Gitmek mi zor, kalmak mı zor?

Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Gitmek mi zor, kalmak mı zor?
21-04-2022

Son zamanların can yakan konularından biri de ülkemizin en prestijli meslek gruplarından olan doktorlarımızın yurt dışına gitmeleri ya da gitmek istemeleridir. Hele de genç ve yeni mezun doktorlarımızın gitmesi, kendilerine yurt dışında hayat kurmaları ve geride bırakacakları boşluklar, bu boşlukların nasıl ve ne ile doldurulacağı, hatta doldurulup doldurulamayacağıdır. Genç doktorlarımızın bu aşamaya kadar bin bir zahmet ve emekle okuyarak, ailelerini, hayallerini ve ideallerini bir kenara bırakıp, doğup büyüdüğü ve eğitimini tamamladığı vatanından isteyerek ya da istemeyerek ayrılmaları, yeni denizlerde yelken açmaları hem ekonomik hem de sosyolojik olarak ciddi bir sorundur. 

Öncelikle bu gidişlerin hem ülkemiz, hem de milletimiz için ciddi bir kayıp olduğunu bilmemiz ve hissetmemiz gerekir. Bir ülkenin kalkınması için beşeri sermaye dediğimiz eğitimli ve bilgili işgücü en önemli unsurların başında gelir. Beşeri sermaye uygun istihdam olanakları bulamadığı için bir ülkeden başka ülkelere göç ediyorsa, göç veren ülke kalkınmışlık seviyesinde gerilere gidiyor demektir. Bir neslin yetişmesi için geçen süre, harcanan emek, maliyet ve gitmesiyle yaşanan üretim kaybı kabaca hesap edildiğinde, bu göçün sebep olduğu toplam kayıp daha net görülebilir.

Aslında kısaca bu göçlerin iki temel sebebi var: Birisi daha fazla kazanmak, diğeri ise daha iyi şartlarda çalışmak ve hayat standardını yükseltmektir. Ne oluyor ya da, ne olmuyor da genç doktorlarımız vatanlarını bırakıp başka ülkelerde gelecek kurmaya gidiyorlar? Bu sıradan bir göç meselesi değildir. Bu ülkemizin geleceğini doğrudan ilgilendiren ve çözülmesi gereken çok önemli ekonomik, toplumsal ve siyasi bir beyin göçü sorundur. Bugün Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfus Avrupa Birliği ülkelerine karşı önemli bir rekabet avantajıdır. Hatta Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfus ülkenin gelecekte diğer ülkeler karşısındaki gücünü belirleyecek önemli bir unsurdur. Örneğin, Covid 19 aşısını bulan Türk doktorlar o aşıyı Almanya’da değil de Türkiye’de bulsalardı, Türkiye’nin ekonomik görüntüsü anında gelişecekti. Kaldı ki, giden ülkenin altın yakalı diye tanımlanan zeki, çalışkan, yetişmiş ve nitelikli nüfusudur.

En küçük sağlık ocağından en gelişmiş hastanelere kadar her birimde çalışan ve kendisini insanların sağlığına adamış doktorlarımıza gereken önemin ve hak ettikleri çalışma koşullarının sağlanması bu milletin ve devletin boynunun borcudur. Sağlık sektöründe yaşanan gelişmeler, yapılan hastaneler, teçhizat ve teknolojisine yapılan yatırımlar ancak ve ancak bilgili ve yetkin doktorlarımızla anlam bulacaktır. Bu tazecik doktorlarımız neden ülkelerinden ayrılmak zorunda kalsınlar. Sağlık sektörünün Avrupa standartlarının üzerinde geliştiği ülkemizde yetiştirdiğimiz doktorlarımızın başka ülkelere gitmeleri son model arabanın benzinsiz kalması gibidir. Hiçbir işe yaramaz yani. Sağlık sektörüne yapılan onca altyapı yatırımları bir anda atıl hale gelebilir. Son teknoloji cihazlarla donatılmış istediği kadar modern bir hastane olsa da, teşhisi koyacak ve o teknolojiyle tedaviyi takip edecek doktor olmadıktan sonra, hiçbir işe yaramayacaktır.

Bu önemli meseleye çözüm ararken sorulması gereken bazı sorular vardır. Sebep her ne olursa olsun, acaba giden genç doktorlarımız gittiklerinde aradıklarını bulabiliyorlar mı? Göçmen nüfus oldukları psikolojisi onları nasıl etkiliyor? Aldıkları ücretler onların zengin olmasına yetiyor mu? Çalışma koşulları daha huzurlu mu? Ülkelerinde kalsalardı kazançları ve kayıpları neler olurdu? Ücret ve çalışma şartları olarak ülkemizdeki eksiklikler neler? Başlayan bu göç furyası başka meslek gruplarını da teşvik eder mi?  Soruları çoğaltabiliriz. Belki bizlerin bir gün bile dayanamayacağı performansa meslek aşkıyla bir ömür dayanan doktorlarımıza gereken özen ve önem verilmeli ve onların gidişi mutlaka durdurulmalıdır. Bir tarafta bunca emek verip daha iyi çalışma şartlarını hak ettiğini düşünerek gitme planları yapan bir grup doktorumuz, öte yandan şartlar ne olursa olsun memleket sevdasının ağır basmasıyla daha az kazanmaya ve daha çok yorulmaya razı olan diğer bir grup doktorumuz var.  Hangisine ne demeli?  Gitmek mi zor, kalmak mı?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?