Genç ve Eğitimli İşsizlik

Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Genç ve Eğitimli İşsizlik
23-06-2021

İşsizlik rakamlarına bakıldığında genç işsizlerin (18-24 yaş) yaklaşık %25, bunun içinde üniversite mezunu işsizlerin yaklaşık %30 olduğu ve bu rakamlarında giderek arttığı görülmektedir. İşsizlik hemen her ekonomide en önemli sorunların başında gelmektedir. Ancak konu genç ve eğitimli işsizliğin yüksek olması ise, o zaman sorun sadece ekonomik değil çok daha derin ve karmaşık hale gelmektedir. Durumu kamu ve özel sektör kesiminde ayrı ayrı ele almak uygun olacaktır. Çünkü her ikisinin işleyiş biçimi farklıdır. Biz şimdilik özel sektör açısından değerlendirme yapacağız. Özel sektörde işgücü piyasasında sürekli bir hareketliliğin olduğu görülmektedir. Bir yandan üniversiteden mezun olan öğrencilerin iş arama ve bulma süresi oldukça uzun sürmekte, bulabildiği işte de genellikle uzun süre kalmamakta/kalamamakta ve yeni işler aramaya başlamaktadır. Bu durum hem çalışanların nitelik ve tecrübe kazanması hem de işyerinde verimliliğin ve istikrarın sağlanması konusunda olumsuz etkilere sebep olmaktadır. Gençler şartlara kendini uydurmak yerine, şartları kendilerine uydurmaya çalışırken bir yandan da umutlarını ve hayallerini kaybetmeye başlamaktadırlar. İşverenler ise ihtiyaçları olan yetişmiş, eğitimli elemanları temin edememekten ve işe girenlerin kısa sürede işten ayrıldıklarından şikâyet etmektedirler. Bunun yanı sıra önceliği kar etmek olan işverenlerin çalışanlarına daha az ücret ödeme ve maliyetlerin azaltılması gibi tedbirlere başvurmakta, bu da işgücünün işleyişini olumsuz etkilemektedir.

Elbette eğitimini başarılı bir şekilde tamamlamış, kendisini iş dünyasına zamanında hazırlamış, bununla ilgili fırsatları doğru kullanmış, işinde belirli yerlere gelmiş çok başarılı gençlerimiz vardır. Ya da çalıştırdığı elemanına hak ettiği değeri ve ücreti vererek hem karını hem de verimliliğini artırmayı sağlayan işletmelerimiz vardır.  Ancak ne yazık ki bunların piyasadaki payı çok düşüktür. Genel olarak bakıldığında eğitimli gençlerimizin aldığı eğitimle piyasaya çıktığında sorumluluk almaya hazır olmadığı, bir işte uzun süre çalışmayı göze alamadığı, teknik ve mesleki tecrübeleri eksik olduğu ve mümkünse az çalışarak çok para kazanmak istediği görülmektedir. (Bir üniversite hocası olarak izlenimlerime dayanarak bu ifadeleri yazıyorum). Diğer yandan işverenler eğitimli, çok çalışkan, gayretli, tecrübeli, hiç şikâyet etmeyecek, uzun süre çalışacak, çok para istemeyecek, kendisine çok para kazandıracak elemanlar aradığı görülmektedir. (Bir iktisat hocası olarak sahada yaptığım ziyaretlerde edindiğim izlenimlere dayanarak yazıyorum). Görüldüğü gibi, hem çalışan ve iş arayan kesimi, hem de işveren kesimi bu sorunların ortaya çıkmasında sorumludur. Ayrıca düzenin kurulması ve işletilmesi açısından gerekli yasal zeminin oluşturulması, piyasa ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim sisteminin kurulması, yetişen işgücüne uygun yatırım alanları ya da mevcut yatırım alanlarına uygun işgücü yetiştirilmesinde projeler üretilmesi ve üretilen projelerin desteklenmesi hususunda da devlet sorumluluk sahibidir.

O halde bu önemli sorunun çözümü için ne tür çözümler ve politikalar önerilebilir. Öncelikle eğitim sistemiyle ilgili yapısal düzenlemelerin uzun vadeli planlamalar çerçevesinde ve piyasanın ihtiyaçlarına göre mutlaka yapılması gereklidir. Ekonomik büyüme ve kalkınma bakımından öne çıkan ülkelere bakıldığında beşeri sermayeye verilen önem ve işgücü piyasasının sağlam altyapısı dikkat çekmektedir. İşgücü piyasasının düzenlenmesi hem reel sektör hem de devletin birlikte hareket ederek sağlayacakları sağlıklı bir ortamda gerçekleşebilir. İşsizliğin azalması, üretimde verimliliğin artması, üretim hacminin artması, dış ticaretin artması, gelir seviyesinin artması ve hepsini içine alan ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanmasının başlıca şartı: sağlıklı bir eğitim sistemine dayalı olarak genç ve yetişmiş işgücünü istihdam etmeye yönelik katma değeri yüksek yatırım alanlarının sağlanmasıdır.

Sonraki yazılarımızda işgücü piyasasının aktörlerinin sorunları, hataları ve çözüm önerileri konusunda ayrı ayrı bahsedileceğiz.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?