Hoş geldiniz! Bu yılı bitirirken sizlerle hasbihal etmek istiyorum. Sizler de yorumlarda duygu ve düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın. Haydi başlayalım!
Koca bir yılın daha sonuna gelmenin hüznü içerisindeyim. Kendimi, bir yolda yürüyen, nice zorluklanı aşmış ve hayatı kendi çabasıyla güzelleştirmiş olan bir Erva olarak, bir durup geriye baktığımda sanki savaştan çıkmışım da birçok şeyi öğrenmiş gibiyim. Aynı zamanda, hiç de eski ben olmadığımı fark ediyorum. Hiçbir yılım, bu kadar değişik, anlam dolu, duygu deryası içerisinde, bu kadar çalışkan, azimli, yorucu ve büyük mutlulukları yaşayarak geçmedi. Hayatım hep stabil ve değişkenliği az bir şekilde ilerledi. Oysa ki bu yıl ve ilerleyen hayatım birçok güzelliğe gebe oldu.
Peki, bu yılı diğer yıllardan ayıran neydi? Evet, buldum! Okul döneminde derse girip çıkmaktan başka yaptığımız bir şey yoktu ve neredeyse her ders çıkışı bu durumdan yakınıyordum. "Artık aktif olalım, kendimizi geliştirecek bir şeyler yapalım," deyip duruyordum. Sanırım, bu içten ettiğim sesli dualarım kabul oldu. İlerleyen süreçte Rabbime hamd olsun ki, bizi bir ders vasıtasıyla Doç. Dr. Zeynep Gültekin Akçay hocamıza denk getirdi. Kıymetli hocamız dersimize girerken ayrı bir keyif alıyorduk. Buna ek olarak, hocamız bir gün derse gelip dedi ki: "Arkadaşlar, bir radyo kulübü kurmak istiyorum. Kimler katılmak ister?" Ben zaten fakültede bir şey olsa da yapsak modundaydım; hemen atladım. Sonra hocamızın yanına gidip ne yapacağımızı bilmemize rağmen öğrenmek için ve hocamızın bizi seçmesi için emek verip uğraştık
Lakin bu süreç dışarıdan "Ne gerek var? Dersine girip çık, zaten radyo senin işin değil," gibi söylentilere maruz kalabilirdik. Belki de söylenmişti, kim bilir. Ama biz gerçekten çok hevesliydik, azimliydik ve yapabileceğimizi hocamıza kanıtladık. Peki ya sonra? Sonrası çok keyifli bir radyo programı yazma serüveniyle başlayıp, bir anda canlı yayında konuşurken buldum kendimi. Erzurum-Adana radyolarında ses getirmemizle devam etti. Tabi biz bu sürece kendimizi hevesle kaptırdıkça, artık bunlar yetmeyince hocamızla bir proje yazdık. Zeynep hocamızla her yönden çalışmak çok keyifliydi. İnşallah birlikte daha iyi yerlerde boy gösterir ve birlikte çok iyi işlere imza atarız.
Aaa tabi bu kadarla yetinir miyim ben? Tabi ki hayır! Bu süreçte farklı STK'larda çalıştım ve gönüllülük deneyimi kazandım. Ayşe Betül Tanrıverdi hocamın sayesinde yazı yazmaya başladım. Bu yeteneğimi açığa çıkarmamda yardımcı oldu. benim için kıymetli bir diğer hocama da teşekkür ederim. Geçen yıldan bu yana proje yazarak çok keyifli zaman geçirdim. İşin güzel tarafı ne biliyor musunuz? Ben bunca yaptığım işle mesleki ve kişisel kazanımlar edindim. Bu süreç çok öğretici oldu.
Bu deneyimlerin yanı sıra arkadaşlıklarım hakkında çok kez düşünüp değerlendirme yaptım. Herkesten her şeyin beklenmesinin en iyisi olduğunu kavradım. Hatta fark ettiğim ve garip olan bir şey de şu oldu: Başta ön yargı ile yaklaştığım ve sevmediğim hocalara gün gelince sevip "İyi ki böyle hocalarımız var," derken, bir yandan da "Bu hoca çok iyi ders anlatıyor, çok seviyorum," dedikten sonra işler tersine döndü. Tam bu noktada şu hadisi şerifi hatırlatmak istiyorum:
Sevdiğin kimseyi ölçülü sev; olur ki bir gün o, senin buğzettiğin/sevmediğin kimse oluverir. Buna mukabil, buğzettiğin kimseye de ölçülü buğzet; olur ki bir gün o, senin sevdiğin kimse oluverir.
Hani islam düşmanları kuranın ayetlerini ve Peygamber Efendimizin [sav.] hadisi şeriflerini gökten inme diye alay edip, inanmıyorlarya. Herkesin inancı kendisinedir lakin anlatmak istediğim şudur: Aslında Rabbim bize gönderdiği kitap ve vekil olarak gönderdiği Peygamber Efendimiz aracılığıyla insanlığa rehber olması için göndermiş. Yani islam dini yalnızca bir inanış değil, bir yaşam rehberidir. Rabbim hakkıyla iman edip, yaşayabilmeyi bizlere nasip eylesin inşallah.
Tabi değişimimde önemli bir payı olan bir husus daha var. Grup terapisi ile geçmişin yaralarını ele alıp, duyguyu boşalttığımda, anılarımı yaktığımda ve bunları dile getirdiğimde fark ettim ki süreç içerisinde daha sağlıklı bir birey yolunda ilerliyorum. O kadar kıymetli bir süreç oldu ki. Herkes ister bireysel, ister grup terapisi ile elalem ne der, ben deli miyim diye düşünmeden kendi bedeniniz ve ruhsal sağlığınız için bu yatırımı dikkate almalı. Bunu grup terapisini deneyimlemiş biri olarak söylüyorum.
Uzun lafın kısası 20 yaşında bir birey olarak öğrendim ki; kesinlikle kendi sınırlarınızı çizmeli, zaman yönetimini iyi anlayıp o zamana çokça şey sığdırarak kendimize yatırım yapmalı, durup sakinleşmeyi ihmal etmemeli, çokça şükretmeli, size iyi gelmeyen insanları hayatınızdan çıkartmalı, kendinizle tanışmalı ve kesinlikle ne yaparken zamanın nasıl aktığını anlamadığınız bir şey bulmalısınız. Aa tabi gezmeyi de ihmal etmemeli, fazlasıyla hayal kurup onlar için çaba göstermeli ve olmadığı noktada Rabbimin bir bildiği vardır elbet demeyi öğrenmeliyiz.
Yani 2024 yılı bol gezmeli, bol öğrenmeli, bol farkındalıklı ve kendimi geliştirdiğim bir yıl oldu. O zaman şimdiden hoş geldin 2025 yeni kapılar, yeni pencereler, yeni yerler, yeni diller, yeni kültürler ve heyecan dolu projelerle dolu bir yılım olsun inşallah.