TAKAS EDİLEN ŞEHİR

Orhan KARAHAN
Orhan KARAHAN
TAKAS EDİLEN ŞEHİR
12-11-2020

Bir önceki yazımızda Sivas tarihini M.Ö. dönemden, M. S. 1000´li yıllara kadar getirmiş ve ?Takas edilen şehir? diyerek bir başlık atıp, sözü bu haftaya nakletmiştik. Geçen haftadan devamla;
Batı´ya doğru yönelen Türk akınları Bizans´a, Anadolu´nun kapılarına dayanmıştır. Ani ve Van ? Ahlat yönünde Ermenilerin yaşadığı, kuzeyden güneye inen coğrafi bölge, Bizans ve Türkler arasında "tampon bölge" konumunda idi. Türk akınlarına karşı koyamayan Ermeni Kralı Senekerim, 1021 yılında Bizans Kralı II. Basil´e başvurmuş, Türk tehlikesi geçene kadar Van Gölü yöresindeki krallığına ait Vaspuragan eyaletini, Bizans´ın daha içerdeki güvenli bir şehriyle istediğini bildirmiştir. II. Basil, Vaspuragan eyaletine karşılık Sivas geçici olarak Ermenilere verir, Kral Senekerim, hanedanı ve yaklaşık 14.000 civarındaki halkı ile birlikte Sivas´a yerleşir.
1059 yılında Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey´in komutanlarından Emir Samuk komutasındaki Türk birliği Sivas surları önüne ulaşmıştır bile, şehir bir hafta süreyle Türklerin elinde kalır, Türklerin çekilmeleriyle tekrar Ermenilerin eline geçer.
1080 yılına geldiğimizde; Kapadokya´da, baştan beri Ermeni varlığına karşı olan Rumlar, Kral Senekerim´in oğulları Atom ile Abusahl´i öldürürler. Başsız kalan şehir Bizans İmparatoru III. Nikephoros tarafından yeniden Bizans devletine bağlar. 1021 yılında başlayan Sivas´taki Ermeni yönetimi yaklaşık altmış yıl sürdükten sonra sona ermiş oldu.
Ermeniler, Türklerin Anadolu´ya yaptıkları akınlarda fazla direniş göstermemişlerdir, tabi bunu bir nedeni, mezhep farkından dolayı Rumlar ve Bizans tarafından büyük baskı ve işkencelere maruz kalmış olmaları idi.
Ermeni tarihçi Urfalı Matheos ile Süryani tarihçi Mihael´in eserlerinde: ?Türkler, şerir ve rafizi Rumlar gibi kimsenin dinine ve inancına karışmıyor; hiçbir baskı ve zulüm düşünmüyorlardı? şeklinde belirtmiştir. Bir nebze olsun bununda Anadolu´nun fethinde rol oynadığı kanısındayım ki, Romen Diyojen, Alparslan´a yenilgisinin ardından Sivas´a gelmiş ve yöredeki Ermenileri cezalandırmıştır.
Sultan Alparslan, Malazgirt zaferinden sonra, Sivas ve Kapadokya yöresini fethetmek üzere ünlü komutanı Danişmend Gazi´yi görevlendirir. Danişmend Gazi 1085 yılında Sivas´a gelerek şehri ele geçirir ardından kaleyi onartıp şehri yeniden imar ettirerek beyliğine başkent yapmıştır. Sivas´ın bir daha çıkmamak üzere Türklerin eline geçiş tarihi bu tarihtir.
1175 yılında, Danişmendliler ve Türkiye Selçukluları arasında sürekli el değiştiren şehir, Sultan II. Kılıç Arslan tarafından Selçuklulara bağlanmıştır. Sivas en görkemli zamanlarını Sultan I. İzzeddin Keykavus ve onun ölümünün ardından kardeşi I. Alaeddin Keykubad´ın zamanında yaşamıştır. Alaeddin Keykubat yaklaşan Moğol tehlikesine karşı Sivas surlarını ve kalesini tamir ettirmiştir.
