Sultan-ül Bahreyn / Türkiye Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus

Orhan KARAHAN
Orhan KARAHAN
Sultan-ül Bahreyn /  Türkiye Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus
22-01-2021

I. Gıyaseddin Keyhüsrev´in büyük oğlu İzzeddin Keykavus´un ne zaman doğduğu, annesinin adının ne olduğu bilinmemekte, kardeşlerinden biri halefi olan Alaeddin Keykubad, diğeri ise hakkında birkaç kayıt bulunan Koyulhisar Meliki Celaleddin Keyferidün´dür. Yine hakkında yeterli bilgi bulunmayan, adı dahi bilinmeyen bir kız kardeşlerinin varlığı kaynaklarda geçmekte.
I. İzzeddin Keykavus´un çocukluk, gençlik yılları ve meliklik hayatına ilişkin kaynaklarda fazla bir bilgi olmamakla beraber I. Gıyaseddin Keyhüsrev´in tahttan indirilmesi ile çocukları İzzeddin Keykavus ve Alaeddin Keykubad ile birlikte uzun seyahatlere katıldığını biliyoruz. Günümüze ulaşan kaynaklardan; IV. Haçlı Seferi öncesine kadar (1200 - 1204 arası) İstanbul´da Bizans İmparatorluğu´nda kaldıklarını ve bu sırada çocukların eğitimleri ile Seyfeddin Ayaba´nın ilgilendiği belirtilmektedir.

