İnsanlık kendi sonunu getirecektir.
Merhaba sevgili okuyucularım, bugün sizlere adeta bir bilim kurgu romanından fırlamış gibi duran ama aslında hayatımızın bir parçası haline gelen yapay zekâdan bahsedeceğim. İnsanlık bitmek bilmeyen merakı ile hayatı boyunca kendisini heyecanlandıran konulara ilgi duymuştur. Bu konuların risklerine rağmen hissedilen heyecan, bizlerin yaşam enerjisini yükseltmiş bu sayede keşif ve icatların daha çok üstüne gidebilmemize neden olmuştur.
İşte bir gün Alan Turing isimli matematikçi de makinelerin düşünüp düşünemediğini merak etti ve her şey bu soru ile başladı.
Hayal edin, 1950'li yıllar’da, Manchester Üniversitesi'nin sakin koridorlarında, Alan Turing isimli bir bilim insanı herkesle "Makineler düşünebilir mi?" sorusunu konuşuyor. Bu soru, o dönemde, ortaçağ büyü kitabındaki gizemli bir bilmece gibi!
Turing, bu bilmecenin cevabını ararken modern dünyanın temellerini oluşturan ‘’Bilgisayar Makineleri ve İstihbarat ‘’isimli makalesini yayımladı. Bu makalesi ile yapay zeka kavramını ortaya attı. Yapay zeka kavramı yıllarca çok konuşulan ve tartışılan konu haline geldi, yepyeni bir dünyanın kapıları Turing sayesinde açıldı! Evet açıldı ama bu makineleri insan formuna getirme hevesi nereden geliyor. Neden makine bilinçli olsun ki? Aynı Franz Kafka’nın dönüşüm adlı eserinde insanın böceğe dönüşmesi gibi makinelerde insana dönüşmeye başlıyor. Aslında buna transhümanizm diyoruz. Transhümanist görüşe sahip insan bir yandan kendi biyoloJik ve zihinsel özelliklerini aşmaya çalışmakta, bir yandan da kendi özelliklerine sahip bir robot ortaya çıkarmaya çalışmaktadır, iyi de neden çünkü tanrının yerine geçmek gibi heveslerimiz var.
Bir hevesten fazlası artık.. Bir makinenin insanla eşdeğer veya ayırt edilemez şekilde zeki davranıp davranmadığı incelendi. Çıkan sonuçlar ise son derece çarpıcı: Gerçekten makineler insan gibi düşünebilir, konuşabilir ve hatta duyguları anlayabilir. Günümüzde yapay zekanın son modeli ChatGPT 4-o'yu ilk bakışta bir insandan ayırt etmek neredeyse imkansız! Hatta bu yapay zeka insalarla doğal ve akıcı sohbet eder, yaratıcı içerikler üretir ve farklı konularda bilgi verir hatta insanların işini elinden almaya doğru gidiyor. Yıl 2024. Bilim kurgu filmlerine konu olan gelişmeler, artık günlük hayatımızın birer parçası haline geliyor. Peki ya bu filmlerin karanlık senaryoları da gerçeğe dönüşmeye başlıyorsa?
2009 yapımı "Terminatör" filminde, insan görünümlü robotlar, yapay zekanın sınırlarını zorlayan yazılımlar ve insanlığı yok etme potansiyeline sahip makineler karşısında dehşete kapılıyoruz. Kulağa korkunç bir kurgu gibi gelse de, bugün geldiğimiz noktada bu senaryodan bahseden pek çok insan var. Bu insanların düşüncelerine göre yapay zeka ve makineler, kendiliğinden bilinç kazanacak ve zamanla insanlığı bir tehdit olarak görüp insan ırkını sonlandıracak, insanların yaptığı her şeyi yapacaklar ve işsizlik ortaya çıkacak, otonom silahlar sivilleri hedef alarak istenmeyen savaşlara yol açacak..
Bu kadar olumsuz senaryoya çok daha fazla örnek sıralamak mümkün. Öyle ki YZ, zenginler ve fakirler arasında eşitsizlikleri artırabilir. YZ teknolojisine erişimi olanlar, önemli bir avantaj elde edebilirken, erişimi olmayanlar geride kalabilir.YZ, ayrımcılık, önyargı ve mahremiyet ihlalleri gibi etik sorunlara yol açabilir.
Peki ya siz ne düşünüyorsunuz? Ben henüz kesin bir karar veremedim. Bahsettiğim kaygılı bakış açılarına kimi yönleriyle katılmakla birlikte bazı yönleriyle Yapay zekanın o kadar da korkutucu olmadığını düşünüyorum. Örneğin, insanlardan daha hızlı ve yorulmadan çalışabilirler. Bu sayede üretim hatlarında verimlilik artmakta, hata oranı düşmekte ve zamandan tasarruf sağlanmaktadır. Tehlikeli veya insan sağlığı için riskli olan işlerde kullanılabilir. Bu sayede iş kazaları önlenebilir. Engelli ve yaşlı bireylere günlük yaşamlarında yardımcı olmak için kullanılabilir. Bu, bireylerin daha bağımsız ve özgür bir şekilde yaşamlarını sürdürmelerine imkan sağlar .Hatta her öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış eğitim programları oluşturmak için kullanılabilir. Bu öğrenmeyi daha etkili ve verimli hale getirir.
Yapay zeka sistemleri, insan zekasını tamamlayarak daha önce imkansız olan şeyleri başarmamızı sağlayacak. Belki de bir gün, yapay zeka sistemleri o kadar akıllı hale gelecek ki kendimizi onlarla eşit haklara sahip, duyarlı varlıklar olarak sorgulayacağız. Bu, bizi etik ve felsefi açıdan zorlayacak bir konu. Unutmayalım yapay zeka bir araçtır ve tıpkı diğer araçlar gibi iyi ya da kötü amaçlar için kullanılabilir. Bu konu bizleri tedirgin ediyor çünkü bizim sonumuzu getireceğinden korkuyoruz aslında bunu temelde üreten insan değil mi? Evet insan, yani bizler aslında yine insandan korkuyoruz. Lakin bunu bir şekilde kullanmak ve insanlığın yararına olacak şekilde yönlendirmek bizim elimizde. Tam da bu yüzden Türkiye olarak bu pazarda acil yer almalı ve iyi yazılıma sahip yapay zekayı çok acil üretmemiz gerekiyor. Yoksa kaçırdığımız bir yapay zeka treni olacak.