CİNSİYETÇİLİK

Fatma ZEHRA
Fatma ZEHRA
CİNSİYETÇİLİK
03-12-2022

Adabı muaşeretin cinsiyeti olmaz. Adabı muaşeretin ölçütleri vardır ve her iki cinsiyet için de geçerlidir. Bazı metinlerde efendi sıfatının erkekler için kullanıldığını görüyoruz, efendi erkek tasviri var, oysaki beyefendi erkek ve hanımefendi kadın nasıl olmalıdır, bunu tartışmalıyız. Dolayısıyla, efendilik olgusunun her iki cinsiyet için de önem arz ettiğini belirtebiliriz.

Kadınlar için hanımefendi ifadesi erkekler içinde beyefendi ifadeleri bireylerin içini doldurması gerekiyor, bu bir nevi makam, mevki gibi görünse de durum aslında bambaşkadır. Bu sıfatlar usulüne uygun olarak kullanıldığında anlamlı olmaktadır ancak efendi erkek ifadesini de hoş bulmuyorum. Beyefendilik, hanımefendilik ulaşılması gereken bir makam veya mevki değildir, ister kamusal ister özel hayat olsun sergilenmesi gereken tutum ve davranıştır. Tutum bireylerin bir konu hakkındaki düşüncesiyken davranış ise tutumdan farklıdır. Kişilerin tutum ve düşünceleri arasında farklılıklar bulunabilmektedir. Bu farklılık ne denli çok olursa içsel ve dışsal çatışma o denli artmaktadır.

Toplumda son zamanlarda önemli ve kritik bir konu üzerine kutuplaşmış bulunmaktayız. Bu da kadınlar ve erkekler üzerine üretilen söylemlerdeki radikalleşmeden kaynaklanmaktadır. Peki nedir bu radikalleşme? Erkekler, kadınlar üzerinden; kadınlar da erkekler üzerinden kimliğini ve benliğini korumaya çalışıyor. Bu konu ciddi bir cinsiyetler arası çatışmaya gebe. Sonucunda ise herhangi bir cinsiyetin diğerine karşı ırkçılığa yakın söylem üretmesine neden olabilir. Toplumda artan dişil söylemler, erkek karşıtlığını radikalleştirmeye devam ederse ilerleyen dönemlerde intikam almak için şimdiden dişlerini bilemeye başlamış erkek topluluklarıyla karşı karşıya kalacağız.

Toplumsal kutuplaşmalara karşı duyarsızlaştığınızda sessizlik kaplıyor benliğinizi. İrtifa arttıkça zeminden gelen seslerin tonunun azaldığını görmüştük fakat bir noktadan sonra duyulmaz olduklarını deneyimlemek mükemmel bir duygu. Hızınızı düşürmeyin, yukarılardaki sessizlik zemindeki seslere göre adetâ kulakların pasını siliyor. Ruhunuzun, kalbinizin iç sesini dinliyor, diğerlerine dur diyebilmenin verdiği mutluluğu yaşıyorsunuz.

Buralar ıssız, gelmek isteyen ilmini, aklını, vicdanını alıp gelebilir, bekleriz.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?