Hakan KALELİ
İlkokulda başladı, hiçbir eğitim almadı. Sivas’ta yaşayan 70 yaşındaki Arif Sayar, fırça ve tuvaliyle harikalar yaratıyor. Çayyurt Mahallesi’ndeki evinin bir bölümü resim atölyesine çeviren Sayar, demiryolu işçisi olması dolayısıyla yağlı boya ve tuvaline daha çok tren resimleri çiziyor. Türkiye’nin ilk yerli milli lokomotifi ‘Bozkurt’ başta olmak üzere Osmanlı’dan günümüze trenleri fırça ve yağlı boyasıyla tuvaline yansıtan Sayar’ın resimleri oldukça ilgi çekiyor. 55 yıldır resim sanatıyla uğraşan Sayyar emekli olduktan sonra günün büyük bir bölümünü resim yaparak geçiriyor. Yaptığı tren resimleri nedeniyle Sayar ‘Trenlerin efendisi’ olarak biliniyor. Sayyar’ın eserleri fotoğraf karelerinden ayırt edilemiyor. Sayyar’ın çalışmaları Türkiye’nin çeşitli şehirleri başta olmak üzere yurt dışından da vatandaşlar tarafından takip ediliyor. İlerleyen yaşına rağmen resim tutkusundan vazgeçemeyen Sayyar, çalışmalarına daha uzun yıllar devam etmek istiyor.
Resim sanatında ilkokulda 5’nci sınıfta kulağının çekilmesiyle başladığını ifade eden Ressam Arif Sayar, “Bu bende bir iddia şekline geldi. Ortaokulda çok iyi resim yaptığım için sıfır aldım sen yapmadın diye sonra o sıfır düzeldi. Daha sonra demiryollarına girdim. Demiryollarında çalışırken profesyonel bir şekilde resim hayatına başladım. Benim hedefim gelecek nesillere tarihçiler gibi belge bırakmak istiyorum. Buharlı trenler olsun, köy hayatı olsun bunları gelecek nesillere aktarmak istiyorum. Bu eserlerle gelecek nesillerin geriye gittiğinde atalarımızın nereden nereye geldiğini göstermek ve köprü olabilmektir.” dedi.
Son 20 yılda meslek aşkından dolayı buharlı trenlerinin resimlerini çizmeye başladığını aktaran Sayar, “Daha çok buharlı trenler üzerine çalışıyorum. İlk çalışmalarımda kronolojik bir seri yakalamaya çalışıyorum. Yağlı boya ama siyah beyaz, siyah beyazdan yavaş yavaş renkli çalışmalara başladım. Yılladır da biriktirdiğim büyük bir kaynak var. Zaman zaman arkadaşlarım ve çevremde bu konuda bana yardımcı oldular. Kendi kaynaklarımdan çalışıyorum. Ömrüm yettiğince de çalışmaya devam edeceğim” diye konuştu.
HİÇBİR RESİM EĞİTİMİ ALMADIM
Yapmış olduğu çalışmaları sosyal medyada paylaştığında fotoğraf gibi yorum yapıldığını belirten Sayar, “Öyle çalışmalarım var ki fotoğraf makinesi ile kendi kendimle savaşıyorum. Her çalışmamın sonunda bir müddet sonra daha iyisini yapmam gerektiğini düşünüyorum. Başka bir tablo yapıyorum bir müddet sonra yine tatmin olmuyorum. Ben hiç resim eğitimi almadım. Hiçbir ustayı izlemedim. Öyle bir şansım da olmadı. Ben resme başladığımda televizyonlar, resim ile ilgili dokumanlar hatta Sivas’ta tuval bile yoktu. Deneme yanılmayla bu aşamaya geldim. Böyle bir aşamaya geleceğimi düşünmüyordum. Ama içimde büyük bir hırs vardı. O ilkokulda kulağımın çekilmesi o beni ateşledi. Daha sonra resme olan aşkım beni başka bir yönde hırslandırdı. Resim yapmaya doymuyorum. Gözümün gördüğü, elimin titremeyeceği zamana kadar çalışabildiğim kadar çalışacağım.” şeklinde konuştu.
