Gündem

SORUNLARI ÇÖZECEK İRADEMİZ VAR

SORUNLARI ÇÖZECEK İRADEMİZ VAR

SORUNLARI ÇÖZECEK İRADEMİZ VAR
19-12-2022 07:00

Uğur YİĞİT

Türkiye Büyük Millet Meclisinde tamamlanan bütçe görüşmelerinin son gününde partisi adına söz alan İsmet Yılmaz, “Milletimize en iyi kamu hizmetini en etkin şekilde ulaştırmak için hazırlanan, hedefi Türkiye ekonomisini güçlü bir biçimde Türkiye Yüzyılı'na hazırlamak ve halkımızın refahını arttırmak olan bu bütçe teklifine destek vereceğim. Bu desteğin gerekçelerini açıklamadan önce bir hususu açıkça belirtmek isterim: 2018 yılında seçime gidildi, birçok aday halkın karşısına çıktı, her birisi kendisinin halka daha iyi hizmet edeceğini iddia ederek hükûmeti kurma yetkisini istedi, aziz milletimiz Recep Tayyip Erdoğan'a güvendi "Bana hizmet etsin." dedi ve hükûmeti kurma yetkisini verdi. Millet bize yasama görevini, Cumhurbaşkanımıza da kendisine hizmet etme görevini verdi. Cumhurbaşkanımıza millete hizmet etme yolunda talep ettiği her desteği vermek millet iradesine saygının da bir gereğidir, milletimiz de bizden bunu beklemektedir, biz de bu gereği yerine getiriyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüştüğümüz bu bütçede siyasi istikrarı takip eden ekonomik istikrar süreçleri sonunda daha önce verilen hizmetlerden katbekat fazla hizmet verildi. Halkın gözü terazidir. Aziz milletimiz bunu; ulaşımda, eğitimde, sağlıkta, enerjide, çevrede, sporda, toplu konutta verilen hizmetleri bizzat yaşayarak gördü; yirmi yılda yapılan her seçimde bu hizmetleri verenlere güven gösterdi, biz de bu süreç içinde hükûmetlerimiz tarafından hazırlanan bütçe tekliflerine destek verdik. Biz iyiye "iyi", güzele "güzel", hayırlı olana "hayırlı" dedik. Rahmetli İnönü'nün bir açıklaması var: "Seçim mücadelesi çekişmeli olur. Bir defa seçim bittikten sonra artık hükûmetleri, iktidarları dört sene için rahat hizmet görmek, memleketin binbir türlü ihtiyacını karşılamak için rahat bırakmak, hatta onlara elden gelen yardımı yapmak lazım gelir." der. Biz de bu anlayıştan yola çıkarak muhalefetin de bütçelere destek vermesini beklerdik, hiçbirisine destek vermedi. Biz canlıların DNA'sının olduğunu düşünürdük, yaşayarak gördük ki kurumların da DNA'sı var. Umarız bu kez olsun Rahmetli İnönü'nün sözüne uyarak bu bütçemize destek olurlar.” dedi.

MİLLETİMİZ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ

İstikrarın sürmesi, hizmet siyasetinin devamı, değerleri korunması, içeride özgüveninin inşası, dışarıda itibar için gece gündüz demeden, yılmadan, yorulmadan, usanmadan çalışanlara destek olacaklarını söyleyen Yılmaz, “Türkiye'nin sorunları yok mu? Her dönemde var. Bu söylediklerim Meclis Genel Kurul kayıtlarında var. Yıl 1947, CHP iktidarı, Şubat 1947: "Şehir kömürsüz kaldı. Resmî, hususi müesseseler, apartmanlar kaloriferlerini söndürdüler." Yıl 1949, Hürriyet Gazetesi: "Pahalılıktan İstanbul'da halk et alamaz oldu. İzmir'de de et buhranı başladı. Balıkesir'den Yunan adalarına kuzu kaçırılmaya başlandı. Kilo ile et alanlar azaldı, pek çok aile 250 gram et alabilmektedir." Yeni Sabah, 15 Nisan 1949, İstanbul Perakende Kasapları Himaye Cemiyeti Reisi, orta hâlli ailelerin ve başka vatandaşların et yemekten mahrum bulundukları kaydıyla ticaret ofislerinin tanzim satışlarında muvaffak olamadığını bildirdi. VATAN, 13 Nisan 1949: "Et fiyatı durmadan yükseliyor." 24 Nisan: "Piyasada et buhranını önlemek için düşünülen çarelerden birisi de vesika usulü imiş." Aradan dokuz yıl geçti, Başvekil Adnan Menderes, yıl 1958, yine Mecliste: "Bir et meselesi, bir kömür meselesi, bir ekmek meselesi bugünün meselesi değildir; fiyat meselesi bugünün meselesi değildir; Türkiye'nin ezelî ve müzmin bir derdidir; el birliğiyle yenmemiz lâzım gelen içtimai bir felakettir, iktisadi bir felâkettir." diye konuştu.

Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Aradan on altı yıl geçti, Başbakan Bülent Ecevit, 12 Kasım 1974: "Bu Parlamento kompozisyonu içinden sürekli ve güçlü bir Hükûmet çıkarabilme olanağı yoktur. Beş ayını Hükûmet bunalımıyla geçirdiğimiz son bir yıl; bu Parlamento kompozisyonu içinden güçlü, istikrarlı, sürekli, tutarlı bir Hükûmet çıkaramayacağını göstermektedir; kaldı ki Parlamento daha bir yıl önce seçilmiştir." Parlamenter sistemi tercih edenlere Ecevit'in yol göstermesi. Aradan üç yıl geçti, Başbakan Bülent Ecevit, 28 Haziran 1977: "Tarım ilaçları ithal edilemediği için pamuk gibi önemli ürünlerimiz mahvolma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldı. Enerji, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biridir. Kömüre dayanan enerji santrallerinin yapımındaki olağanüstü gecikmelere son verilecek; bunların kısa sürede, birbiri ardına devreye girmeleri sağlanacaktır. Bunların yanı sıra, nükleer enerji santrallerinin hazırlığı ve yapımı da hızlandırılacaktır." 40'ıncı Cumhuriyet Hükûmetinin Programı'nı Meclise sunarken söylüyor rahmetli İnönü. 1 Temmuz 1977, rahmetli Ecevit, Başbakan Bülent Ecevit tarafından kurulan Bakanlar Kurulu programı görüşülüyor: "Türkiye'de büyük bir enerji açığı var. Komşu Bulgaristan'a birkaç milyon dolarlık elektrik borcunu ödeyemedik. Kamu iktisadi teşebbüsleri devletimize, ekonomiye yük olacak duruma gelmiştir. Özelleştirmeye karşı çıkanlar için. Ecevit'in bu açıklamasından yirmi iki yıl sonra, Başbakan Bülent Ecevit, 7 Haziran 1999, 57'nci Cumhuriyet Hükûmeti Programı'ndaki şu ifadeyi kullanıyor: "Ekonomimiz geçen yılın güz aylarından itibaren bir durgunluk ve daralma dönemine girdi. Bunun nedenlerinin başında dünyayı sarsan ciddi ve ağır ekonomik kriz gelmektedir. Ekonomideki durgunluğun ve daralmanın bir başka nedeni de siyasal belirsizlik ve istikrarsızlıktır. Türkiye geçen nisan ayında yapılan seçimlerin bir yıl öncesinden itibaren bir siyasal belirsizlik, bir 'Seçim oldu, olacak.' havası içine sürüklendi. Bu durumda da ekonomide istikrarlı önlemler, orta ve uzun vadeli önlemler alabilmek güçleşmiştir. Ekonomideki durgunluğun ve daralmanın bir başka nedeni kaynak yetersizliğidir ve ayrıca yılların oluşturduğu ağır ve iç ve dış borç yüküdür. Yine ekonomideki daralmanın bir başka nedeni petrol fiyatlarının kısa sürede 10 dolardan 16-17 dolara yükselmiş olmasıdır." Yine 28 Aralık 1999-2000 Mali Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı hakkında rahmetli Ecevit konuşuyor: "Ekonomik sorunlarımızın başında sürekli enflasyon yani sürekli yaşam pahalılaşması ve devletin ağır borç yükü gelmektedir." Görüleceği üzere, her dönemde sorun olur, insanın olduğu yerde sorun da vardır; önemli olan bu sorunları çözecek irade olmasıdır. Bugün de bizim sorunlarımız var ancak çözecek irademiz de var.”

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER