İhtiyaçlar ve İstekler

Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
İhtiyaçlar ve İstekler
04-11-2021

 “İhtiyaç” yaşamımızı sürdürmek için gerekli olan ve yokluğunda bazı sıkıntılar çekilen durumlar olarak tanımlanabilir. Karşılandığı zaman insana haz ve mutluluk, karşılanmadığı zaman elem ve sıkıntı veren duygulardır. İhtiyaçlar yemek, uyumak, giyinmek, barınmak, eğitim, sağlık, güvenlik hizmetleri gibi genel olabildiği gibi, seyahat, spor, eğlenme, dinlenme gibi kişisel de olabilir. “İstek” ise zamana, yere ve kişiye göre değişir. İnsan yaşamı için kritik olmamakla beraber tamamlayıcıdır. Bir istek, sürekli tekrar ederse zamanla ihtiyaç haline gelebilir. İstekler kişiye özeldir, ihtiyaçlara göre çok daha çeşitlidir, değişebilir, güncellenebilir.

İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşamlarını devam ettirebilmek için tüketim yapmak zorundadır. Ancak içinde yaşadığımız toplumsal yapının giderek değişmesi ve dönüşmesi ile tüketim alışkanlıklarında hızlı değişimler ortaya çıkmaktadır.  Eski zaman diye andığımız, çok ta eski olmayan 30-40 yıl önceki ihtiyaçlar ve istekler ile günümüzdeki ihtiyaçlar ve isteklerin ne kadar değiştiğini düşündüğümüzde farkı görebiliriz. Özellikle teknolojideki gelişmelere bağlı olarak ürün çeşitliliğinin artması artık ihtiyaç olmayan birçok isteği ihtiyaç gibi hissettirmeye başlamıştır. Sonuçta, bir tüketim malının ihtiyaç mı yoksa istek mi olduğu çelişkisini ortaya çıkarmıştır.

Aslında arada keskin bir fark ya da ayırım yoktur. Örneğin karnı aç olan biri için bir tabak meyve ihtiyaç olabilir ama karnı tok olan biri için tatlı isteğini karşılamak olabilir. Gelir düzeyi yüksek biri için statüsünü korumak amacıyla yüksek modelli bir araba ihtiyaç olabilirken, gelir düzeyi düşük biri için bir istek olabilir. Bir işe girebilmek için bir okul bitirmek ihtiyaçtır, ama hâlihazırda çalışan biri için tekrar okumak kendini geliştirme isteği olabilir. Yani birisi için ihtiyaç olan bir durum ya da mal, diğeri için istek olabilir.

Hal böyleyken, neyin istek, neyin ihtiyaç olduğu ayırımının sağlıklı biçimde yapılamaması piyasadaki anlamsız hareketliliğin sebebi olabilmektedir. Şunu da belirtmek de fayda var ki, kıt olan kaynaklarımızı ihtiyaç ve isteklerimiz arasında en iyi biçimde dağıtmak iktisadi birey olmanın da şartıdır. Yapılan harcamalar ve satın alma koşulları detaylı biçimde incelendiğinde, toplumun ihtiyaçtan çok isteklerini karşılamak amacıyla, kıt olan kaynaklarını doğru olmayan biçimde harcaması, uzun vadeli ya da geri ödemesi pahalı borçlanmalara girmesi ekonomide gelir-harcama dengesizliklerine neden olmaktadır. Oysaki mevcut gelir ve kaynaklarla doğru orantılı olarak öncelikle ihtiyaçların karşılaması, ardından isteklerin yerine getirilmesi ve kalan geliri de tasarruf ve gelir getirici kaynaklara aktarmak şeklinde değerlendirmek ekonomik kalkınmaya ve istikrara destek unsur olacaktır. Böylece hem bireysel hem de toplumsal huzur artırılmış olacak, ülke kaynakları en azından bireysel düzeyde daha doğru kullanılmış olacaktır. Bu sebeple istekler karşılanırken ihtiyaçlara olan katkısının ve mevcut bütçeye yükünün ne olacağı konusunda ön değerlendirme yapılması gelir-harcama konusundaki dengesizliği azaltıcı etki yapacaktır.

Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelere paralel olarak gösteriş tüketiminin oldukça ileri düzeylerde olması, isteklerin ihtiyaçların önüne geçmesi ekonomide katma değeri ve sürdürülebilirliği düşük ekonomik canlılıklara sebep olmaktadır. Ekonomide istikrarın ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanabilmesi için sadece devletin aldığı makroekonomik politikaların sonuçlarını beklemek, her şeyi devletten beklemenin en kötü örneği olabilir. Hâlbuki bireyler olarak içinden geçtiğimiz ekonomik daralma sürecinde hem kaynakların daha rasyonel kullanımı hem de ülke ekonomisinin alt yapısının daha da güçlenmesi için ihtiyaçlarla istekleri iyi ayırt etmemiz gereklidir. Kaynakların elverdiği ölçüde önce ihtiyaçların ardından isteklerin karşılanması hem kişisel rahatlığı hem de toplumsal refahı artırıcı etki yapacaktır. Bireysel ve toplumsal ihtiyaçların birbiriyle örtüştüğü, ihtiyaçların esas alınarak harcamaların yapıldığı, isteklerin şartlara bağlı olarak gerçekleştirildiği toplumlarda yaşam kalitesinin daha yüksek olduğu bir gerçektir.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?