
“Bizim ve bizden önceki nesillerin hangi şartlar altında yaşadıklarının bilinmesini özellikle istedim. Her türlü teknolojik imkânlara sahip olan günümüz gençlerinin o günleri kafalarında canlandırmaya çalışarak, ellerindeki imkânları olumlu yönde kullanmaları, günümüz için, ülkemiz için önemini vurgulamaya çalıştım.” diyor Cemalettin Özyalçın “Geçmiş Her Zaman Seninledir” isimli kitabının önsözünde… Ve ayrıca ilave ediyor “Bir diğer amacımda; Sivas’ımızın ve dolaylı olarak da ülkemizin bir dönemine ışık tutmaktı. Hatıralarımın çok büyük bölümünde yer alan Sivas’ı, dolaylı da olsa, az da olsa bazı yönleriyle tanıtarak, çok hoşuma giden ‘Sivaslıların Sivas’a borcu vardır’ sözü uyarınca Sivas’a bir nebze de olsa borcumu ödemenin mutluluğu içerisindeyim.”
Bu duygu ve düşünceler ile başta ailesi daha geniş ifadeyle sülalesini ve beraberinde Sivas’ı ve Sivaslıların son yarım asırlık dönemine ait zaman, mekân ve insan ilişkilerine dair belleğinde yer eden hatıralarını anlatıyor kitabında Cemalettin Özyalçın… Anlattığı her bir olay sadece kendi ailesine özgü olanlar değil, o dönemde Sivas’ta yaşayan her insanın, Sivas’ın, Sivaslının hikâyesi aslında…
Cemalettin Özyalçın, emekli öğretmen. Hatıralarını yazdığı ilk kitabına ulaşmak için ortak tanıdığımız öğretmenler aracılığıyla Cemalettin Beyi telefonla aramış sonra da bir araya gelip konuşmuştuk. O sıralarda Doğan Kaya hocanın benden bir isteği olmuştu. Hakkında kayıtlarda birkaç cümlelik bilgi dışında bir şey olmayan “Kadri Özyalçın”la ilgi bir yazı hazırlamam vesilesiyle olmuştu. Âşık Ruhsati, Âşık Serdari hakkında alan çalışması yapıp 1930’lu yıllarda onlar hakkında ilk kitabı yazan “Kadri Özyalçın” hakkında ne yazık ki fazla bir bilgi yoktu. Araştırmalarım neticesinde asıl adı Necati Kadir Özyalçın ile ilgili kapsamlı bilgiler derledim. Bu çalışmamı Hayat Ağacı dergisi’nin 2024 Mart sayısında yayımladı. İşte bu araştırmayı yaparken Cemalettin Bey’e ulaşarak tanışmış ve “Hatıralar İz Bırakır” kitabını okuma fırsatı bulmuştum. Şimdi ikinci kitabını bana hediye etmesinden mutlu oldum. Teşekkür ediyorum.
Hani bir solukta okudum denilir ya, öyle okudum bu kitabı da… Aslında kitabı okurken insan kelimelerin ve cümlelerin peşine takılarak şehrimizde, ortak tanıdıklarımızda ve ortak mekânlarımızda gezindim diyebilirim. Aynı kuşağın insanlarıyız, kitabı okurken aynı mekânda benzer gelişmelere ve şehrin mekânlarına şahit olmuş biri olarak hatıralarımızın izinde yürüdüm diyebilirim. Ayrıca, kitapta ismi geçen ve Sandıkçılar ailesinin bir kolu olan Kömürlüoğlu ailesi, birkaç nesildir dedelerimin yaşadığı ve benim de çocukluk ve gençliğimin de geçtiği mahallemizde komşumuzdu. O aileden uzun yıllar mahallemizin muhtarlığını yapan Fikret Kömürlüoğlu saygıyla rahmetle andığımız bir büyüğümüz. Ve Mehmet Paşa Mahallesinden Hamurkerler de yine öyle…
Sadece tanıdıklarımız vesilesiyle değil kitabın beni içerisine çeken konuları… 1960’lı yıllardan bugüne bu şehirde yaşayan her bir ferdin, dünden bugüne şehrin geçirdiği fiziksel değişimleri, yıkılan, yapılan mekânlar hayatımızın geçtiği ortak yerler olarak bir filim şeridi gibi geçti gözümün önünden. Bir insan ömründe toplumsal ilişkilerden, ev hayatına, kullandığımız eşyalardan komşuluk ilişkilerimize kadar nasıl bir değişim geçirdiğimizin örnekleriyle ve hikâyeleriyle dolu kitabın sayfaları… En basit örneğiyle dün sokaklarımızda mahalle arkadaşlarımızla bir samimiyetin yerel ifadesi olan “abuş” sözcüğünün küresel kuşatılmışlığın tesiriyle nasıl “kanka”ya dönüştüğünü yeniden hatırlattı bana... Değişmek muhakkak ki vazgeçilmez bir gerçek. Ama mahalleli olmanın kaybolduğu günümüzde değil mahallemizdeki apartmandaki üst komşumuzu tanımadığımız bir dünya bizleri oturduğumuz dairelerde “yalnızlaştıyor” sanki ve sanal dünyanın sosyal medyasında tanımadıklarımızı takip etmenin bir dakika sonra unutulan girdabında dolaşarak avunuyoruz.
“Geçmiş Her Zaman Seninledir” ismini koymuş Cemalettin Özyalçın kitabına. Çünkü anlatacak hatıraları var, onu geçmişine bağlayan güçlü bağlarla örülmüş yaşanmışlıkları, akraba ilişkileri var. Korkarım ki yeni kuşakların mekâna, zamana ve insan ilişkilerine dair anlatılacakları hatıralar sanal dünyanın ve sosyal medyanın içinde kaybolup gidecek gibi.
Kitapta yer alan ve 20 başlık altında anlatılan her bir yazı şehrin yakın geçmişinde kaybolan sosyal hayatı, fiziki çevreyi akıcı bir üslup içerisinde taşıyor sayfalarına. Onlardan bazıları hepimizin hafızalarında yaşayan hatırlar. Örneğin, Sivas Lisesi ve Kongre Lisesi’nde eğitimin ve öğrencilik günleri, her Sivaslının onlarca anılarını yaşadığı İstasyon Caddesi, soğukların amansız olduğu uzun kış günlerine hazırlık için evlerimizde yapılan “Güz Devlüğü” hazırlığı, tel helvası yapılan geceler, mahalle maçlarımız, televizyonun şehre gelişi, şehrin sinemaları, şehir içi ulaşımın gözdeleri faytondan Hacı Murat’la Sivaslının tanışması, bilgisayarın hayatımıza girmesi gibi ortak toplumsal yaşanmışlıklar. Yine özelde ailesine dair olsa da Sandıkcızadeler ve Kömürlüoğlu nezdinde bir zamanların Sivas’ında aile ilişkileri gibi birçok konu Sivas’ın yakın geçmişini özetleyen, değişimi, dönüşümü, kaybettiğimiz değerlerimizi, dostluğu, samimiyeti tarihe bir not olarak düşüyor.
Bu şehrin hatıralarda yaşayan geçmişine yolculuk için kapı aralıyor “Geçmiş Her Zaman Seninledir” kitabı…