Kardeşi II. Süleyman Şah´ın ölümü üzerine Selçuklu tahtına geçmek üzere Konya´ya doğru yola çıkan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, geçişine izin vermeyen İznik İmparatoru I. Theodoros Laskaris ile bir anlaşma yapmış, Ladik, Honas ve bazı kaleleri bırakmayı kabul edip; kaleler teslim edilene kadar çocukları İzzeddin ve Alaeddin´i rehin bırakmıştır. İki kardeş, bir süre İznik de tutsak olarak kalsa da, Hacib Zekeriya´nın yardımı ile kaçarak Anadolu´ya geçmişlerdir.
I. İzzeddin Keykavus, babasının Sultanlığı sırasında Malatya melikliğine atanmış ve burada kendisine babasının da hocası Mecdüddin İshak idari işler ve öğrenimini tamamlama konusunda yardımcı olmuştur
I. Gıyaseddin Keyhüsrev´in Alaşehir Muharebesi´nde ölümü ile büyük oğlu Malatya Meliki I. İzzeddin Keykavus (1211-1220) Sultan olarak Selçuklu tahtına geçmiştir. Biat, yas ve tahta çıkma törenleri Kayseri´de yapılmış olup Konya´ya hareket edileceği sırada kardeşi Tokat Meliki Alaeddin Keykubad´ın saltanat davasıyla ortaya çıktığı ve şehre doğru gelmekte olduğu haberi alınmış.
Devlet adamlarının araya girip Keykubad´ın yanında yer alan başta Ermeni Kralı II. Leon olmak üzere Tuğrul Şah´ın desteklerini geri çektirmişler ve yalnız kalan Keykubad muhasarayı kaldırarak Ankara Kalesi´ne sığınmıştır. Keykavus kendisine tehdit olarak gördüğü kardeşi Alaeddin Keykubad üzerine sefere çıkmış, Ankara Kalesini muhasara altına almıştır. Erzakı azalan Alaeddin Keykubad, kendisinin ve halkın canına dokunulmaması şartıyla teslim oldu ve Malatya yakınlarındaki Minşar Kalesi´ne hapsedildi (1212-1213). Keykavus onu öldürmek istediyse de hocası Mecdüddin İshak buna engel oldu.
Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev´in öldüğünü haber alan Antalya Rumları şehirde yaşayan Türkler´i katlederek Antalya´nın idaresini ellerine geçirmişlerdi. Sultan I. İzzeddin Keykavus Antalya´nın geri alınması yerine, Babası Keyhüsrevin siyasetini takiben Sinop´un fethine önem vererek bu yönde harekete girişti. Esir tutulan Trabzon Rum İmparatoru I. Aleksios Komnenos´u da yanına alarak Sinop önlerine vardı. I. Aleksios´un serbest bırakılması şartıyla şehri teslim edeceklerini bildiren Sinoplular isteklerinin kabul edilmesi üzerine şehri sultana teslim ettiler (1214). Fetih, Abbasi halifeliğine ve komşu devletlere fetihnamelerle bildirildi. Sultan bu başarısı üzerine ?es-sultanü´l-galib? unvanını aldı. Şehir ithalat ve ihracat limanı haline getirildi ve burada yeni bir donanma kuruldu. Sefere katılan beylerinden Simre Valisi Bedrüddin Ebu Bekir´i Sinop Valisi ve komutanı olarak atadı.
Bu sırada Ermeni Kralı Leon, Keykubad´a olan desteğini çekmek şartı ile kendisine bırakılan şehirleri elinde tutamayacağını bildiği için onları Hospitalier şövalyelerine teslim etmek istiyordu. I. İzzeddin Keykavus, Sinop seferinin ardından bu şehirleri geri alarak topraklarına kattı, kral da ciddi bir mukavemet göstermedi (1216). Antalya´da bulunan Hristiyan ahalinin isyan etmeleri ve Türklere işkence yapmaları üzerine Sultan ordusunu toplayarak Antalya üzerine yürüdü, burayı karadan ve denizden kuşattıktan sonra Rumlar´dan Franklar´ın eline geçen şehri geri aldı ve Antalya´nın fethiyle ilk kez I. İzzeddin Keykavus, ?Sultanü´l-Bahreyn / iki denizin sultanı? unvanını kullandı. Şehrin subaşılığına Emir Mübarizüddin Ertokuş´u tayin ederek Konya´ya geri döndü (1216).
