19 Yaşım'da Hayatın Gerçek Yüzünü Gördüm mü? Kıymetli

Erva KIZILTAŞ
Erva KIZILTAŞ
19 Yaşım'da Hayatın Gerçek Yüzünü Gördüm mü? Kıymetli
10-11-2024
Kıymetli okurlarım hepiniz yeniden hoş geldiniz. 19 yaşım bana hayatın hem güzel hem de zorlu yüzünü gösterdi. Bilirsiniz hayat büyüyüp, geliştikçe bizleri bir nevi yontup şekil verir. Bu değişim süreci sancılı, bazen umut dolu, karamsar, kaygılı, endişe verici bir gelişim serüvenidir. Gelin o halde maddeler halinde konuşalım. Siz de yorumlarda kendi deneyimlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.
1.
Stajdan Çıkan Dersler
Bilirsiniz biz öğrenciler öğrenme serüveninde stajın önemli olduğunu biliriz. Bu sayede iş hayatını okul hayatında ayırır, gerçekleri görür ve mesleki kazanım elde ederiz. Günlerden bir gün staj yapabileceğim bir yer buldum ve heyecanla görüşmeye gittim. Profesyonel duran bu yerde çalışıp deneyim kazanacak olmak beni heyecanlandırıyordu. Lakin daha ilk görüşmede kendilerini anlatırken ‘’biz burada aile gibiyiz’’ dediler. Tabi ki kulağa çok hoş geliyor lakin ben görmezden geldim çünkü sevdiğim işi yapacak olmanın mutluluğu içindeydim. Ama aradan geçen süreçte anladım ki aile gibi olan yerlerden itinayla uzak durulması gerekiyor. Aynı zamanda siz ne kadar öğrenmeye gelseniz de, kişiler sizin deneyimsiz ve toy olduğunuzu bildiklerinden sizi rahatlıkla ezmek, kullanmak isteyecekler. Benim size tavsiyem benzer mobbing, manipülasyon durumlarında kesinlikle en baştan sınır koymanız ve kesinlikle çalışma arkadaşlarınız ve yöneticiniz ile resmi ve mesafeli olmaktır.
2.Arkadaş Sandık Fos Çıktı
Sosyal varlıklar olduğumuz için hayatımız boyunca arkadaşlar ediniriz. Bazıları vardır ki arkadaştan öte dosttur, kimisi vardır uzak durup sınır koymak en iyisidir. Bu arkadaşlarımız bazen çok yakın olduklarımızdır. Onlarla hayatımızda ki güzel gelişmeleri, başarıları, heyecanlarımızı paylaştığımızda sizi yürekten tebrik eden, yükselişinizi kutlayanlar dost olduğunu kanıtlarken, en yakınınızda olan her şeyi gören, bilenler ise sessizce kıskançlıklarında boğulurlar. Çok gariptir ki o gün dost kim, arkadaş kim anlarsınız. İşte o zaman bir ses yükselir içinizden der ki:
İşlerinizi gizli tutarak onların ilerlemesini sağlayın.Çünkü her nimet sahibi kıskanılır.
Hz. Muhammed (SAV.)
Bunu anladığınız ve fark ettiğiniz gün pekte eskisi gibi olmazsınız. Bir çok şeyi gizlemek, örtmek en iyisiymiş dersiniz.
3.Genç Olmanın Telaşı
Bizler çok genciz ve bu yaşlar dışarıdan göründüğü kadar janjanlı değil. Çok telaşlıyız, endişeliyiz, kaygılıyız, meraklıyız, çok sakiniz, çok tembeliz. çok çalışkanız ne olmak istediğimize karar vermeli, geleceğimizi planlamalı, kendimiz geliştirmeli, hayatımıza doğru insanları alabilmeliyiz, bazen de kusursuz olmak için çabalarız, depresyondayız, işsiz kalmaktan korkarız, yeni hobiler edinmeliyiz, ev işi öğrenmeliyiz, kendimizi tanımalıyız.. YETER!!
Sürekli bu ve benzeri düşünceler içinde boğuluyoruz. Bu durum bazen kendimizi amansız bir koşu içinde soluksuz kalmamıza sebebiyet veriyor. Bunları yaşayan bir genç olarak durmam gerektiğini fark ettim. Durdum ve yanımdan koşanları seyrettim, enerjisi bitmiş insanları, umutsuzca koşanları, mutlu olmak için çabalarken daha çok yorulanları izledim. Hani filmlerde olurya özel bir yeteneği olan karakter her şeyi bir el hareketiyle durdurur, zaman durur ,insanlar durur ve yalnızca o karakter hareket eder ya . Benim özel yeteneğimde kendimi durdurmak oldu. Bir nefes aldım, etrafıma baktım, mutlu muyum diye sordum, gençlik yıllarımı böyle mi geçireceğim dedim ve sorduğum sorulara cevap aradım. Lakin her şeyi bırakmakta doğru değildi. Ah evet anladım mesele dengeyi sağlamakmış. Eğer terazinin bir kefesi daha ağır basarsa dengeler şaşarmış.Anladım, o halde verdiğim emeğime güvenmeli, kendimi rahatlatacak aktiviteler yapmalı, çokça gülmeli, çokça şükretmeli,tevekkül etmeli ve akışa bırakmalıyım.Bu sayede hem genç olmanın keyfini çıkarır, hem akışta olmanın huzurunu hisseder hem de anda kalabilmenin dinginliğini hissedebilirim.
Hayat çok kısaydı ama bizim telaşlarımız sonsuz yaşayacak gibi, amansız ve çoktu. Hani diyorya şair Erdem Beyazıt şiirinde;
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın! Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla! Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde! Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum! Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda! Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Yani öğrendim ki, sınır koyabilmeli, emeğimin kıymetini bilmeli, ne olursa olsun adaletsiz durumlara ses çıkarmalı, yaptığımız işleri gizlemeli ve sakin olmalıyız. Zamanla hayatı daha iyi anlayacak ve öğreneceğiz. Unutma her şeyin bir vakti vardır. Yaşaman gereken her şeyi vaktinde yaşayacaksın, telaşa gerek yok. Bize ruh veren Rabbim rızkımızı da tayin etmiştir.
Talâk / 3. Ayet
Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona yeter. Allah buyruğunu mutlaka gerçekleştirir. Allah, her şey için belli bir ölçü koymuştur.
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?