Gündem

Sadık Yarine Kavuşalı 50 Yıl Oldu

“Benim sadık yârim kara topraktır" diyen Aşık Veysel Şatıroğlu’nun ölümünün üzerinden 50 yıl geçti. Karanlık dünyasından günümüzü de aydınlatan halk ozanı hayata veda ettiğinde hafızalara kazınan birçok eser bıraktı.

Sadık Yarine Kavuşalı 50 Yıl Oldu
20-03-2023 13:46
SİVAS

Uğur YİĞİT

Aşık Veysel Şatıroğlu, 25 Ekim 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Yakalandığı çiçek hastalığı nedeniyle 7 yaşında iki gözünü de kaybeden Şatıroğlu, saz çalıp şiir söylemeye, 10 yaşındayken babasının teşvikiyle başladı. Ozanın adı, ilk defa 5 Ocak 1931`de Tecer tarafından düzenlenen "Sivas Aşıklar Bayramı"nda duyuldu. Cumhuriyetin 10. yılında Ankara`ya getirilen Aşık Veysel, daha sonra halkevlerinde, kahvehanelerde ve radyoda şiirlerini saz eşliğinde okudu. İlk şiir kitabı "Deyişler" yayımlandı. Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler köy enstitülerinde halk türküsü öğretmeni olarak 5 yıl görev yaptı. TBMM`nin aldığı özel bir kararla, Türk diline ve milli birliğe yaptığı hizmetten dolayı maaşa bağlandı. 21 Mart’ta doğum yeri Sivrialan`da vefat eden Aşık Veysel aynı yerde toprağa verildi. Halk ozanı sadık yârine kavuştuğunda geride unutulmaz birçok eser bıraktı. Aşık Veysel, Türk edebiyatının ve saz şiiri geleneğinin büyük şairlerinden biri olarak, kendisinden sonra gelen çok sayıda şairi etkiledi, halkla aydınlar arasında şiirleriyle bir köprü kurdu. Şiirlerini halkın anlayacağı, duru ve arı bir dille yazdı.

AŞIK VEYSEL BÜYÜK BİR DEĞERDİ

Ölümünün üzerinden 50 yıl geçse de Aşık Veysel hala unutulmuyor. Yaşadığı ve hayata veda ettiği Sivrialan köyündeki yakınları halk ozanını gazetemize anlattı. Sivrilan Köyü Muhtarı Hüseyin Keçeci Aşık Veysel’in çok önemli bir değer olduğunu ifade ederek, “Aşık Veysel gerçekten bir değerdi. Gözleri görmediği halde bu şiirleri nasıl yazdı içten geliyor demek ki doğa, aşk, memleket sevgisi Aşık Veysel bir kere en sevilen yanı neydi birleştirici ayrım yapmazdı. Her insanı aynı görürdü. İnsan ayrımı yapmazdı çocukları çok severdi. Doğayı çok severdi. Çok gezerdi. Güzün gider bahar gelirdi. Bizde o zamanlar yanına gelirdik. Elini öperdik yeleği vardı delikli para verirdi bizlere o zaman çok sevinirdik. Veysel´in bu kadar ünlü olduğunu tabiata aşık olduğunu bilmiyorduk sonrada bizde yaşlandıkça Veysel´in ne kadar büyük bir değer olduğunu Veysel gibi insanların memlekete her zaman lazım. Veysel anlatmakla bitmiyor. Özlüyoruz. Gözümüzün önünden Veysel gitmiyor bir kere bastonuyla bahçeye giderdi. Eşeğe biner tek başına bir de küçük köpek vardı tek başına gider gelirdi. Ağaçları ve meyveleri tek tek koklardı. Bizlere zaten bahçeleri o diktirdi.” dedi.

ÇOK DUYGULUYUZ VE GURURLUYUZ

Aşık Veysel’in torunu Cevriye Keçeci ise,  "50´nci yılı bu sene çok mutluyuz iyi bir duygu öyle olması da ama bu deprem kötü oldu kalabalık olacaktı ama deprem olduğu için çok üzgünüz. Kalanlara sağlık diliyoruz. Dedemin 50´nci yılı olması da çok duygu veriyor bize çok sevinçliyiz bir yönden de gelenlere çok teşekkür ediyoruz. Dedemi çok seviyorduk. Çok özledik şimdi tabi ki saygı gösterdikleri için çok mutluyuz. Anılıyor böyle bir dedem olduğu için çok mutluyum. Çok güzel bir duygu. 50´nci senesi yaptıkları için çok teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.

AŞIK VEYSEL DÜNYACA ÜNLÜ BİR SEMBOLDÜR

Aşık Veysel’in köylüsü Hasan Bal ise, "Aşık Veysel döneminin bir aydının olmakla birlikte günümüzün de bir aydını niteliği taşıyor. Yani bir ozan olma özelliğinin dışında tarımla alakalı köye meyve ağaçlarını ilk getirmiş ve köye meyve ağacı dikmiş olan bir kişidir. O dönemin de bir aydınıdır. Ben Aşık Veysel´e ağma demiyorum aslında Aşık Veysel ağma olan bir köyü bir toplumu aydınlatan bir kişidir. Aslında kendisi gören göz aydın timsali bir kişidir. Bir semboldür diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

50 YIL DAHA GEÇSE VEYSEL UNUTULMAYACAK

Aşık Veysel’in mezarını ziyaret eden Öğretmen Ali Yusuf, "İnsanlar dünyaya geliyor yaşıyor bu topraklarda ülkeler milletler hepsini derlemiş ozanımız bunların içerisinde ağacın, kuşun, kurdun faydasını söylemiş bizlere bende bunu takip ettiğim için türkülerini kendisini ve bu toprakların insanı olduğum için mezarını ziyaret etmek istedim. Güzel insanın arkasından 73 yılında ölen insanın arkasından bir 50 yıl daha geçse unutulmayacaktır. Veysel babanın bu türküsünü onun görmeyen gözlerinden hoşgörüsüne sığınarak söyledim. Gözleri görmediği halde o kadar hoşgörüye sahip bir insan Veysel babanın bunu söylerken çok duygulandım" şeklinde konuştu.

 

 


Editor : Uğur Yİğit
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER