tüm memur, emekli ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır. Memurlar özellikle yılın ikinci yarısında alınan zammı zaten görememekte, yılın ikinci yarısına doğru vergi dilimine girilmektedir. Yani verilen zam zaten kepçeyle geri alınmaktadır. Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri için yüzde 15’te sabitlenmelidir. Yıllardır memur ve emeklilerin almış oldukları artışlar TÜİK enflasyonunun altında kalmış, altı ay sonra enflasyon farkı ile TÜİK verileri kadar artış yapılmıştır. Bu da demek oluyor ki aslında memur ve emeklilerin ücretleri yerinde saymış, hiçbir zam alınamamıştır. Bilinmelidir ki enflasyon kadar artış sıfır zamdır. Kaldı ki TÜİK enflasyonu kadar yapılan artış ise alım gücünü düşüren eksi zamdır. Temmuz ayında verilecek olan yüzde 10'luk artış + enflasyon farkı sabit gelirlilerin ücretini artırmayacaktır. Alım gücünü artırmak için enflasyonun üzerinde refah payı şarttır. Tüm bu nedenlerle memur ve emeklilere enflasyon altında kalmayacak refah payı verilmesi şarttır.” şeklinde konuştu.
Editor : Hakan KALELİ