Bir ülkenin kalkınması ve büyümesinde öğretmene verilen değer, öğretmen olabilmenin kriterleri, eğitim biçimi, eğitim süresi ve öğretmenlerin nitelikleri gibi unsurlar çok önemlidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi “Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır”. Çünkü bir ülkede doktor, avukat, mühendis, aşçı, yönetici, girişimci ya da hangi meslek olursa olsun, hepsinin bir öğretmeni vardır. Bir ülkenin kalkınabilmesinde, toplumsal huzurun sağlanabilmesinde, piyasanın ihtiyacı olan mesleklerin yetiştirilmesinde, işsizliğin azaltılmasında ve kaynakların doğru kullanılmasında eğitimin ve bu işi meslek olarak yapan öğretmenlerin payı büyüktür.
İlkokula devam ettiğim 80’li yılları hatırlıyorum ve ondan önceki dönemleri de büyüklerimden dinledim. Öğretmenlik kutsal bir meslekti ve öğretmenler saygın kişilerdi. Bazen anne babamızı dinlemez, öğretmenimizin her söylediğini görev sayardık. İnanırdık, güvenirdik, örnek alırdık, saygı duyardık. Gördüğümüz yerde büyük bir gururla esas duruşa geçer, yüreğimizden gelen tüm samimi ve sevgi dolu duygularla kafamızı sallayarak selam verirdik. Öğretmenimiz de aldığı bu selamı gözleriyle ve tebessümüyle karşılar, hele bir de saçımızı okşarsa dünyalar bizim olurdu. Öğretmenler gününde kendi hazırladığımız hediyeleri, yazdığımız mektupları, annemize yaptırdığımız çörekleri öğretmenlerimize verir, onları mutlu edebilmek için türlü çeşitli etkinlik yapmaya çalışırdık.
Çünkü bilirdik ki cehalet dünyadaki en büyük düşmandı ve biz bu düşmanı öğretmenlerimizle yenecektik. Her sabah öğretmenimiz gelmeden nöbetçi öğrenciler masasını siler, tahtayı, temizler, cam kenarlarını siler, sınıfı havalandırır, arkadaşlarının sıralarını ve üstünü başını kontrol ederdi. Bu görev ve sorumlulukları yerine getirmek bir kahramanlık sebebiydi adeta. Ödevler kontrol edilir, yapmayanlara küçük cezalar verilir, güzel yapanlara ödüller verilirdi. Sınıfta herkes birbiriyle arkadaştı. Birisi esnaf, öteki doktor, öteki kapıcı çocuğu idi, ama önlüklerimizi giydiğimizde hepimiz aynı sıradaydık ve aynı tahtaya bakardık.
Öğretmenlerimiz bize ve mesleklerine saygılarından çok temiz ve düzgün giyinirlerdi. Çünkü bizlerin yarının bekçileri olduğumuzu ülkemizin geleceği olduğumuzu bilirler, bize değer verirlerdi. Sonuçta yetiştirdikleri bu çocuklara vatanı emanet edeceklerdi. Vatanın emin ellerde olması için de yetişen neslin sağlam olması gerekiyordu. Öğretmenlerimiz bizlere iyi örnek olmaya çalışırlardı. Vatan sevgisi, toplum bilinci, saygı, sevgi, paylaşma, sorumluluk alma gibi konuları sürekli bizlere işlerlerdi. Bu ülkenin nasıl kazanıldığını, bu topraklar için can veren şehitlerimizi, imkansızlıklar içinde bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl kurulduğunu ve Mustafa Kemal Atatürk’ü göz yaşlarıyla anlatırlardı.
Toplum olarak refah seviyemizin yükselmesi ve ekonomik gelişmişliğin artırılması için kaliteli bir eğitim sistemine ihtiyacımız olduğu kesindir. Nitekim Cumhuriyet döneminde kısa zamanda çok ve önemli işler yapmış olmamızın ana kaynağı da eğitime verilen önem olmuştur. Geldiğimiz bu noktada etrafımıza baktığımızda öğretmenliğin yine en önemli ve prestijli meslek olduğunu söyleyebilir miyiz? Aynı ruhla, gayretle ve idealist olarak mesleklerine bağlı olduklarını söyleyebilir miyiz? Öğrencilerin ve velilerin aynı saygınlık ve değerle öğretmenlere baktıklarını söyleyebilir miyiz? Eğer cevaplarda “hayır” seçeneği fazlaysa, toplumsal ve ekonomik olarak kalkınmamız ve gelişmemiz zordur. Belki ekonomik olarak büyüme gerçekleşse de, bunun yaşam kalitesini artırıcı etkisi hissedilemez.
Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk yıllar önce konunun önemine dikkat çekmiştir:
"En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretle olur."
Bu vesile ile yeni eğitim öğretim yılının ülkemdeki tüm sevgili öğrencilere ve saygıdeğer öğretmenlerime hayırlı uğurlu olmasını, Türkiye’nin bugünü ve geleceği için "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller yetişmesini, bunu sağlayacak öğretmenlerimin sayılarının artmasını Yüce Yaradan’dan diliyorum.