İnsanlar sahip olduklarıyla yetinmiyor, aşırı alışveriş yapıyor, özellikle yabancı marka takıntısı ve özenti içinde savrulup gidiyor. İhtiyacını karşılamak yerine aşırı depolama yapıyor. Sadece gıda malzemeleri değil, iç ve dış giyim malzemeleri, ayakkabı alışverişlerinde aşırıya kaçıyor.
Hatta ‘’Gün gelir lazım olur’’ diyerek ev eşyalarında dahi depolama yapanlar var.
Özellikle anne babalar ve ebeveynler çocuklarını aşırı marka takıntılı, müsrif ve hazırcı olarak yetiştiriyor. Çevresindeki insanlara özenerek, arkadaşlarıyla yarışırken en pahalı, markalı ürünlere yöneliyor. Alım gücü olmasa bile borçla, krediyle almaya çalışıyor. Sonrasında ise ekonomik yönden ödeme güçlüğü çekilen sıkıntılı bir süreç başlıyor.
Eşyaya mala tapar hale gelen bir insanlık var. Az çok etiketine unvanına ve onun getirdiği imkân ve güce tapanları görüyorduk. En azından herkesin çevresinde böyle karakterde bir kişi vardır. Bu gücü adeta gözünüze sokar gibi hareket ediyorlar. Kendilerini rahatlattıklarını diğer insanlardan üstün olduklarını düşünüyorlar.
Bazı insanlar ise görgüsüzlüğün kitabını yazıyor. O kadar çok abartıya ve gösterişe kaçıyor ki. Karmaşa ve uyumsuzluktan İnsanın gözü kanıyor. Böylelerine büyüklerin tabiriyle ‘’sonradan görme’’ deniyor. Yaşadığı geçmişini böyle kapatıyor.
İhtişamlı sofraların resimleri videoları paylaşılıyor sosyal medyalarda. Artık fakiri kimse düşünmüyor. Nefisi çeker olayına girilmiyor. O kadar savurganlığa yazık. Dünya onların olsa ne yazar midesinin aldığı kadar yiyebilir. Hatta sağlık açısından, diyetten yiyemez bile. Karnını değil gözünü doyuruyorlar. Ne garip zengin hastalıktan, ya da formunu korumak için yiyemez fakir bulamadığı için.
‘’Onun varda benim neden yok’’. ‘’A o kim ki nasıl almış, nasıl yapmışta ben alamıyorum ben yapamıyorum’’ diyerek insanlar kendi hayatlarını kendilerine çekilmez hale getirdiklerini anladıklarında belki insanlık birazcık ta olsa değişir düzelir diye umut ediyorum.
Her yıl sıkıldım diyerek modası değişti diyerek ev eşyası değiştirenler mi dersiniz. Giymeye fırsatı olmadığı modası geçti diye etiketi üzerinde kıyafetleri değiştirenler mi dersiniz. Paranın nereden geldiği belli değil ama gösteriş yapmanın aç gözlülüğün sınırı yok. Say say bitmez sonu da gelmez.
Keşke bu insanlar kendi pencerelerinden değil de diğer insanların baktığı pencereden baksalar. O zaman kendileri hakkındaki düşüncelerini görmek istemezler. Belki kendilerine çeki düzen verirler.
Sonuçta insanların karnını değil gözünü doyuramadığımız için dünya yok oluyor. Yardımlaşma, hoşgörü, dürüstlük, güzel ahlak sadece sözde kalıyor. İyi olan her şey söylemlerde geçiyor. Kötü olan ne varsa uygulamada birinci sırada yerini alıyor.