Neslihan KOÇ
Op.Dr.Mahmut Aluç, “Sünnet insanoğlunun uygulayabildiği en eski cerrahi girişimlerden birisidir. Geçmişinin 10 bin yıla dayandığı sanılmaktadır. Hititlerde ve Mısır da sünnet uygulandığına dair kayıtlar vardır. Günümüzde Müslüman ve Yahudilerin çoğunlukta olduğu ülkelerde ve Amerika Birleşik Devletlerinde yaygın olarak uygulanmaktadır. Bilindiği üzere 1219 sayılı Kanununun 3 üncü maddesinde, sünnet işleminin genel tababet icrası kapsamında tüm tabipler tarafından gerçekleştirilebileceği hüküm altına alınmış bulunmaktadır. Bu kapsamda, sünnet işleminin yalnızca tabip tarafından yapılabileceği öngörüldüğünden, 01/01/2015 tarihinden itibaren sünnet işlemi sadece tabiplerce yapılabilmektedir.” dedi.
Aluç “Sünnet sonrası özellikle ülkemizde yasaklanmasına rağmen hekim dışı personel tarafından yapılan sünnetlerde erken veya geç dönemde bazı komplikasyonlarla karşılaşılabilmektedir. Sünnetin toplumumuzda çok sık uygulanması nedeniyle aslında bir cerrahi girişim olduğu göz ardı edilmektedir. Sünnet öncesi çocuğun sünnet konusunda aile ve doktor tarafından mutlaka bilgilendirilmesi gereklidir. Çocuğa son anda söylenmesi ve ikna edilmeden yapılması aslında ciddi bir psikolojik travma olacaktır. Belki de bu tür bir sorun ile karşılaşmamak için en uygun yöntem bebeklik döneminde özellikle de yenidoğan döneminde sünnetin uygulanması olabilir. Daha geç dönenlerde yapılan sünnetlerde ise mutlaka çocuğa sedasyon yapılarak, gerekirse ailenin yanında bayıltılarak operasyona alınması daha uygun olacaktır.” diye konuştu.
Aluç, şu uyarılarda bulundu:
“Peniste kısmi veya tam kayıp: Sünnetin yanlış yapılması ve uygun olmayan yüksek ısı üreten cihazların kullanımı sonucunda oluşabilir ki oldukça ciddi bir komplikasyondur ve düzeltilmesi genellikle mümkün olamamaktadır. İlerde çocuğun cinsel fonksiyonlarının tam kaybıyla sonuçlanabilir. İdrar kanalının zarar görmesi: Sünnet esnasında yanlışlıkla idrar kanalının kesilmesi veya hipospadias denilen halk arasında peygamber sünneti olarak tanımlanan penisin konjenital anomalisinde sünnet yapılması durumunda oluşur. Bunun sonucunda çocuğun idrarını aşağıya doğru yapması ve bazen de peniste oluşan eğrilik nedeniyle ereksiyon sorunları, ardından da cinsel ilişkiye girememe gözlenebilir. Bu nedenle özellikle peygamber sünneti olan çocuklar bu konuda tecrübeli hekimler tarafından ameliyat edilmeli aynı zamanda da sünnetleri yapılmalıdır. İdrar kanalını daha üst kısımları zarar görürse fistül denilen idrar kaçakları oluşabilir ki bu da onarımı oldukça zor bir sorundur. Sünnet sonrası idrar kanalında darlık oluşması, hebatit B ve hepatit C dahil birçok bulaşıcı hastalık kapılabilir. Sünnet derisinin çok alınması veya az olunması sonucunda da hem estetik hem de ereksiyon problemlerinin yaşanılması mümkündür. Aynı şekilde sünnet sonrası oluşabilecek cilt yapışıklık ve köprüleri de ilerde ereksiyon sorunlarına neden olabilecektir. Ayrıca kullanılan enerji kaynaklarına göre peniste yanıklar, his kaybı ve ileride yaşayacağı cinsel sorunlar da meydana gelebilmektedir.”
Editor : Uğur Yİğit