HABER MERKEZİ
Sivas'ta Hamidiye Millet Bahçesi bünyesinde yer alan Savaş Atları Müzesi Türkiye'de ilk, dünyada ise eşsiz olma özelliğini taşıyor. Müzede II. Abdülhamit, Fatih Sultan Mehmet ve Atatürk'ün balmumundan atları da sergileniyor. Hamidiye Millet Bahçesinin kurulduğu ve Haralar Bölgesi olarak bilinen alan Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit döneminde saraya at yetiştiren Aygır Deposu, Uzun Yayla Atçılık Islah Kurumu, Numune Çiftliği ve Ziraat Mektebi olarak kullanılıyordu. Alanın bu tarihi öneminden ötürü açılan Savaş Atları Müzesi’nde de Sultan Abdülhamit’in Ferhan atı, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'a girişini simgeleyen Küheylan atı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Sakarya isimli atı da yer alıyor.
SİVAS’IN KAHRAMANINI UNUTTULAR
Ancak Türkiye'de ilk, dünyada ise eşsiz bir konseptle kurulduğu iddia edilen müzede hem Sivas hem de Osmanlı’nın siyasi ve savaş tarihinde çok önemli bir yer tutan Mihrali Bey unutuldu. Sultan 2. Abdülhamit tarafından 40. Hamidiye Alayını kurmakla görevlendirilen ve süvari birliklerinin komutanlığını yürüten Mihrali Bey’in müzede bir temsilinin bulunmaması “nasıl olur da Sivas’ta böyle bir müze kurulur ve Sivas’ta tarihe damga vuran bir kişi müzenin konseptine dahil edilmez. Müzede tarihin hemen her döneminden kesitler sunulmuş, hatta Bizans ve Moğol askerleri ile atlarına bile yer verilmiş ancak yerli ve milli bir kahraman olan Mihrali Bey unutulmuş” yorumlarının yapılmasına neden oldu. Sözde eşsiz konseptiyle kurulan müzede böyle bir ihmalin yapılması eleştirilerin odağı olurken başta Kültür A.Ş. olmak üzere müzenin kuruluşunda ve konseptinin hazırlanmasında görev alanlar tepki topluyor.
MİHRALİ BEY KİMDİR
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Okan Güven Mihrali Bey’in tarihi kimliği ve Osmanlı ordusu içerisinde göre aldığı süvari birlikleriyle önemli bilgiler verdi. Güven, “Osmanlı imparatorluğunda Mihrali Bey ve türevinde olan kişilerin portresini ve detaylarını arşiv belgesi olmadan çizebilmek pek mümkün değil. Arşiv belgelerinde bir araştırma yaptığınız zaman Mihrali Bey ile ilgili bilgilerin ciddi anlamda kısıtlı olduğunu görüyoruz. Mihrali Bey muhtemelen 1856 Osmanlı Rus Savaşı yani Kırım Harbi diye bilinen savaşın peşi sıra baba ya da ataları tarafından önce Kars’a ardından da Sivas Kangal tarafına göçmüş bir ailenin çocuğu. Kars’ta ya da Sivas’ta doğmuş olması da çok muhtemel” ifadelerini kullandı.
40. HAMİDİYE ALAYI BÜYÜK BİR ÖNEME SAHİP
40. Hamidiye Alayı’nın 2. Abdülhamit döneminde büyük önem taşıdığını belirten Güven, Hamidiye Alayları ve Mihrali Bey’in bu noktadaki başarılarından bahsederek, “Hamidiye Alayları Sultan 2. Abdülhamit’in diplomasi oyunlarından biri olarak Avrupalı kuvvetlerin özellikle doğu Anadolu başta olmak suretiyle Ermenileri ayaklandırarak isyana teşvik etmesinden kaynaklı bir biçimde yaptığı bir askeri hamledir. Mihrali Bey 93 Rus Harbi kapsamında doğu cephesinde Dağıstani birliklerinde görev yapan kişilerden birisi. Askeri perçinlemelerini bu savaş sayesinde edindiği tecrübelerden arttırmış bir portre olmalı ki Osmanlı makamları tarafından aynı zamanda Hamidiye Alaylarının kuruluşunda görevlendiriliyor. 40. Hamidiye Alayını kurarken de kendi altındaki askerlerini de Karapapak ve Çerkezlerden oluşturmuştur. 40. Hamidiye Alayı diğer Hamidiye Alaylarından biraz daha farklı bir yapıya sahiptir. 40. Hamidiye Alayı, Sivas Hamidiye Alayı şeklinde teşekkül ettiriliyor. Diğer bölgelerdeki Hamidiye Alayları sancak sancak kurulurken Sivas’ta doğrudan vilayete bağlı bir alay olarak kuruluyor” şeklinde konuştu.
KAHRAMANLIĞI DİLLERE DESTAN OLDU
Savaş Atları Müzesi konseptine dahil edilmeyen ya da unutulan belki de akıllara hiç gelmeyen Mihrali Bey, Osmanlı ordusu içinde büyük görev üstlenirken önemli başarılara da imza attı. Özellikle Karapapak olması nedeniyle ordu içerisinde süvari yani atlı birliklerin sevk ve idaresinde oldukça başarılı oldu. 93 Harbinde Kafkas Cephesi’nde keşif harekâtları sırasında, özellikle Rus süvarilerine karşı gerçekleşen tesadüf muharebelerinde Osmanlı muavene süvarileri üstün bir performans göstermiştir.
Mihrali Bey, Rus ordusu üzerine düzenlediği keşif hareketlerinden büyük askerî başarılar elde etmiş, kendi gücünden çok daha fazla sayıda Rus süvarisine karşı giriştiği çatışmalardan üstünlükle çıkmış, buralarda düşman telgraf hatlarını kesmekle birlikte birçok silah, esir ve hayvan gibi önemli kaynakları da ele geçirmiştir. Mihrali Bey bu harekâtlardan birisine ağustos ayı sonlarında memur edilmiş ve Kazak-Rus süvarilerine karşı başarılı çatışmalara girişmiş, telgraf hatlarını kesmiş ve 150 gibi yüksek sayıda da katana cinsi atı ele geçirmeyi başarmıştır. Mihrali Bey’in Rumeli Cephesi’nde de örnekleri verilen ricat taktiklerini, kendinden çok daha fazla sayıdaki düşman birliklerini alt etmek için başarıyla kullanılmıştır.
Üstün askeri başarılarının ardından Mihrali Bey yeni askeri bir görevlendirmeyle Yemen’e savaşmaya gidiyor ve Yemen’den de dönemiyor.
Editor : Yunus BUDAKTAŞ