Üzerinden günler haftalar geçti. Bir yandan insanların yaraları sarılmaya, barınma imkanları sağlanmaya çalışılırken, öte yandan hala enkaz kaldırma işlemleri devam ediyor. Üstelik her gün yeni sarsıntılar, yıkıntılar arasında. Bu kadar ağır bir tablo ve hala normale dönemeyen hayat şartları. Uzun bir zamanda dönülemeyecek. Uzaktan yakından herkes hala yardım etme çabasında ve hala evinde sıcak yatağında yatarken, depremde kalanları düşünerek vicdan azabından sessizce gözyaşları dökmekte.
Hala kaldırılacak çok enkaz var. Aylar sürecek belki o enkazları kaldırmak. İçinde sadece inşaat malzemeleri yok ki, mobilyalar, beyaz eşyalar, kişisel eşyalar, evraklar, dosyalar, oyuncaklar, kıyafetler, yiyecekler ve ne acı ki hala içinde yaşamını yitirmiş insanlar var. Hepsini alt alta yazsan buradan öte yol olur gider. 100 milyon ton enkazdan bahsediliyor. Kaç kamyon, kaç sefer yapacak ki, bu enkazı taşısın. Bir de daha yıkılması gereken binalar var. Yani bu bölge sil baştan yeniden inşa edilecek, yeniden şehir olacak, yeniden doğacak. Umudumuz ve dileğimiz sağlıklı bir şekilde doğması ve ömrünün uzun olmasıdır.
Türk milleti olarak acı günümüzde kenetlenmek, mevzubahis vatansa diğer her şeyi teferruat görmek yaşadıklarımızla da tecrübe ettiğimiz en önemli özelliğimizdir. Bir özelliğimiz daha var ki, yaşadıklarımızdan ders almamak, çabuk unutmak. Ama yaşadığımız bu acı ve ağır tecrübe sanırım artık bu özelliğimizi terk ettirecek bize. Bu felaket bu millete yeni bir dönem olmalı. Birey olarak ne kadar iyi, ne kadar zengin, ne kadar sağlıklı, ne kadar kariyerli olursan ol eğer ülken ateş yeriyse sahip olduğun bu değerlerin hiçbir önemi yok. O halde; önce VATAN.
Ülke olarak Cumhuriyetimizin 100. yılında ne hedeflerimiz, ne hayallerimiz vardı. Ama gelin görün ki; asrın felaketi diye tanımlanan bu deprem, işini iyi yapamayan, bu ülkenin kıymetini bilmeyen, günlük ve kişisel çıkarını her şeyin önünde tutan, insanları kandırdığını sanarak dünyanın en aptalı pozisyonuna düştüğünün farkında olmayan bir avuç kendini bilmezin yüzünden tüm ülkenin küçük kıyameti oldu. Cumhuriyetin 100. Yılında yine yollar, köprüler, fabrikalar, okullar, hastaneler, evler yapacağız. Ama arada kocaman bir fark var. İlk defa değil, olanı koruyamadığımız için, kaybettiğimiz için yapacağız. Ama değişmeyen ve ilelebet var olacak olan Türk halkının her ne şartta olursa olsun çocuğundan gencine yaşlısına derhal vatanı için ülkesi için yapması gerekeni gözü kapalı yapmasıdır. Bilirler ki muhtaç oldukları kudret damarlarındaki asil kandadır.
Allah bu ülkeye bir daha böyle acılar yaşatmasın.