USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Aile İçi Şiddet

02-12-2022

Yaşamın hemen her alanında karşımıza çıkan şiddet bitmek bir yana her gün daha da artmaya devam etmektedir. Çocuğa şiddet, kadınlara şiddet, yaşlılara şiddet şeklinde ve şiddetin her türlüsü.. İnsan ruh sağlığını, mutluluğunu altüst eden şiddet hoşgörüsüzlüğün, sevgisizliğin, insan olma yetisinin de henüz kazanılmadığının göstergesidir. Şiddet yüzünden yüzlerce, binlerce,  hatta milyonlarca insan yaşamını kaybetmiş, engelli olmuş, travmalar yaşayarak aklını kaybetmiştir. Kapalı kapılar ardında olan aile içi şiddet aile içindeki bireyleri olumsuz etkiler. Babanın anneye şiddeti, annenin babaya, anne ve  ve babanın çocuklara şiddeti toplum yapısında büyük kırılmalara yol açar ve  ruh sağlığı yerinde olmayan bireyler ortaya çıkar.

Aile içi şiddet günümüzde çoğunlukla erkek tarafından kadına uygulanan şiddet olarak görülmektedir. Erkek tarafından kadına yönelik şiddet; kadının istemediği halde ev işlerine zorlanması, aile ve arkadaşlarıyla görüşmesine izin verilmemesi, okuma ve çalışma hakkının elinden alınması, alaya ve hakarete maruz kalması, aşağılanması , dışlanması, kadınlığı üzerinden küfürler edilmesi vb. çerçevesinde düşünülebilir. Erkekler fiziksel olarak daha güçlü olduğu için kadına her türlü şeyi yapabilirim mantığı içine girip kadını korkutmakta, cezalandırmakta, güç gösterisi yapmaktadır. Kadına olan sevgisizlik, ilgisizlik ve şiddet kadının sosyal hayattan kopmasına neden olmakta ve kadında çeşitli sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kadına uygulanan şiddetin nedenleri şunlardır:  Cinsiyet ayrımcılığı, eğitim eksikliği, eşlerin erken yaşta evlenmeye zorlanması, kötü alışkanlıklar, töreler, gelenekler, maddi sorunlar, karşılıklı sevgi, saygının olmayışı, göçler, toplumda yanlış bilinen fakat uygulanmaya devam eden inançlar vb.

Şiddete uğrayan kadın ne yazık ki çocuklarına karşı sorumluluklarını da yerine getirememekte ve o çocuklarda büyüdüğü zaman ailesine benzeyecek tıpkı babası gibi davranmaya başlayacaklardır. Yani şiddet, şiddeti doğuracak ve kısır döngü devam edecektir. Şiddetin uzun süreli olduğu durumlarda ise güven duygusunda sarsılmalar, çaresizlik ve umutsuzluk hisleri, kontrolün kaybedildiği duygusu, kendini suçlama ve özsaygıda düşüş görülecektir. Şiddete uğrayan kadınların kimi eşlerinden ayrılabilirken kimisi ise ekonomik bağımsızlığını eline almadığı için o şiddete göz yummaya devam etmekte ve ne  yazık ki insanlık dışı işkencelere maruz kalmaktadır. Bazen aileler de kızlarına evlendin artık gelinliğinle gittin kefeninle o gittiğin evden çıkacaksın diyerek kendi kızlarına psikolojik baskı yaparak kızın itiraz etme hakkını, mutlu olmak hakkını daha en başta elinden almış olmaktadır. Böyle olduğu zaman da mutsuz aileler, mutsuz çocuklar, mutsuz anneler ortaya çıkacak ve toplumda büyük sarsılmalar başlayacaktır.

Aile içi şiddetin önlenmesi için şu gibi önlemler alınmalıdır: Aile içi şiddetin önlenmesi için erkeklere yönelik programlar yapılmalı ve neden şiddete başvurdukları, neden şiddete meyilli oldukları araştırılmalıdır ve gerekli önlemler alınmaya başlanmalıdır. Annelerin erkek çocuklarını nasıl yetiştireceğine yönelik seminerler verilmeli ve bilinçli anne ve baba adayları yetiştirilmelidir.

Kadınların normal ve sağlıklı yaşam hakkına sahip olabilmesi için birey, toplum ve devlet  bu eylemi bir suç olarak görmeli, bu suça teşebbüs edenlerin cezalandırılması ve kadınların güvenlik içinde yaşamaları için kadınlara her türlü destek verilmelidir. Gerekli olduğu takdirde ailedeki her bir bireye psikolojik anlamda destek sağlanmalıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?