Bugün toplumumuzun her alanında sorunlar artarak devam etmekte, çözüm üretmeyi beklerken mevcut problemlerde artış sürdüğü gibi, birlikte başkaca yeni problemler de gündemimize gelebilmektedir.
Çünkü temel eğitimi, temel değerleri aldığımız ve toplumun temel taşı olan aile bilinci ciddi manada yıpranmış ve uzun vadede de bu istatistikler ile yıkıma doğru gider iken bu problemlere duçar olmamız, yeni yeni ihtilaflar ile de her an karşılaşmamız kaçınılmaz son olarak karşımızda durmaktadır.
25 Kasım ve Dünya Kadına Yönelik Şiddet İle Mücadele Günü olarak yer almakta, bu hususta her platformda bu önemli konuya ilişkin etkinlikler, vurgular yapılmaktadır.
Aile bilinci etkin olan, babası- annesine ciddi manada saygı ve sevgi duyan, bunu gören bunu yaşayan hiçbir çocuk hayatının hiçbir aşamasında hiçbir kadına karşı bu yönlü bir eğilim içerisine girmeyecek, kadına yönelik şiddeti tam bir acziyet olarak görecektir.
Ancak bunun tam aksine anne- babası arasında çocukluktan bu yana sürekli hakaret, şiddet, saygısızlık ve sevgisizlik ile büyümüş, aynı durum kendisine de yansımış bir çocuk hayatının geri kalanında mevcut görüp yaşadıklarını üzülerek ifade etmek isterim ki, mutat / doğal karşılayacak ve bu yönlü eylemsel girişimlerden, tutum ve davranışlardan kaçınmayacaktır.
İlimiz nüfus yoğunluğuna göre oldukça ciddi sayısal çoğunlukta aile hukuku ihtilaflarına maruz kalmakta olup son 15 yılda boşanma davalarının sayısında ciddi artışlar olmuştur. Eskiden toplumda gerek inanç değerlerimiz ve gerekse örf ve adetlerimiz gereğince hiçbir şekilde hoş karşılanmayan boşanma ve buna bağlı davalar artık biraz daha yaşam standartlarındaki değişiklikler sebebi ile farklı bir anlayış noktasına gelmiş bulunmaktadır.
İlimizde görev yapan her iki aile mahkemesinde ortalama 1.500 e yaklaşan dava ve talep sayısı toplumsal olarak geldiğimiz noktada özellikle çocukların hayatını ciddi manada olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Karı- koca olarak evliliğin taraflarının biri birinden ayrılması, boşanma kararlılığı ve alınan mahkeme kararı, girilen fiili ayrılık süreci, en ciddi şekilde tarafların müşterek küçük çocuklarını etkilemekte, çocukların hayatlarının her aşamasında ciddi bir yetişme problemi olarak, toplumsal bir sorun, hiç dinmeksizin kanayan bir yara olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anne babanın bir arada ömür boyu hayatını idame ettirmesi her çocuğun vazgeçilmez bir hayalidir. Her çocuk bu ayrılık sürecinde ciddi bir psikolojik travma yaşamakta, çocukta bu kalan hasar ömrünün her aşamasında vahim sonuçları beraberinde getirmektedir.
- Kadına şiddet görmek istemiyor isek; temel eğitimi iyi olan aileler, yetiştirilmiş etkin bireyler,
- Suç işlenmesinin önlenmesini, toplumda suçların sayısal manada az olduğunu ya da hiç olmadığını görmek istiyor isek; temel eğitimi iyi olan aileler, yetiştirilmiş etkin bireyler,
- Ülkemizi müreffeh yarınlara taşıyacak sağlıklı nesiller için; temel eğitimi iyi olan aileler, yetiştirilmiş etkin bireyler elzemdir.
Her eş aile olarak vefayı, sorumluluğu beraberinde getirmekten yana kullanmalı, toplumun temel direği olan aile huzurunun her şeyden ehemmiyetli olduğunun bilinç ve idraki sağlanmalıdır.
Çocuklarımızın yüzü gülüyorsa güzel yarınlar bizleri beklemektedir. Toplumsal huzurumuzun mihenk taşı olan aile merkezli her daim yerinde olduğu, bu şekli ile de sağlıklı nesillerin yetişerek, yazımız bütününde belirttiğimiz problemlerin en aza indiği mutlu yarınlarda buluşmak temennisi ile?