Herşey Boşa Yanan Bir Lambayı Kapatmakla Başlayabilir

Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Herşey Boşa Yanan Bir Lambayı Kapatmakla Başlayabilir
24-01-2022

Ekonomi gündeminin çok yoğun olduğu bu günlerde, en çok dilimizde dolaşan kelimelerden biri de enerjidir. Enerjinin kıtlığı, enerjinin verimliliği, enerji bağımlılığı, enerji ithalatının cari açığa sebep olması, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları ve bunlar gibi bir takım kavramlar sürekli konuşulan konulardandır. Her ülkenin bir enerji politikası vardır. Ülkeler arasında uluslararası ilişkilerin temel belirleyicilerinden biri de enerji potansiyelleridir. Bugün bir takım savaşlara sebep olan, bazı ülkelerin dünya genelinde söz sahibi olmasını belirleyen yine enerjidir. Neden bu kadar önemlidir bu enerji? Çünkü hayatın devam ettirilebilmesinde ve büyümenin sürdürülebilmesinde enerji kaçınılmaz bir kaynaktır. Enerjinin temin edilmesi, korunması, nakliyesi, sürdürülebilirliği tüm ülkelerin öncelikli meselelerinin başında gelmektedir.

Ülkelerin kendi enerji politikaları varken, bunların uygulanması ve başarı sağlanmasında en önemli unsur bireydir. Evet, nasıl ülkelerin enerji politikaları varsa, bireylerin, firmaların ve kurumlarında enerji politikaları olması şarttır. Şöyle ki, bugün kullanılan tasarruflu ampuller, sensörlü musluklar, evlere yapılan yalıtımlar, A sınıfı beyaz eşyalar, çatılara konulan güneş enerji panelleri aslında mikro ölçekte enerjiye verilen önemin göstergeleridir. Bireyler bu faaliyetleri gerçekleştirirken aslında cüzdanında tasarruf ettiğini düşünmektedir. Ama aslında bu tasarruflar milli gelire bir katkı ve doğaya bir geri dönüşümdür.

Ancak günlük hayatımıza baktığımızda enerjinin önemine dair yeterli hassasiyetin gösterilmediğini izleyebiliyoruz. Enerjinin bir milli servet olmasının ötesinde yaşamın sürdürülebilmesinde anahtar unsur olduğu bilinci çocuk yaşta bireylere kazandırılarak, enerji kullanımında azami hassasiyetin sağlanması şarttır. Evlerde, fabrikalarda, yollarda her alanda kullanılan enerjinin elde edilişinin maliyeti ve kullanılmasıyla doğaya verdiği hasar konusunda aydınlatıcı bilgiler, okullara konulacak dersler, televizyonlarda kamu spotları, billboardlarda ilanlar, yerel yönetimlerin hazırlayacağı el ilanları gibi yöntemlerle halkın bilinçlendirilmesi şarttır.

Elbette ne kadar pahalı olursa olsun, tedariki ne kadar zor olursa olsun enerji temin etmek devletlerin görevidir. Ancak bundan daha önemlisi mevcut enerjinin doğru ve idareli kullanılması konusunda halkın bilinçlendirilmesidir. Çünkü üretimin neredeyse tamamı enerjiye bağımlı iken, bir ülkede enerjinin hoyratça kullanılması ülkeye ağır yükler yükleyecektir. Kaynakların ihtiyaca göre ve ihtiyaç kadar kullanılması, gerekli üretimin asgari enerji miktarıyla gerçekleştirilmesi temel hedef olmalıdır. Böylece hem bireylerin cüzdanlarında gereksiz azalmalar olmayacak, hem de ülke milli gelirini artırırken enerji temin ettiği ülkelere karşı da zayıf durmayacaktır.

Bu konuda bireysel çabaların yabana atılmaması gereklidir. En basitinden her gören boşa akan bir musluğu kapatsa, yanan bir lambayı kapatsa, herkes mümkün olduğunca arabayla ulaşım yerine yürüyerek ya da bisikletle daha sağlıklı ulaşımı tercih etse bunlar bile toplamda ülke gelirinde önemli miktarlar tutacaktır. Bireysel çabalar topluma mal olacak ve daha kalkınmış bir ülke olmanın yolu açılmış olacaktır. Sonuç olarak: enerji politikası boşa yanan bir lambayı kapatmakla başlayabilir ve bu çoğaldıkça bireysel davranışlar toplumsal harekete dönüşecektir. Bu da kalkınmış bir ülke olmanın olmazsa olmazıdır.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?