AYRINTI VE HATA

Sabri KARAKAYA
Sabri KARAKAYA
AYRINTI VE HATA
14-10-2024

Bu hafta yazmaya karar verdiğim çoğu yemek, magazin ve yarışma tarzı programlarla hepimizin gündemden uzaklaştırılarak tabiri caizse uyutulmaya çalışıldığımız TV programlarını konu alacağım köşe yazımı, birkaç hafta öteleyerek başka bir TV programında konu edilen “Ayrıntı ve Hata” olayını daha güncel bulduğum için bu konuda bir yazı yazmaya karar verdim.

 

Hayatımın önemli bir kısmını “Basın ve Gazetecilik” mesleğine adamış ve son altı aydır da sosyal medya üzerinden haber grubu ile sayfasını yöneten biri olarak hep mesleğimizin temel kurallarından biri olan 5N1K’ya uymaya azami gayret göstermişimdir.

 

Ancak; tarafıma mail, telefon ve Watsapp aracılığıyla gelen talepler sonrasında acaba çok mu “Ayrıntı” veriyorum diye düşünmeye başlamıştım ki, ulusal bir TV kanalında partneri ile birlikte “Neler Oluyor Hayatta” programını sunarak yaşanan olayları yorumlayan Hakan Ural'ı izleyince fikrimde epey değişiklikler olmadı değil.

 

Hakan Ural, hastanede KOAH nedeniyle ölüm raporu verildikten sonra cenaze namazı kılındığı sırada tabuttan gelen sesler sonrası nefes aldığı, nabzının attığı tespit edilen yaşlı bir hastanın durumunu değerlendiriyor.

 

Ural'ın buradaki tespitleri öyle önemli ki; haberi yapan kişi veya kişilerin ya da haberi servise alan editörlerin atladığı “Ayrıntı ve Hata”.

 

Nedir bu “ayrıntı ve hata”?

 

Ayrıntı; yaşlı adamın nerede, hangi hastanede tedavi gördüğü, kim veya kimler tarafından tedavi edildiği ve haberde fikri takip yapılıp yapılmadığı.

 

Hata ise; neden kimsenin bu hastanın tam olarak ölüp ölmediğini tespit etmeden rapor düzenlediği.

 

Ural, “Bireysel hatalar yaparak gelişmiyor muyuz?” diye soruyor ve devam ediyor, “Hata yapılır mı? Evet yapılır. Ama önemli olanın hayatı kabullenmiş etmek olduğunu” söylüyor.

 

Bu, benim ve benim gibi gazetecilik mesleğini yapanlar için azımsanmayacak kadar önemli.

 

Bizler de, bir insan olarak yaptığımız haber ve yayınlarda hata yapmış olabiliriz. Ama ben bir haberi kısa vermek uğruna “Hata” yapmamak için “Ayrıntıya” girmeyi yeğliyorum.

 

Ancak; bundan sonra çok “ayrıntıya” girmeden ve “hata” yapmadan haber yapmayı da denemek istiyorum.

 

“İşleyen demir pas tutmaz” misali gazetecilik mesleğini, haberin taraflarını da araştırarak veya arayarak “en doğru ve hatasız” bir şekilde vermeye çalışan biri olarak 5N1K kuralını da daima uygulayacağım.

 

Velhasıl bir yazımın daha sonuna gelirken; siz değerli okurlarıma da "Hatasız" günler diliyorum.

 

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize sağlıklı ve mutlu günler dileyerek; Allah'a emanet ediyorum.

 

Kalın sağlıcakla...

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?