Böbürlenmen, kendi ibâdetini çok, başkasınınkini az görmendir.
*
Malınız varken aç sabahlamanızı, malınız yokken tok sabahlama¬nıza yeğ tutarız.
*
Âdemoğlunu dünyada takip eden musîbetlerin başında, sevdikle¬rinden ayrılması gelir.
*
Bir kimse bize, hadîs anlat dediği zaman, anla ki, bize kolaylık göster, demek istiyor.
*
Kötülüklerini gizlediğin gibi iyiliklerini de gizle.
*
Melekler, kendisine hayran kaldığı kulun amelini yükseğe çıkarır ve Allahü Teâlânın huzûruna götürür.
Kişinin ameli az olursa, düşünce ve sıkıntıya müptelâ olur.
*
İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, af¬fedip de pişman olmak benim için daha sevimlidir.
*
Ehl-i beytten ve meşhûr velîlerden İmâm-ı Câfer-i Sâdık (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri buyurdular ki: Din âlimleri fakihler, sultanların, devlet adamlarının kapısına gidip, onlara yaltaklanmadıkça peygamberlerin vekilleridir.
*
Namaz, her takvâ sâhibi için yakınlıktır. Hac, her güçsüzün cihâdı¬dır. Bedenin zekâtı oruçtur. Amel, ibâdet ve hayırlı iş yapmadan karşılık bekleyen; Yaysız ok atana benzer.
*
Takvâdan, Allahü Teâlâdan korkup haramlardan sakınmaktan daha üstün azık yoktur. Susmaktan güzel şey yoktur. Bilgisizlikten zararlı düşman yoktur. Yalandan büyük hastalık yoktur.
*
Uzun emel sahibi olmak ve her şeyi sonraya bırakmak, perişanlık ve düşüncesizliktir.
*
Allahü Teâlânın yarattığı işlere karışmak, felâketine sebep olur. Me-selâ, Allah bana mal verseydi, hacca giderdim. Sıhhat verseydi ibâdet ederdim... gibi sözler söylemek, kişinin helâkidir.
*
Dört şey vardır ki, onların azı da çoktur:
1. Ateş,
2. Düşmanlık,
3. Fakirlik,
4. Hastalık.
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?