Paylaşmak Huzurdur

Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Doç. Dr. İlkay NOYAN YALMAN
Paylaşmak Huzurdur
06-04-2023

Ramazan ayı acılı hüzünlü günlerin biraz tesellisi oldu çok şükür. Ramazan maneviyatı, sabrı, paylaşmayı, merhameti en çok hissettiğimiz zamanlardır. Ramazan’da toplumsal huzurda bir artış izlenir ve hissedilir. Aç olan, açıkta olan, ihtiyacı olan her kim varsa ayırım yapılmaksızın bu ayda nasibine düşeni alır. Bu huzuru, paylaşmayı, barışı, tatlı telaşı bu kadar içten ve samimi yaşayan başka bir topluma az rastlanır. Çünkü Türklerin gelenek ve kültürlerine paylaşma ve dayanışma vardır. Bu sebeple ülkemizde Ramazan ayı bu duygu ve davranışların zirvede yaşandığı zamanlardır.

Bahsettiğim güzelliklerin önceki dönemlerde daha yoğun ve samimi yaşandığını yaşımız yettiği kadarıyla gördük ya da daha yaşlılarımızdan dinledik. Bir tencere çorba pişiren bir tas çorbayı, bir ekmeği olan yarısını, bir geliri olan onun belli bir kısmını olmayana verirdi. Belki kendisi de bazı durumlarda yardıma muhtaçtı, ama olanı paylaşmanın verdiği huzurla kendisinde olmayanın eksikliğini hissetmezdi. Bir de kendinde varken başkasında olmaması onu huzursuz eder, kendi yediğinde başkasının gözü olmasın isterdi. Zenginle fakirin arasındaki farkın bugünkü kadar açık olmadığı, herkesin birbirinin halinden anladığı zamanlardı o zamanlar. Paylaşmak kendinde olan fazlayı vermekten ziyade, kendi kullanacağından vazgeçerek, bunu hiç olmayana sunmak olunca daha anlamlı, daha bereketli şüphesiz daha sevaptı. Örneğin, kendi sofrasındaki bir ekmeğin yarısını oruçlu birine veren ile hesabını bilmediği parasından bir kısmını onlarca kişiye dağıtan ve kendisinde bir eksilme hissetmeyen kişinin yaptığı yardımın anlamı ve sevabı aynı olmaz sanırım.

Toplum olarak büyümek gelişmek hedeflenen bir şeydir. Ancak bu hedefe varmaktan daha önemlisi büyüme ve gelir artışı gerçekleştiğinde bunun kimler arasında nasıl dağıtıldığıdır. Bir kısım parasına para katıp o ekonominin büyümesini sağlarken, büyük bir çoğunluğun geçim seviyesini korumaya çalışması ve hatta geçimini sağlayamaması toplumsal huzuru bozan bir unsurdur. Toplumda kutuplaşmalar başlar. İnsanlar arasında öfke ve nefret başlar. Oysaki dinimiz adaleti ve paylaşmayı emreder. “Komşusu aç iken, kendisi tok yatan bizden değildir” demiştir yüce peygamberimiz. Bugünkü gelinen noktada bir yanda zenginlerin dudak uçuklatan varlıkları, öte yanda çocuğuna süt alamayan ailelerin dramı düşündürücüdür.

Şükür Ramazana kavuşturana. Şükür ki, en azından bu kutsal günlerde yoksul ve ihtiyaç sahibi insanlar akıllara daha çok düşüyor. Paylaşmanın, merhametin, yardımlaşmanın ve dayanışmanın arttığı, gelir dağılımdaki bu adaletsizliklerin bir parça da olsa azaldığı ve toplumsal huzurun arttığı bu günlere şükür. Ama bu şükürlerin tüm zamanlarda yapılabilmesi için adaletin, dayanışmanın, paylaşmanın, merhametin sadece ramazan ayında değil yılın her gününde yaşatılması esas olandır.

Unutmayalım ki, paylaşmak, gerçek ihtiyacı olana yardım etmek bizde olanı eksiltmez, artırır, bereketlendirir.  

Hayırlı, bereketli, bol paylaşmalı Ramazanlar dilerim…

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Şehabettin 2 yıl önce
Hocama ictenlikle katiliyorum