Bu satırların yazıldığı sıralarda Amerika Birleşik Devletlerinde sandıklar açılmaya başladı. Türkiye´de her seçim söylenen, tarihi seçim, çok önemli seçim gibi nitelemeler orada da mevcut. Ki gerçekten de öyledir. Belli ülkelerin seçimleri tüm dünya tarihi için önemlidir, ülkenin kendisi için de elbette bir değer arz etmektedir.
Amerika da bu ülkelerden birisidir. Kabul edelim veya etmeyelim, sevelim veya sevmeyelim Amerika seçimleri önemlidir. Hem siyasi anlamda, hem askeri anlamda hem de ticari anlamda önemlidir.
Özellikle de Türkiye için seçim sonuçları elbette önem arz etmektedir. Bugün Türkiye´nin dış politikada Amerika ile karşı karşıya geldiği bölgeler herkesin malumu. Üzerine doların yükselişi ve ekonomiye verdiği zararı da eklersek seçimlerin önem derecesi artar. FETÖ terör örgütünün elebaşının Amerika´da olması, halen himaye ediliyor olması, örgütün tam olarak deşifre edilmemiş olması da Türkiye için hayati konulardandır.
Ancak burada Türkiye televizyonlarda tartışıldığı gibi yol ayrımında değildir. Son birkaç haftadır ?uzman?(!) sıfatıyla ekranlarda boy gösterenlere baktığımızda ?Trump mı bizim daha iyidir, Biden mi bizim için daha iyidir? tartışmalarının sürüp gittiğini görmekteyiz. Oysa tarihi iyi bilen birisi Amerika Başkanının kim olduğunun Türkiye için önemsiz olduğunu bilir. Devletler tarihinde devlet arasında sadece çıkarlar söz konusudur. Eğer iki ülke yöneticilerinin dostlukları var ve ilişkiler bunun üzerine iyi gidiyor gibi görülüyorsa da bu bir yanılgıdır. Somur örnekten devam edecek olursak Amerika ile Türkiye ilişkilerinin iyi gittiği düşünülen dönemlere bakın kesinlikle Amerika´nın çıkarları söz konusudur. Sonradan bu iyi ilişkilerin bizim hayrımıza neticelenmediğini tarih bize söylemektedir.
Her ne kadar Türk devlet geleneği kadar köklü olmasa da bugün Amerika Birleşik Devletlerinde de devlet gelenekleri ve kurumları oturmaya başlamıştır. Özellikle büyük çaplı politikalarda ve dış politikada başkanların düşüncelerinin çok da önemli olmadığını görmekteyiz. Televizyonlarda konuşanların bu kadar basit bir konuyu pas geçerek ülke gündemi günlerce meşgul etmesi abesle iştigal değil de nedir?
Bir diğer konu da televizyonda konuşan anket şirketleri sahiplerimiz. Hakan Bayrakçı, Adil Gür başta olmak üzere, son yıllardaki seçimlerde yanılan, hatta Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimlerinde çuvallayan isimlerin hala ne yüzle ekranlara çıktığını merak ediyorum. Adil Gür Kıbrıs seçimleri aksi yönde olsaydı mesleği bırakacağını beyan etmişti. Televizyonlar bu kişileri ısrarla neden çıkarıyor onu da merak etmiyor değilim?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?