Ermeniler´le Haçlılar´ın arasının açılmasını fırsat bilen Sultan Keykavus ordusu ile birlikte Ermeni Kralı Leon´un ülkesine yürüyerek Çinçin ve Haçin kalelerini fethetti. Geben Kalesi önünde Selçuklu ordusu ile Ermeni ordusu kıyasıya bir savaşa tutuştu, ağır bir yenilgi alan Ermeni ordusunun bir kısmı esir alındı. II. Leon, zengin hediyelerle birlikte elçi göndererek barış imzalanması istedi. Sultan bu ricayı kabul ederek barış antlaşmasını imzalandı. Buna göre sınırlardaki bazı kaleler Selçuklular´a terkedilecek, Ermeni kralı sultanı metbû tanıyacak, vergi ödeyecek ve buna karşılık sultan da bir menşurla Leon´un Sis (Kozan) hakimiyetini tanıdı. Sis´te basılan paraların bir yüzünde sultanın adı yazılı olduğu gibi yine orada onun adına hutbe okunmuştur. Ermeni krallarının ve Trabzon Rum İmparatorluğunun Selçuklu sultanlarını metbû tanımaları Kösedağ Savaşına (1243) kadar sürmüştür.
Bu başarılarına aynı yıl içerisinde Kıbrıs kralı ile yapılan ticaret antlaşmasını da ekleyen Sultan Antalya´ya dönmüş ve (1217) kışı orada geçirdi. Ertesi yıl Mengücüklü Hükümdarı Fahreddin Behram Şah´ın kızı Selçuk Hatun´la evlendi.
I. İzzeddin Keykavus son seferini Halep üzerine yaptı (1218). Fakat bu sefer esnasında Selçuklu ordusunun Sivas subaşısı Mübarizüddin Behram Şah kumandasındaki 4000 kişilik öncü kuvveti sultanın başında bulunduğu ordunun merkez kolundan epeyce uzaklaşmıştı. Sultanın uzakta olduğunu haber alan el-Melikü´l-Eşref, Selçuklu öncü kuvvetine saldırarak ağır bir yenilgiye uğrattı. Behram Şah esir alındı. Bunu öğrenen İzzeddin Keykavus el-Melikü´l-Eşref´le savaşmayıp geri döndü. Hıyanet ettiklerinden şüphelendiği bazı emirleri Elbistan´da bir eve doldurarak evi ateşe verdi.
Daha sonra el-Melikü´l-Eşref´ten öç almak için ordusunu hazırlanmaya başladı, ikinci kez Halep üzerine sefer hazırlığı yaptığı sırada vereme yakalandı. Hastalığı artan Sultan, hekimlerin tavsiyesine uyularak havasının ve suyunun iyi geleceği ümidiyle Malatya yakınında Viranşehir´e götürüldü. Çok geçmeden orada öldü (1220) ve Sivas´ta 1217 yılında yaptırdığı Darüşşifa´daki türbesine gömüldü.
Vefatının ardından kardeşi I. Alaeddin Keykubad Sultan oldu. Keykubad´ın Sultan olmasında iki farklı görüş vardır ki, bunlardan biri; oğlu olmayan İzzeddin Keykavus´un ölüm döşeğinde iken, tutuklu olan Aleaddin Keykubad´ı çağırtarak varis ilan ettiği, bir diğeri de; yine aynı gerekçe ile Ümera´nın Aleaddin Keykubad´ı serbest bırakması nedenidir.
I. İzzeddin Keykavus; dönemin kuzeydeki önemli ticaret limanı Sinop´un fethedilmesi, güneyin aynı önemdeki limanı Antalya´nın geri alınması, Ermeni ve Trabzon krallıklarının vergiye bağlanması gibi önemli başarılar elde ederek Türkiye Selçuklu Devleti´nin gücünü ve itibarını arttırmıştır.
I. İzzeddin Keykavus zamanında yaşanan bu ekonomik gelişmelere eş değer olarak çok sayıda medrese, kervansaray ve hastahane inşa edilmiştir ki, bunlardan en önemlisi Sivas´taki Darüşşifa´dır, burada tabipler, cerrahlar ve göz hekimleri çalışmaktaydı (1217). Bir sonraki yazımızda da konuyu daha detaylı ele alacağız ancak şimdiden bir ön bilgi olarak söylemek gerekirse, Darüşşifanın vakıfları arasında Sivas´ta yetmiş dükkan, Ereğli´de de otuz dükkanla birçok köy bulunmaktaydı.
Bir sonraki yazımızda, Sivas Darüşşifa´sı bahsi ile Sivas ve Selçuklular dönemine devam edeceğiz, görüşmek umudu ile?

Kaynakça :
Erdoğan Merçil - ?Türkiye Selçukluları?
Erdoğan Merçil - ?Müslüman - Türk Devletleri Tarihi?
Serdar Çavuşdere - ?Selçuklular Döneminde Akdeniz Ticareti, Türkler ve İtalyanlar?
İbn Bibi - ?Anadolu Selçuki Devleti Tarihi?
Salim Koca - ?I. İzzeddin Keykavus?
Nejdet Sakaoğlu - ?Türk Anadolu´da Mengücük Oğulları?
Coşkun Alptekin - ?Türkiye Selçukluları?
Feridun Nafiz Uzluk (nşr. ve trc.) - ?Tarih-i Al-i Selçuk?
İsmail Galib - ?Takvim-i Meskukat-ı Selçukiyye?
Halil Edhem - ?Kayseriye Şehri?
Rıdvan Nafiz Edgüer / İsmail Hakkı Uzunçarşılı - ?Sivas Şehri?
A. Süheyl Ünver - ?Selçuk Tababeti?
Osman Turan - ?Türkiye Selçukluları Hakkında Resmî Vesikalar?
Şakir Ülkütaşır - ?Sinop´ta Selçukiler´e Ait Tarihi Eserler?

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?