DANİŞMENDLİLER

Orhan KARAHAN
Orhan KARAHAN
DANİŞMENDLİLER
18-12-2020

Şimdiye kadar genel bir Sivas tarihi panoraması çizmiş, kısaca coğrafi durumundan, Türklerin eline geçişinden, sur ve kalelerinden, medreselerinden bahsetmiştik. Yaşadığımız şehri, dünden bu güne ulaşan kaynaklar vasıtasıyla daha detaylı bir yol izleyerek yazmaya devam edelim. Bu minvalde Sivas´ta kurulan ilk Türk Beyliği Danişmendliler (1085 ? 1178) bahsini açalım.

 

Danişmendli Beyliği, Anadolu´da kurulan beyliklerin en büyüklerinden olup yaklaşık bir asır kadar hüküm sürmüşlerdir. Var oldukları dönemde, hüküm sürdükleri şehirlerde, bu güne ulaşan eserlerinden anlıyoruz ki birçok mimari eser yapmışlar. Uzun yıllar Sivas´ta hüküm süren Melik Yağıbasan, imar faaliyetleri ile dikkati çeken bir hükümdardır. Bu eserlerde sade bir tarz izlenmiş olup Türk yapı sanatının Anadolu´daki ilk örnekleri olmaları nedeniyle oldukça önem arz etmektedir. Sivas´ta Ulu Camii dışında, günümüze kadar ulaşmayan ancak varlıklarını kaynaklardan öğrendiğimiz Battal Gazi Mescidi, Yağıbasan Hangahı, Zahirüddih İli Hanı´nı sayabiliriz.

 

Anadolu´nun Türkleşmesi ve İslamlaşması açısından büyük çaba sarf etmişler, zaman zamanda Anadolu´nun en kuvvetli devleti olan Selçukluları tahakküm altına almışlardır. Haçlılar ve Rumlarla yiğitçe savaşan Danişmend Gazi, Emir Gazi ve Melik Muhammed Gazi´yi bu gün bile saygı ile anıyoruz. Yağıbasan´ın ölümünün ardından başlayan taht mücadeleleri neticesinde, Danişmendli beyleri gerek Bizans´ın, gerekse Atebeg Nureddin´in etkisinde kalmış ve Türkiye Selçukluları´na karşı bir koz olarak kullanılmışlardır.

 

17. Yüzyıl Osmanlı tarihçisi Müneccimbaşı, ?Danişmend Gazi´nin Malazgirt Savaşı´nda göstermiş olduğu hizmetlerden dolayı, Sultan Alp Arslan´ın, Sivas, Niksar, Elbistan, Malatya gibi şehirleri ikta ederek onun idaresi altına verdiğini ve bu toprakları vergiden muaf tuttuğunu? kaydeder. Sivas´a gelen Danişmend Gazi şehri harap bir halde bulur. Sivas´ı yeniden imar edip, Amasya, Tokat, Niksar, Kayseri, Çorum´u zapt ederek Danişmendli topraklarına katar.

 

Danişmend Gazi´nin yerine geçen oğlu Gümüştekin Gazi Malatya´nın fethinin ardından, meşhur Haçlı lideri Antakya Prensi Bohemund ve kuzeni Salerno kontu Richard´ı esir alarak Sivas´a getirir. Türkiye Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan, Gümüştekin Gazi´nin esirleri fidye karşılığında serbest bıraktığını öğrenince, Gümüştekin´in üzerine yürümüş ve onu Maraş yakınlarında hezimete uğratmıştır. Bu ağır yenilgi Gümüştekin Gazi´nin itibarını sarsmış ve bu olaydan yaklaşık iki yıl sonra Gümüştekin Gazi, Sivas´ta vefat etmiştir (1104).

 

Burada bir parantez açmakta fayda var; Gümüştekin Gazi Sivas´ta vefat ettiğine göre burada defnedilmiştir, acaba Evliya Çelebi´nin bahsettiği Şehzadegan (Şehzadeler) Mezarlığı´na Kanuni´nin Şehzadelerinden başka şehzadelerde mi defnedilmişti?

 

Gümüştekin Gazi´nin ölümünün ardından oğlu Emir Gazi tahta geçmiştir. Danişmendliler´in Malatya kuşatması hakkında bilgi veren Süryani müellifi Ebü´l - Ferec, Emir Gazi´den Sivas Emiri olarak bahsetmesine rağmen ölümünü anlattığı bölümde yine Emir Gazi´den Malatya hakimi diye bahsetmesinden, Malatya´nın alınışına kadar Sivas´ın başkent olduğu daha sonra ise Malatya´nın merkez yapıldığı anlaşılmakta.

