Dünyada ki ülkeler arasında üçüncü sıradayız. Bu çok önemli sıra bir başarı ya da güzel bir olayın sonucu olmasını bir vatandaş olarak çok isterdim. Ancak bu sıralama dünyada ki gıda israfının ülkeler arası sıralaması. Maalesef ki Kongo ve Meksika’nın ardından Türkiye bu israfta üçüncü olarak ilk on ülkenin arasında bulunmakta. Yaşam kaynağımız olan gıdalara karşı nasıl da hoyrat ve acımasız olduğumuz bu istatistik verilerle ortaya çıkıyor.
Ne acı ki dünyada 1,3 milyar ton yiyecek israf edilmekte. Bu israf edilen gıdalar açlıkla savaşan milyonlarca insana aş olacak miktarda. Bildiğimiz gibi pek çok ülke açlık savaşını aşamamış halen ciddi mücadele içerisinde. Bu kadar israfın nedenini bir birey olarak inanın anlayamıyorum. Oysaki Biz Müslüman bir ülkeyiz.
Kur’an’ı kerim A’raf suresi 31. Ayetinde “yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz, çünkü Allah israf edenleri sevmez” yazmakta ve israfın ne kadar yanlış olduğu burada vurgu yapılmaktadır.
Peki, bu gıda israfını nasıl yapıyoruz. Şöyle araştırmalara bakınca alışverişlerimizde gereğinden fazla satın almalar pek çoğumuz tarafından yapılmakta. Özellikle Türkiye de her yıl 6 milyon ton ekmek israf edilmekte. Ya yiyebileceğimiz kadar almalı ya da bayatlayınca değerlendirme yollarını öğrenmeliyiz. İnternet sadece gezinti eğlence yeri değildir. Bizlere doğruları pratik yolları da öğreten bir yerdir. Bayatlayan ekmeği ya da gıdaları nasıl değerlendirebilirim diye yazıp aradığınızda mükemmel bilgilendirmelerle karşılaşılmakta. Bu da bizler için yol gösterici olacaktır.
Ülkemizdeki gıda israfının çok büyük bir bölümü turizm sektöründe oluyor. Özellikle açık büfe ve her şey dâhil sistemlerde bu israf daha fazla yaşanmakta. Porsiyonlarda bir standarttın olmaması, gıdaların son tüketim tarihleri hakkında tam bilgi sahibi olunmaması, bu toplu hizmet veren işletmelerin aldıkları gıdaların çöpe gitmesi israf yüzdesini artıran sebeplerdir.
Türkiye’ de bu gıda israflarını özellikle turizm sektöründe en aza indirmek adına pek çok projeler oluşmaya başlanmıştır. Tabii ki bu projelerin alt yapılarının en sağlam şekilde oluşturulup devamlılığının da sağlanabilmesi şarttır. Bu projeler bir nebze de olsa geleceğe umut olmakta. Türkiye’nin yıllık israfı olan miktarla 25 milyon insanın açlığı giderilebiliyor. Bu korkunç rakamı görünce ilk olarak turizm sektöründeki israfın bir an önce çözüme ulaşılıp en aza indirilmesini bir vatandaş olarak canı gönülden istiyorum.
Biz vatandaşlara düşen görevlere gelirsek; aldığımız gıdalarda son tüketim tarihine, depolama koşullarına dikkat ederek, gerekli miktarlarda alarak, geri dönüşümü mümkün olanlar için geri dönüşüm alternatifleri değerlendirilerek, en kötü ihtimalle geri dönüşümü mümkün olmayan ihtiyaç fazlası gıdaların sahipli ve ya sahipsiz hayvanlara yiyecek olarak değerlendirerek, bunun yanında israfla mücadele eden vakıfların çalışmalarına destek olarak gıda israfının en aza indirilmesinde rol oynayabiliriz.
Sonuç olarak etrafımızda çöpten ekmek toplayarak hayatta kalmaya çalışan insanların olduğu bir dünyadayız. İnsanoğlunun yaptığı israf yüzünden dünya bu insanlar için hiçte insanca yaşanabilen bir yer değil. Çöpten azığını bulmaya çalışan insanlar ya da bir Afrikalı annenin çocuğuna “o tabağındaki yemek bitecek” dediği gün insanoğlu, insanlık sınavını geçmiş olacak.