1243 yılında, Kösedağ Savaş´ında, Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev´in Moğollar´a yenilmesinin ardından Moğol güçleri, Sivas´ı işgal etmişlerdir. Kösedağ Savaşı´nın ardından her ne kadar Türkiye Selçuklu Devletinin tahtında Selçuklu Sultanları otursa da, gerek ülke gerekse, Sivas Selçukluların yıkılışına kadar İlhanlılar´ın atadığı valiler tarafından yönetilmiştir.
1318 yılında, İlhanlılar´ın Türkiye Selçuklu Devletinin varlığına son vermesinin ardından, Anadolu Valiliğine atadıkları Timurtaş, 1322 yılında Sivas´ın da içinde bulunduğu topraklar üzerinde bağımsızlığını ilan etmiş, bu olayın ardından, İlhanlılar´ın üzerine geleceğini öğrenen Timurtaş 1327 yılında yerine kayınbiraderi Alaeddin Eratna´yı vekil bırakarak Memlüklülere sığınmıştır.
1327 yılında, İlhanlılar tarafından ?Anadolu Umum Valiliği?ne getirilen Alaeddin Eratna İlhanlı yönetiminin taht kavgaları ile zayıflamasından yararlanıp, Sivas merkezli kendi beyliğini kurmuştur.
1381 yılında, Kadı Burhaneddin, Eratna Beyliği´nde kadılık, vezirlik, ve naiplik görevleri yaparak edindiği devlet yönetimi tecrübesi ile son Eratna Bey´i Ali Bey´in ölümünün ardından Sivas´ta bağımsızlığını ilan etmiş ve kendi adıyla anılacak olan Kadı Burhaneddin Devletini kurmuştur. Kadı Burhaneddin, Sivas kalesini tamir ettirmiş; kuzey, doğu ve güney yönlerini içi su dolu derin hendeklerle çevirttirmiştir. Timur tehlikesine karşı Osmanlı ve Memlukler´in desteğini sağlamaya çalışırken, Akkoyunlu Osman Bey´le yapılan savaşta Sivas Surları önünde yenilerek, 1398´de öldürülmüştür.
1399 yılında, Kadı Burhaneddin´in ölümünün ardından iktidar boşluğu oluşan Sivas´ta kentin ileri gelenlerinin Yıldırım Bayezid´a müracaatları ile şehir kendi isteğiyle Osmanlı egemenliği altına girmiş, Yıldırım Bayezid, oğlu Süleyman Çlebi´yi Sivas Emiri olarak görevlendirmiştir.
1400 yılında, Anadolu´ya giren Timur, az sayıda Osmanlı askerince savunulan Sivas´ı 18 gün sürecek bir kuşatmanın ardından zapt etmiştir.
1402 yılında, Ankara Savaşı´nda Osmanlıların Timur´a yenilmesinin ardından Yıldırım Bayezid´in oğulları arasında taht kavgaları baş göstermiş ve 1408´de Sivas´ı ele geçiren Çelebi Mehmed, 1413´te ülkede duruma egemen olunca, Sivas yeniden Osmanlı topraklarına katılmış oldu.
1472´de kısa süreli olarak Akkoyunlular´ın eline geçmesi dışında, her daim Osmanlı hâkimiyetinde kalan şehir eyalet merkezi haline getirilmiş; Amasya, Çorum, Tokat, kısmi olarak Malatya ve Kayseri illeri Sivas´a bağlı birer sancak olmuştur.
Her ne kadar, bu kısacık alanda iki haftadır umumi olarak bir Sivas Tarihinden bahsetmiş olsam da, bu konuda daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler için; Kaynakçalarda belirttiğim eserleri önermeden geçemeyeceğim.
Haftaya, ?Cumhuriyet Şehri Sivas? diye başlığımızı şimdiden atalım, görüşmek umuduyla?

Kaynakça:
Urfalı Mateos Vekayi-Namesi (952-1136) ve Papaz Grigor´un Zeyli (1136- 1162)
Muharrem Kesik - Danişmedliler
Osman Turan - Selçuklular Zamanında Türkiye
Kemal Göde ? Eratnalılar
Aziz B.Erdeşir-i Esterabadi Bezm U Rezm
İsmail Hakkı ? Rıdvan Nafiz - Sivas Şehri

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?