 

Emir Gazi (1134) ölünce yerine oğlu Melik Muhammed geçmiştir, bu sırada Sivas´ta kendine tabi olan kardeşi Nizameddin Yağıbasan idareyi elinde tutmaktadır. Melik Muhammed´in (1142) vefatının ardından hanedan mensupları arasında başlayan taht kavgalarına müdahale eden Selçuklu Sultanı I. Mesud, damadı ve Melik Muhammed´in oğlu Zünnün´u destekleyerek Yağıbasan üzerine yürümüş (1143), Sivas´ı zapt etmiş, ardından Malatya´yı da hakimiyeti altına almıştır.

 

Sultan Mesud, bundan sonra Sivas Meliki Yağıbasan ile iyi ilişkiler içerisine girmiş ve kızı ile evlendirerek onu kendine damat edinmiştir. Sultan Mesud´un ölümü (1155) üzerine oğlu II. Kılıç Arslan tahta geçmiştir. Yağıbasan, Sultan´ın ölümüyle meydana gelen kargaşadan faydalanarak kaybettiği toprakları geri almak istemesi ile düzelen Danişmendli - Selçuklu ilişkileri yeniden bozulmuştur.

 

Yağıbasan ile II. Kılıç Arslan arasında süren mücadele Yağıbasan´ın 1164 yılında ölümüne kadar sürmüştür. Yağıbasan´ın ölümü ile hanedan mensupları arasında başlayan saltanat mücadelesinden istifade eden II. Kılıç Arslan, 1165 yılında Elbistan, Tohma Vadisi, Darende ve Gedük yöresini ilhak etmiş ardından 1168´de Kayseri ve Zamantı´da Danişmendli hakimiyetine son vererek Danişmendli beylerini itaat altına almıştır.

 

1172 yılında Danişmendli hakimiyetinde bulunan Sivas şehrinde kış çok ağır şartlar altında geçmekte idi. Şehirde baş gösteren kıtlık karşısında ambarlarında buğday dolu olan Danişmendli Meliki İsmail, yardım isteyen Sivas halkının bu isteğini geri çevirmiş, bunun üzerine de şehirde büyük bir kargaşa çıkmış ve halk ayaklanmış, Emir İsmail öldürülmüş ve ambarlar yağma edilmiştir.

 

İsyancılar, Sultan II. Kılıç Arslan´dan kaçarak Suriye´ye Nureddin Mahmud b. Zengi´nin yanına giden Zünnun´u, İsmail´in yerine tahta geçmek üzere şehre davet etmişler ve Zünnun Sivas´ta Danişmendli tahtına oturmuştur (1172). Ancak Sultan II. Kılıç Arslan´ın üzerine gelmesiyle Niksar´a kaçmış bunun üzerine Nureddin Mahmud, Zünnun´a yardım amacı ile Fahreddin Abdülmesih komutasında 3000 asker göndermiştir. Abdülmesih Anadolu´ya girerek Kayseri ve Sivas´ta Selçuklu hakimiyetine son vermiştir.

 

Nureddin´in, topraklarını işgal ettiğini öğrenen II. Kılıç Arslan onun üzerine yürüdüyse de ağır kış şartlan ve Haçlı saldırıları nedeniyle onunla mücadele edemedi. Selçuklu topraklarını geri almak karşılığında Zünnun´un Sivas´ta kalmasına razı oldu. Nureddin Mahmud, Zünnun´u himaye etmek için Abdülmesih´i Sivas´ta bıraktı. Ancak Nureddin´in ölümü üzerine (1174), Sivas´ta bırakılan garnizon Suriye´ye dönmüş, bunun üzerine II. Kılıç Arslan antlaşma şartlarını bozmuş Sivas, Niksar, Komana, Tokat ve diğer Danişmendli topraklarını 1175 yazında ele geçirmiştir. Zünnun Bizans´a sığınmasıyla Danişmendliler´in Sivas kolu sona ermiş oldu.

 

Danişmendliler bahsini kronolojik bir çizgide anlatmaya çalıştım, haftaya görüşmek umuduyla...

 

 

Kaynakça:

Muharrem Kesik ? Danişmendliler (2017)

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?